Pabucun Düşünce Dünyası

Yılın başlarını kutlamadım, kutlamayı düşünmedim, kutlamayı düşünmüyorum. Özenti eğlenceleri sevemedim...Yılın başı geldi haydi gecelere akalım lay lay lom diyecek ne halim var ne konumum var zaten ama yine de dediğim gibi özenti(!) eğlenceleri sevmiyorum.Eğleneceksem başka günlere yayarım eğlencelerimi, hediye alacaksam da bunu zaten yapan bir milletiz, illa özel günlere (ki dikte edilen özel günler bunlara dahil değil) ihtiyacımız da olmadığını düşünüyorum.  Ama eğlenecek insanlara da ''Aman haaa neden eğleniyorsun sen şöylesin sen böylesin..''gibi cümleler de kurmam.Özgür irade, özgür bir ülke isteyen istediğini yapar (!) di mi ...Özgür bir ülke hım güzel bir cümle aslında! Ben bu akşam (her hafta olduğu gibi) Leyla ile Mecnun'u izleyeceğim sonrası elimde yeni kitap olmadığı için yine biraz nete takılırım, sonrası malum mışıl mışıl uyku Allah izin verirse. Zaman su gibi akıp geçiyor ve gittikçe de hızlanıyor gibi.Bir adım daha yaklaşıyoruz asıl gideceğimiz

Burada yaşamayı isterdim.Yiyecek,içecek ve internet sıkıntısı çekmeyeceksem tabi :)   Kuzenim canummm, facebook tan bir ileti göndermiş bana :'' YAY coşkulu, sevecen, hareketli, özgür, serüvenci, düşünür, sezgisel, eğlendirici, süslü, iyimser, şanslı, neşeli, sadık, olumlu, güvenilir'' burcumla ilgili.Ben de ne yazsam ne yazsam (illa yazacam ya) diye düşünürken bari burcumun özelliklerini paylaşayım blogumda dedim ve birazcık araştırdım .Yay ne ayakmış diye ,bakın ne ayakmış siz de şahit olun :)    Valla ben Google'nin yalancısıyım.Bu kadar iyi şeyler yazdığına göre ya insanları tanımıyor ya da göze girmek için hep iyileri yazıyor anlayamadım.Benim tembel,gamsız, insanlardan sıkılırsam kaçan,sevdiklerine fazla şımaran,korkak,cesaretsizin önde gideni,değişken, bunalımın dibine vurmadan yüzeye çıkamayan biri olduğumdan hiç bahsetmemiş mesela.Onları da ben yazayım bilgiler eksik kalmasın bari :) Neyse bakın google dan neler öğrendim yay burcuyla ilgili..   Yay

   Yeni yıla nasıl girersen öyle devam edermiş ,bir de ne dilersen o olurmuş..muş muş muş! Mesela ben geçen sene, seyyah olup dünyayı gezmek istedim,Türkiye'de ayak basmadığım dağ bayır çayır ova kalmasın istedim,karavan almak istedim, aklıma bir fikir gelsin ve o fikri yürürlüğe sokayım sonrasında fikrimin zenginliğini yaşayayım istedim,deniz ve ormanın ortak mekanında güzel şirin bir taş evim (tamam küçük bir villam) olsun istedim,kışları Güney Afrika 'da kalayım orada da okyanusa nazır şirin küçük bir ev alayım yerlileriyle mutlu mesut günler geçireyim istedim,gemi turuyla Kutuplara gideyim  istedim,yazar olayım kitap yazayım bile istedim...Pekii kaç tanesi oldu ? Tabi ki hiç biri.En azından %50 si olsaydı bari dedim ama o da olmadı.Demek ki istemek başarmanın yarısı falan değilmiş.Tek çözüm yolu, para denen o gözü kör olasıcaya sahip olmakmış.Bendeki para da karavan almaya zor yeteceği için artık bu dilekleri önümüzdeki 40 yıl her yılbaşında dilemeye devam etmeliyim(40 y

