Ana içeriğe atla

Bu MİM'den Kaçanı Masal Kahramanı Yaparım Bilesiniz;)


 Bir varmış bir yokmuş,bu durumda ortada hiç bir şey yokmuş.Bir var bir yoksa olacağı bu değil mi? Eksilerin artıları götürmesi gibi bir durum bu değil mi? Bu durumda elde koca bir sıfır kalıyor ve o sıfırın içinde geçiyor tüm masallar!...Ben masala girişte böyle muhalefet yaparsam masalın sonuç bölümü değil gelişme bölümü bile zor gelir.Başlamak lazım bir yerden, susarak...

  Aslında ben kim masal yazmak kim ama tüm suç bizi yıllardır beyaz atlı prenslerin geleceğine,kurbağaların öpülünce prenslere dönüşeceğine,prenseslerin kurtarılınca kurtarıcı delikanlılarla evleneceğine inandırmaya çalışan masalların.Yıllardır beyaz atlı prensleri gelecek diye genç kızları beklettiler.Onlarda ,beyaz atlı prensleri gelecek diye ne doktorları ne mühendisleri ellerinin tersiyle ittiler.Üstelik bunu ''Kusura bakmayın ben mükemmel beyaz atıyla gelecek mükemmel aşkım olan Prensi bekliyorum''diye de yapmadılar.Daha bilmiş laflar ettiler''Elektrik alamadım,farklı dünyaların insanlarıyız,farklı pencereden bakıyoruz dünyaya, frekanslarımız tutmadı''gibi.Sonra ne oldu yaş kemale erdi ve ne çamaşır suyuyla yıkanmışçasına beyaz atlar üzerinde Prensler geldi ne de doktorlar mühendisler geri dönüp ısrar ettiler.El de var sıfır demişmiydim! Bu masallar çıtayı çok yüksek tutturdu ve eldeki/yakınlarındaki güzellikleri de görmeyi engelletti gençlere.

  Beklenen prenslerden başka bir de öpünce Prens olan kurbağalar vardı masallarda.Prenses kurbağayı öper ve kurbağacık yakışıklı,karizmatik,bol paralı,yazlığı kışlığı,arabası olan zengin bir delikanlıya döner!..Sonra evlenirler mutlu mesut yaşarlar.Bu masallarla uyutulan çocuklar büyüdüklerinde öptükleri herkesin Prense dönüşeceğini sandılar ama yanıldılar.Çünkü çoğunun(istisnalar illa ki olacak) öptüğü adam sonradan öküze,ayıya,mandaya,tilkiye, çakala döndü de kızlar hayal kırıklığı yaşadı..Sonu hüsran öpüşler!..

 Hatta kulelerde tutsak tutulan Prensesler hiç bir zaman parası olmayan delikanlıları çekmediler yukarılara.Hatta delikanlıların çoğu o kulelere çıkabilmek, oralardan ev alabilmek için gece gündüz çalışmak zorunda kaldılar.Çalışsa bile alamayacak olanların sayısı orada yaşayabilenlerden her daim az oldu!..Oralarda yaşayanlar da Prens ve Prensesler gibi yaşadılar ;paraya para demeden,baba parasıyla/iktidarıyla hayatın tadına vararak,kulelerin dışındakileri düşünmeden huzur içerisinde kendi hallerinde..Tıpkı masallardaki gibi!...

  Bütün masalları burda anmayayım siz benim ne demek istediğimi anlamışsınızdır bu kadar yazmakla.Demem o ki;masallar dinlemek sonra da uyumak için vardır.Olur da uyumadan önce hayal kurma sıkıntısı çekeriz diye anlatılan hayal dünyasını zenginleştirmeye çalışılan öykülerdir.Gerçeklerle ''aşk'' dışında benzerliği olmayan hikayecikler..Fazla kaptırmamak lazım masallara kendimizi.Prensten de kurbağadan da sevgili olmuyor.Olsa olsa masallarda oluyor işte...Zaten zamane kızları da evi,arabası,dolgun maaşı ,sigortası olmayan delikanlılarla fazla takılmıyorlar.Hatta Prensler kadar yakışıklı olsalar bile...Bu devirde para/güç/menfaat konuşuyor; masallar susuyor,sevgi susuyor,aşk susuyor...

