İnsanlardan ben de herkes kadar şikayet ediyorum.Aslında şikayet etmek ne kadar büyük bir ayıp biliyorum.Önce şikayet edip bik bik bik söyleniyorum sonra da pişman oluyorum ''Ne konuşuyorsun,sen ne biliyorsun doğruyu yanlışı, sanki sen çok mükemmelsin, bütünü göremiyorsun gördüğün kadarıyla ne şikayet ediyorsun..''diye bir güzel kızıyorum kendime.Gerçi kızıyorum da ne oluyor bir gün oluyor bakıyorum yine birilerinden/bir şeylerden şikayet ediyor buluyorum kendimi...Uslanmaz biriyim ben ...
Bu şikayetlerimiz arasında güzellikler de oluyor.Hatta kızdığım insanlardan bile güzellikler görebiliyorum.Evet evet bazen yapıyorum böyle güzel şeyler.Bir de kendi kusurlarımı düşününce başkalarının kusurlarına sıra gelmiyor ,size de tavsiye ederim bunu.Bazen zor da olsa kızdığım insana iyilik yapıyorum.Bana adım atmayana ben adım atıyorum -bunu da nadiren yapıyorum itiraf edeyim-ama adım atmayana adım atmak size iyi geliyor kim olduğunuzu unutmamak adına, inanın!...
Mutsuzluk naraları atarken yüreğim, dışarıda tanımadığım çocukları sevindiriyorum dağıtıyorum kara bulutları üzerimden.Ya da tlf etme fakiri olan ben,uzun zamandır aramadığım dostlarımı arıyorum (çok ayıp ama bunu da nadiren yapıyorum)Ya da arkadaşlarımla bir fincan kahve içiyorum 40 yıl hatırımız kalsın diye...Gibi gibi şeyler..
Sonra,yazıyorum..Önceleri kağıda yazıp sonra yırtıyordum sinirlendiğim şeyleri..Şimdi ise blogumda paylaşıyorum ve rahatlıyorum.Gerçi yazıp yok etmem daha mı iyi oluyordu bilemedim ki şimdi!..Blog da sinirliyken yazdığım yazılarımı otomatikman silse keşke..
Ya şimdi sinirli falan değilim aksine fazlaca sakinim ama az biraz şifayı kapmış,koca burun bir haldeyim ve uyuyamıyorum..Cin gibi bakınıp duruyorum sulu gözlerimle.Grip de uzanıp dinlenmekle geçiyormuş ben de onu yapamıyorum onun için burdayım ve saçmalıyorum işte..Ne yapalım ben de böyle biriyim ;az iyi, az kötü, az deli, az geveze, az şımarık, az tuhaf, az bilmiş, çok cahil...
Herkese neşeli hafta sonları ...
Bu şikayetlerimiz arasında güzellikler de oluyor.Hatta kızdığım insanlardan bile güzellikler görebiliyorum.Evet evet bazen yapıyorum böyle güzel şeyler.Bir de kendi kusurlarımı düşününce başkalarının kusurlarına sıra gelmiyor ,size de tavsiye ederim bunu.Bazen zor da olsa kızdığım insana iyilik yapıyorum.Bana adım atmayana ben adım atıyorum -bunu da nadiren yapıyorum itiraf edeyim-ama adım atmayana adım atmak size iyi geliyor kim olduğunuzu unutmamak adına, inanın!...
Mutsuzluk naraları atarken yüreğim, dışarıda tanımadığım çocukları sevindiriyorum dağıtıyorum kara bulutları üzerimden.Ya da tlf etme fakiri olan ben,uzun zamandır aramadığım dostlarımı arıyorum (çok ayıp ama bunu da nadiren yapıyorum)Ya da arkadaşlarımla bir fincan kahve içiyorum 40 yıl hatırımız kalsın diye...Gibi gibi şeyler..
Sonra,yazıyorum..Önceleri kağıda yazıp sonra yırtıyordum sinirlendiğim şeyleri..Şimdi ise blogumda paylaşıyorum ve rahatlıyorum.Gerçi yazıp yok etmem daha mı iyi oluyordu bilemedim ki şimdi!..Blog da sinirliyken yazdığım yazılarımı otomatikman silse keşke..
Ya şimdi sinirli falan değilim aksine fazlaca sakinim ama az biraz şifayı kapmış,koca burun bir haldeyim ve uyuyamıyorum..Cin gibi bakınıp duruyorum sulu gözlerimle.Grip de uzanıp dinlenmekle geçiyormuş ben de onu yapamıyorum onun için burdayım ve saçmalıyorum işte..Ne yapalım ben de böyle biriyim ;az iyi, az kötü, az deli, az geveze, az şımarık, az tuhaf, az bilmiş, çok cahil...
Herkese neşeli hafta sonları ...
Yorumlar