- Acayip zeki bir milletiz de, ah bir de bunu icraate geçirebilsek - Empati,samimiyet, dürüstlük  #Diye1ŞeyVar  insanların nadiren kullandığı - İnsanlığın son 3 bin yılı gibi tarihler ürkütüyor beni.3 bin yılın içinde kimler gelip kimler geçmiştir.Faniliğin tarihsel görüntüsü.. - Hepimiz aynı şeylerden şikayetçiyiz. Hala bir çözüm bulamadık şikayetlerimize. Demek ki Sadece şikayet etmeye alışmışız çözümde gözümüz yok - Tanımadan/bilmeden karar verme.Pişman olmak insanlara özel bir durum unutma - Sen iyiysen herkes iyi sen bir kötü ol bakalım kimlikler nasıl değişiyor ! - Seni görmek istediği gibi görenlerden olacağına, az olsun öz olsun seni olduğun gibi kabullensin..Haklıyım :)

Bir önceki yazımı sildim sizlerden özür dilerim.Yazıyı yayımladıktan sonra aklıma güzel bir fikir geldi.Herkes çekiliş yapıyor hediyeler falan dağıtıyor ben de burada yayımladığım takılardan birini çekiliş yapıp birinize göndermek istiyorum.Gerçi içlerinden birini çekiliş yapmadan hediye olarak göndereceğim ama onun dışındaki takılardan birini de çekilişle hediye etmek istiyorum sizlere.Yorum yazanlardan ya da çekilişe katılmak isteyen dostlar arasından birinize göndereceğim söz :) Herkese göndermek isterdim hediye ama bu mümkün değil malumunuz ,onun için böyle bir şey düşündüm kabul ederseniz :) Beyler sizler de katılabilirsiniz kız arkadaşlarınıza güzel bir hediye olur ,ne dersiniz :)  Yorum yazarken hangi takıyı beğendiğinizi yazarsanız çekiliş sonunda kazanırsanız o takıyı gönderirim.. Saygılar ...

Denizi sevenler de farklı farklı..Mesela ben önceleri yalnız sahilde oturup izlemeyi severdim denizi.. Sonra yaklaştım az biraz ,içinde bulundum suya olan korkuma rağmen. Daha bir sevmeye başladım denizi..Artık huzur vermekle birlikte heyecanlandırıyordu da beni... Şimdi ise dalıp içindekileri doyasıya izleyip, zevkine varmak istiyorum. Hep uzaktan(belgesellerden)izlediğim o güzellikleri gözlerimle görüp, yüreğimde hissedebilmeyi istiyorum. Dışarıdan izlemesi güzeldi ama içinde olup deniz altı dünyasını da yaşamayı istiyorum. Çünkü denizi her haliyle her durumda seviyorum. Gerçi bu benim için hayal olsa da bunu hayal etmek de büyük bir mutluluk... Tüpsüz dalış yapıp, kısa süreli de olsa oraları görmek büyük heyecan olurdu!... Olur mu olur!  İmkansız diye bir şey yoktur belki de!... İnanmadığım/ız (olmasına ihtimal vermediğim/iz şeyler) belki de gerçektir/gerçekleşebilir,kim bilebilir!!!... Yeter ki isteyelim, sonrası teferruat olsun!... Notun Kuzeni: 21

  Bizim yolculuklarımızdan ara ara bahsediyorum sizlere blogumda.Minumum hız 120, maksimum hız 174 bizde sınır.Ama kanunlar öyle değil (ne mutlu) peki sizin sınırsızlığınızla kanunların sınırı çakıştığı zaman ne oluyor? Böyle(fotoğrafa bakınız) yolda yakalanıyor durduruluyor ve  paşa paşa ceza alıyorsunuz.100km sınır olan yerden 150km hızla geçmemeyi de öğreniyorsunuz böylelikle!!! Hız sınırını aşmanın cezasının 320 lira olduğunu da öğrenmek cebinize zarar size bilgi olarak aktarılmış oluyor ve siz de daha dikkatli araba kullanıyorsunuz!...   Yanınızda olanların korkuyla yaptıkları dualar bir gün size trafik polisi olarak geri dönebiliyor ( iğrenç espri yapasım var ama ceza biraz yüksek olduğu için yapmayacağım bu sefer) ve trafik polisinin arabayı durdurması yanınızda yolculuk edenleri mutlu bile edebiliyor !!!   Kurallar bizleri korumak için var.Onun için kurallara uyalım, onları dikkate alalım, yarış pistindeymiş gibi araba kullanmayalım di mi ? Kış da geldi ,kar lastikle