  Cesareti olanlar aşklarıyla sevgileriyle kendi masallarını yazıyor.Tüm zorluklara rağmen...Ne Prens, ne Prenses ne de öpülecek kurbağa bekliyorlar.Yalnızca seviyorlar ve bu uğurda yürüyorlar...Bu yolda başarılı oluyorlar ya da olmuyorlar bilemiyorum ama hayali kahramanları bekleyip sevgilerini yüreklere hapsetmiyorlar biliyorum.Gerçi aşkta vuslat olunca bitiyorsa aşk hikayelerinin mutlu sonla bitmesininde zaten sadece masallarda mümkün olduğunu kabul etmem lazım.Bakın sırf bu güzel sonlar için masalları sevebilirim.Ya aslında ben masalları seviyorum ama işte bu kadar ciddi yazmamın sebebi;  iş gerçeğe gelince hiç bir şey masallardaki gibi değil onu hatırlatmaktı. Gerçi bunları hepimiz biliyoruz benimki bir acı hatırlatma oldu sadece...

  Hem bir düşünsenize,ya o beyaz atlı Prens kel,kör,topal,şişkoca,siyahi bir kambursa! Varsın olsun,estetik amaliyat diye bir şey var diyorsunuz ,siz de haklısınız.Çaresini buluruz yeter ki Prens olsun diyorsanız siz bilirsiniz...

  Peki,ya kurbağayı öptüğünüzde Prens değil de,asgari ücretle çalışan birine dönerse! Ya da uğruna savaştığınız,devleri ejderhaları(!) yendiğiniz o Prenses;iki kelimeyi bir araya getiremeyen,şımarık,kavgacı ,kibirli,boyu boyunuza huyu huyunuza uymayan biri çıkarsa.Düşünsenize ya elektrik alamazsanız Prensesten ne korkunç!...Estetik ameliyat burada da faydalı olur mu ?Yaptığınız savaşla kalırsanız...Böyle sonuçlarla da karşılaşabilirsiniz...

 Sevmek için,mutlu olmak için;Prenslere,Prenseslere,öpülecek kurbağalara hiç gerek yok.Yüreğinin sesini dinlemen yeterli.Tabi amaç aşkı/sevgiyi doyasıya yaşamaksa.Yok aşk ikinci planda ben rahat yaşamaya bakarım dersek evet oturup bekleyelim Prensleri zira rahat bir yaşam için lazım Prensler kadar zengin insanlar!!!..Bu devirde asgari ücretle çalışan ya da ayın sonunu anca getirenlerle hem aşk hem rahat bir yaşam olmayabilir!..Bunu ben demiyorum dağılan aileler diyor ...Dağları delenlerın,çölleri aşanların,devlerle savaşmayı göze alanların devri kapandı artık, menfaat yarışı önde götürüyor ve maddiyat her sevgiyi eline geçirmiş durumda!..Yok yok bu kadar da acımasız olmayacağım yazının sonunda.Sevmek her şeye rağmen bu dünyanın en güzel duygusu.Sonu olsun ya da olmasın ;anı kıymetli kılan yaşama en güzel rengi katan,insana yaşam enerjisi veren yüce bir duygu.Şimdi sosyal mesaj mı verdim ki ben? Hı, e o zaman benim çıkma vaktim gelmiş ya!. Benden bu kadar bundan sonra belki oturur bir masal yazarım ama bunları da yazmadan geçemedim.

Şöyle yapalım;bu yazı bir MİM konusu olsun.Sizler de her hangi bir masalı günümüze uyarlayarak ya da kafanıza göre değiştirerek yazın yayımlayın.Aklımda bir kaç kişi var bu işi süper bir şekilde yapabilecek.İyisi mi ben mim i onlara şutlayayım ve sonradan arkama yaslanıp onların masallarını okuyayım.Sevdim bu fikri...İsteyen masal da yazabilir.Sizlere kalmış...

1-Nutukçu çünkü senin kurbağalı yazından esinlenerek yazdım bu yazıyı (Gerçi hemen anlaşılıyordur esin kaynağım) ve kurbağa yerine Ceylan olur kabul ;) Senin yazın duygusaldı (ve harikaydı) benimki de tam tersi oldu...Ben de bu mimi cevaplayacağım hem de gerçekten masal tadında...

2-Banu Eker,bundan süper yazı çıkaracağına eminim arkadaşım.Merakla bekliyorum...

3-Erkan Bey,T.İ.O bu konuda çok iyi yazı yazar hiç şüphesiz.Beni kırmayacağını da düşünüyorum.İçerisinde bolca espri de olacağınına eminim.