Resim aradım bulamadım ben de bu tebessümlük resmi kullandım fena da olmadı gibi gibi ;) Canım yazmak istiyor ama aklımda konu yok bir halde radyodaki dj lerin saçmalamalarını dinliyorum.Muhabbetleri sıkıcı olsa da çaldıkları parçalar fena değil .Şimdi Göksel ''Yalnız Kuş''çalıyor mesela... Serdar Ortaç çalıyor bu radyo frekansını değiştirme zamanım geldi.Radyoyu kapatayım da yazımı yazmaya başlayayım bari (zahmet olacak ) Aklıma bir konu geldi bununla ilgili yüzeysel de olsa bir post girmiştim ama olsun.Biraz bu ortamdan bahsetmek istiyorum.Burada tanıdığım kişilerden, tanıdığımı düşündüğüm mü demeliydim bilemiyorum. Çok farklı kişiler tanıdım tıpkı sizler gibi.İçlerinde saçmalayanlar da oldu, canımı sıkmak için gayret gösterenler de ,bana dost olan da,beraber kahkahalarla güldüklerim de...Yazılarıma yorumları mail atarak belirtenler ki uzun uzun yanlışlarımı ya da güzel yazdıklarımı belirten özel mailler atanlar .. Profil resmimi değiştirdiğimde mail atıp be

Bir zamanlar hissettiğin ama gerçekliğini unuttuğun... Bir küçük sebep. Belki de bir bekleyişin son hali... Umulan ama umulmadık zamanda karşına çıkan... Hissediş... Farkında oluş... Ruhu okuyuş... Yüreğe dokunuş... Karanlık yolun sonunda seni bekleyen tebessüm,bir ışık. Çıkmazlarda seni görüp uzanan bir el sıcaklığı, Umudun biri tarafından sana geri getirilişi, Sevmenin dile getirilememesi, Gözünden sakınış, Kırma korkusu, Kalbin melodisi. Sabrın en güzel hali. Konuşmadan hissediş,anlayış,bekleyiş,heyecan,tılsım, aynı şarkıda heyecanlanış Tüm güzellikleri içinde barındırma hali Mutluluğun ,neşe ile hüzünle karışmış en vazgeçilmez hali... Adını bir türlü koyamadığın halde içinde besleyip büyüttüğün duygunun, dil ile olmasa  bile, hal ile yansıtılması !... Belki de dile getirmeye korktuğun, Yokluğunu savunduğun ama günün birinde içine düşüp kavrulduğun... Kalbinin seni dinlemediği, Sesine ses vermediği, Engellerini aşıp geçtiği, Durdurmaya gücünün yetmediği

İnsan yaşamadığı şeyleri yaşayanları yargılamaktan nasıl oluyor da korkmuyor?Yarın başına ne geleceğini bilmiyorken nasıl olur da büyük laflar atıp tutar orta yerlere? Yargıladığı insanın hayatından bihaberken daha rahat atıp tutuluyor sanırım... Herkesin derdi kendine büyük olduğu gibi herkesin imtihanı da farklı şekillerde.Başkalarının hayat mücadalesiyle,yaşam biçimiyle meşgul olurken kendi akıp giden hayatını yanlışlara sürüklemek kişiye kâr olabilir mi ? Neyi tüketiyoruz nasıl tüketiyoruz? Sana ne onun bunun ne giydiğinden, ne aldığından ne yeyip içtiğinden,nereye gittiğinden...Madem beğenmiyorsun onlara benzemezsin olur biter .Herkesin doğrusu kendisine, herkesin yaşam biçimi kendisine.Bulunduğun ortamda ne kadar insan(!) kalabiliyorsun, ne kadar iyi olabiliyorsun ne kadar ışık olabiliyorsun sen ona bak ,ona buna kusur bulup içinde olmadan ahkâm keseceğine... Dün küçümseyip,alay ettiği,yadırgadığı/yargıladığı kişilerin yaptıklarını bu gün kendi yapanlar ya da yargıladıkları k

Bu jetle gezinirken yükseklik korkum bile kalmadı ;) Merhaba yine döndüm aranıza..Her gün yazıp çizip ,okumaya yorumlamaya ... Bu sefer Avea ile ulaşıyorum sizlere bakalım nasıl gidecek bu şekil iletişim.Gerçi yıllardır Avea tlf hattı kullanıyorum pek şikayetim omadı ama konu net olunca insan tırsmıyor değil ! Yıllardır TT net tarafından sömürüldükten sonra (uyy çok mu acımasızca oldu ki!) Bir de avea ile payımıza düşeni alalım dedim. Yılın sonu geliyor çoğumuz koca bir yılın muhasebesini yapmaya başladı kimi de Maya'ların kehanetleri üzerine sabitlenmiş o meşhur tarihi bekliyor...Tüm dünya 21 Aralık'ta kıyamet kopacak fikrine odaklandığında milyarlarca kişinin dileğiyle küçük bir kıyamet gerçekleşmeseydi! Kıyametin ne zaman kopacağı Peygamberlere bile bildirilmemişken Mayalar'ın bilmesi üstelik tarih bile vermesi ne kadar düşündürücü! Dünyanın sonunu görecek kadar kalp gözü açık bir milletmiş Mayalar! İnsan ister istemez merak ediyor onları..Onlarla ilgili bir fil

Mesajınız Var adlı bir film vardı hatırlar mısınız bilmem. Meg Ryan ve Tom Hanks oynuyordu.Masalımsı, aşk konulu bir film...Orada kızın sahip olduğu kitap evi şu an benim yazımda geçecek olan örneklerden biri.İşte aynen ona benzer bir kitap evine sahip olmak istiyorum.Tek farkla benim kitap evimde oturup kahve içip kitap okuyabileceğiniz bir köşe de olacak (üstelik kahveler benden) İnsanların severek geldiği bir mekan olsun istiyorum.Yani orada yaşlanayım, nine olduğumda bile ziyaretçilerim eski öğrenciler olsun gibi...Kitap satarak zengin olma hayalim yok,hayalim kitapların içinde kitap severlerin takıldığı bir mekanda yaşlanmak (oy oy, ne kada da romantikmişim de bilmiyor muşum) Hem okumak hem de okunmasına vesile olmak hem de sevdiğim bir işi yapmanın zevkine varmak... Sahafları da severim hem oralarda ömür geçiriyorlar hem de yaşlı kitaplara sahip de oluyorlar.Çok okunmaktan aşınmış bir kitap ne kadar da anlamlıdır! Kaç kişiye yol olmuştur ya da kaç kişinin yolundan taşları arın

Sorgulamanın nesi kötüdür ki sorgulama da takılı  kalamadığın sürece.... Kendin olmanın nesi kötü ki ; kendini insanlara beğendirmek için uğraşmanın yanında ! Neden kabullenemiyoruz farklarımızı farklı bakış/görüşlerimizi...Neden ama neden hep kendimize benzetmeye çalışırız karşımızdakini...Neden bu kadar bencil olabiliyoruz! Neden insanları oldukları gibi kabullenemiyoruz ve kendimize benzeyen insanlardan bir halka oluşturmaya çalışıyoruz etrafımızda ? Aynaya bakar gibi bakmak zorundamıyız karşımızdakilere.Evet kendimize benzeyenleri buluruz çoğunlukla ama benzerlikleri bulup mutlu olmak başka ,karşımızdakine kendimizde var olanları dikte etmek, bizde var olan kalıba sıkıştırmaya çalışmak çok başka! Tüm insanların tek yaşam şansı var ve neden biz o yaşamı kendi kafamıza/kişiliğimize göre şekillendirmeye çalışıyoruz ki! Kafan uymuyorsa uzak durursun olur biter.Her şeyi dost gibi paylaşmak zorunda değiliz ki, kafan uymuyorsa bir birine karışmazsın olur biter .Bana soracak olursan b