4-MİT,kedili posttaki yorumundan sonra bu MİMden asla kurtulamazsın haberin olsun.Hem sen yazarsın yani YAZARsın kaçmazsın bir masaldan değil mi? Kaçmazsın ne kaçacan ya...İmza gününden sonra da olur yeter ki yaz.Hazır bu aralar bloguna geri dönüşken boş bırakmamak lazım seni...

5-Hüzzam Makamı (Ufuk) öğretmen bey siz de bir şeyler karalarsınız herhalde kırmazsınız Pabuç'u.

6-Kahve Telvesi,sen yaz masalı söz veriyorum senin hayatınla bağdaştırmayacağız yazdıklarını.Yorumda öyle bir not düşmüşsün ya oradan aklıma geldi ve söz vereyim dedim ben de ;)

Yorumlar

Adsız dedi ki…
-Kurtuluş'a gider mi abey ?
+Ooooo sen yanlış gelmişsin.Bak şimdi burdan 200 metre yürü.Orada bir büfe var gördün mü ?Ordan hacı ismailin kasap var.Onun orda sağdan aşağı bir yol iniyor.İn oraya.Yoldan inince bi tane ....

-Tamam abey kurtulmasam da olur.
kahvetelvesi dedi ki…
Yani sevgili Pabuç...çok yazını okudum, çok yazına hayran oldum, ama nedense buna ayrıca bayıldım ( yazının sonunda adımın geçmesinin bununla ne kadar ilgisi var bilemiyorum :)) Çok zor bir şey istemişsin benden. Görelim bakalım ne olacak ??...
Elif Kararlı dedi ki…
/GÖK-TÜRK,
yemezler :))

/kahve telvesi,
oo sen bir de benim bu mim e cevabımı okusan diyorum da başka bir şey demiyorum ;)

Merakla bekliyorum cevaplarınızı...
gelibolu17 dedi ki…
Pişttt güzel insan bi koşu benim bloga gelsenya :) http://gelibolu17.blogspot.com/2012/11/hayat-sevince-guzel.html
Volkan DENİZ dedi ki…
Madem benim hikayemden esinlenmişsin. O halde ben hakkımı savuşturmuş olmuyor muyum. :) O da bir nevi masal sayılmaz mı?

Yok tamam sayılmaz dediğini burdan duydum. Çok zaman alacak ama bir masal yazmamıştım sayende ona da girişelim bakalım. Kim bilir belki de bir başlangıç olur :)
Elif Kararlı dedi ki…
/Gelibolu17,
hemen geliyorum:)

/Volkan DENİZ,
iyi ki duydun yoksa davul elimde gelecektim yani :)) Hadi bakalım merakla bekliyoruz masalınızı...
BANU dedi ki…
Çok teşekkür ederim beni mimlediğin için :) Bu gece bir kurgu hazırladım, inşallah yarın yazarım. Sevgiler :)
Elif Kararlı dedi ki…
/BANU
harika bir yazı olacağına eminim...Şimdiden teşekkürler dost..
cem dedi ki…
hep prenslerden bekleyin zaten:atı onlar bulsun, onlar önce kurbağa sonra yağuşuklu bi adam olsun, onlar gelsin... siz hiiiç kımıldamayın, hayret bir şey...:))
Elif Kararlı dedi ki…
He sonrada bir ömür boyu biz Prenslerin işlerini yapalım ohh ne ala..At bulmak kurbağa olmak mı zor oldu yani tembelsiniz tembel ..At dediğin ne ki sanki cık cık :)
Adsız dedi ki…
Son zamanlarda okuduğum en güzel yazılarından biriydi. Hatta bir ara bitti sandım üzüldüm. Sonra baktım kurbağalar öpülmeye devam ediliyor :)
Yazının en güzel tarafı da hiç kuşkusuz ......... :) Ayrıca teşekkür ediyorum bunun için. :)
mit dedi ki…
Hayatımda gördüğüm en kazık mim bu olsa gerek :) Bunun için sana ayrı bir ödül vermeleri lazım Pabuç. Fikir güzelmiş yalnız, üzerinde düşünülesi... Fuardan sonra hatırlat sen bana bunu.