insan neyden emin olabilir ? Şimdiki an için konuşacak olursak emin olabileceğimiz tek şey kendi duygularımız/düşüncelerimiz olur ki bunun bile sonrası için garantimiz yoktur.Her şey gibi duygu ve düşünceler de değişkendir.İster istemez değişir dururlar.Çok sevdiğiniz /savunduğunuz bir şeyin yarın yanlış olduğunu görür fikrinizi değiştirirsiniz.Nefret ettiğinizi söylediğiniz birini yarın seversiniz ve buna şaşar kalırsınız.Hayat enteresan büyük konuşmamak gerekir bunu da kulağa küpe yapmak lazım (bu kulağı delik olmayan benim için de özellikle geçerli)değişimin her zaman diri olduğu bir yaşam içindeyiz konuşurken kesin çizgilerle konuşmamak lazım. Gerçi sev(e)mediğimi söylediğim kişileri tüm çabama rağmen sevememişimdir ama yine de ne olur ne olmaz diye beklerim atıp tutmadan önce.Şimdilerde çok fazla gözüme takılan tüm iyi niyetime rağmen sinirlerimi zıplatan biri var hayatımın kıyısında köşesinde.Tam ''Tamam ya sanırım iyi niyetli bu kişi,sözleri hinlik/cinlik içermiyor&#

Doğru ya da yanlış tartışırız bir ortamını bulunca ama bir sonuca vardım bizlerle ilgili.Bizlerle derken yani milletçeyi kastediyorum (istisnalar konu dışı)  BİZ dışarıdakiler için canımızı veren cinsten bir milletiz (can vermek tabir olarak kullanılmıştır) Mesela mı ? Ülkemizde yapılacak uluslararası gösteri/faaliyetlerde şehirlerin harıl harıl temizlenip farklı görünüme bürünmesi ilk örneğim olabilir.Yolların düzeltilmesi ,çevrenin görsel olarak bile güzelleştirilmesi.... Her şeyin en iyisini misafire hazırlarız özenliyizdir ama en çok özeni eve gelecek misafire  yoğunlaştırırız.Mükemmel olmalıdır verilecek hizmet ve yemek. Ya da yabancılara (turist diyelim) en güzel hizmeti veriyoruz vermek için elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz. Oteller onlar için yapılıyor, tatil beldeleri onların isteklerine göre şekilleniyor,en kaliteli hizmetler onlar için veriliyor(Kaz ve tavuk benzetmesini hatırlayın) ve bunun için de hiç bir fedakarlıktan(!) kasılınmıyor... Teftişleri düşünün

son zamanlarda Mecnun şarkılarını da dinliyorum  ''Kendimi arıyorken olmaktan korktuğum yerdeyim,sendeyim.'' ''Sevmeyeni hadi bırakın doğasına'' ''Bize bir adım gelene biz bir ömür gideriz'' ''Son bir dilek alacağım var kayıp giden yıldızlardan'' ''Yaşamaksa yaşadım lakin, canımın çoğu kaldı sende'' ''Elif kaşlarını çatar, gamzesi sineme batar'' ''Ey göklerin yıldızı benim farkımda mısın ?''(Karadeniz şivesiyle okunacak) ''Sen olmasan gelemezdim  sevemezdim bu şehri ,anlamazdım dilinden'' ''Bana seni seven bir kalp bile bırakmadın'' ''İster güneş ol yak beni ,yağmurum ol ağlat beni'' ''Cilalanıyor ruhum İstanbul sağanağında'' ''Dertlerimin dermanı ol hercai'' ''Bir aşk mı çare olur zaman mı söyle..'' ''Bİz hiç alışmadık bir kalıba uyamadık,bir birimizden