Yazdıklarında bir o kadar doğru ayrıca. Hepsine gönülden katılıyorum 32'sine gelip de hala bekar olan bir insanoğlu olarak :)

Görüşmek üzere...
cem dedi ki…
at bul üstüne bir de at binmeyi öğren. ohoooo kurbağa olurum daha iyi :))
Elif Kararlı dedi ki…
/Kalemzâde;
Sizden bunu duymak çok güzel..kelimelerin efendilerinden iltifat almak :)

Yazının en güzel tarafı bitmesi miydi efendim :) Bu arada sizi buralarda görmek güzel..Yine bekleriz :)

/mit,
Kazıkçı fizikçi gibi oldu ama olsun hazır yazarları yakalamışken peşlerini bırakmamak lazım Yarın öbür gün meşhur olduğunda diyeceğim ki:''Mit benin mimleri bile cevapladı'' :)) hava atacam...Okuyucuların ve imza isteyenlerin uzun kuyruklar olsun inşaallah :) 32 yaşında bekar mı? senin gibilerin sayısı o kadar çok ki bu devirde ;)

/Cem,
bu aralar hayvanlarla pek içli dışlı olundu :)) Kurbağa olmayı at binmeye tercih ettin ya diyecek lafım olamaz:)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mektubum Var!

   Yine  yıllar  öncesine  geri   dönüp bi anımı yazacam annemin de  bu yazımı okuyacağını bile bile:) Hoş belki de bunca zaman sonra annem bile unutmuştur  bu olayı ,onun için ona da bi hatırlatma olur:))    Lise yıllarıyla ilgili bir yazım vardı hatırlayanlar olur aranızda işte yine aynı dönem içirisinde ben böyle aklım bir karış havada evden okula ,okuldan eve gidip gelirken gözüm bişey görmezken evdeki aile cemaatinden kopup aklımı fikrimi bir  kişiye odaklamışken farkedememişim hal ve hareketlerimdeki (sanırsam olumsuz) değişiklikleri...Odamdan çıkmamalar ,gizli telefonlar , herşeyin ben bilirim havaları ve beni sevenlere karşı ukala davranışlar almış başını gitmiş (hala hatırlamıyorum o derece kendimde olmama hali yani:)  her zaman derim aşk başa gelince akıl yıllık izne çıkar bu doğaldır:P) Benimle iletişim kurmaya çalışan anneme artık nasıl davrandıysam kadıncağızın demekki canına tak etmiş ki  sitem edeceğ...

Lütfen Okuyan Herkes Cevaplasın!

 Nerden çıktı bu deyip söylenmeyin sakın ,önce bi okuyun kabul etmezseniz hiç  görmemiş gibi yaparsınız :) Her gün yazımı ortalama 100 kişi okuyordur bunlardan 50' si sürekli okuyucu olsa e güzel bişey bu :) Ben yazılarımı okuyanlardan benimle ilgili düşüncelerini ya da yazılarımla ilgili eleştirilerini almak istiyorum...Merak işte yerli ya da yersiz merak ediyorum bakalım reeldekilerin düşünceleriyle benzerlikler var mı? Ki varsa kendimi doğru ifade edebiliyorum kör topal yazılarımla demektir ;)   Kırmazsınız beni biliyorum..Olumsuz düşünceleriniz de olabilir tabiki ben hepsine açığım , argo kelimeler içermeyen her yorumu yayınlayacam hatta ''anonim '' yorumlar da dahil buna.. .   Not:Resimdeki güzel bayanla uzaktan yakından bi bağım yoktur biline... Sadece düşünüş şekli hoşuma gitti! 2. Not: Tüm yazılarıma yorum yazarak beni yalnız bırakmayan kişiler (!) sizden biri bile yorum yapmazsa gelir bulurum sizi ,Küçük Emrah gibi bi bakış atıp şarkı söyler pişman eder...

Bir Bakar mısınız?

Bu bir kamuoyu yoklamasıdır ;) Blog yazılarını ara sıra ya da sürekli okuyan kaç kişi olduğunu merak ediyorum.Tamam farkındayım çok meraklıyım ama her şeyin temelinde merak yok mudur ;) Yazma konusunda kabiliyetli değilim malum ama bu yazmayı sevmememi gerektirmez dimi yani ;) Seviyorum yazmayı,okumayı uf bir de konuşmayı :) Neyse konu kim vurduya gitmesin lütfen sayfamı tıklayan herkes cevaplasın sorumu.Blog yazılarımı okuyor musunuz, okumuyorsanız blogumu neden açıyorsunuz kaardeşim? :)) 500'e yakın blogu izlemeye almışım bir o kadarı da benim blogumu izliyor görünüyor.Kaç kişinin gerçekten yazılarımı takip ettiğini merak ediyorum. . Yorum yazmadan geçmeyiniz kırılırım bilesiniz ;)