Ankara'yı oldum olası sevmişimdir çoğu kişinin aksine.Düzeni,sakinliği hoştur başkentimizin (ki son yıllarda sukunet falan kalmamış Ankara'da o ayrı) Bir yılım Ankara'da geçmişti.Cem Dershanesine gitmiştim,ne günlerdi be! Gerçi dershaneye gittim de ne oldu?İstediğim okulu kazanamadım onun yerine eğlenceli bir yıl ve bir çok arkadaş kazanmış oldum...Bu da bana teselli oldu,ne yapalım....
Galip ile Serkan ikilisi vardı sınıfımızda ben ömrü hayatımda (bu lafı seviyorum) onlar gibi komik ikili tanımadım.Hangisinin daha komik olduğu konusunda hep muallakta kalmışımdır.Neyse konumuz bu iki deli çocuk değil onun için o iki güzel insanı anlatmayı kesip konumuza döneyim (konu demişken konu ne ki,aaa konu yok ki bu yazıda unutmuşum ,istediğim gibi yazabilirim yaşasın)
Aslında Sevgili Banu Friendfeedde bir rica da bulundu bizlerden, verdiği kelimelerden öykü yazılması konusunda...Taki bana sıra gelen kadar öyküler yazıldı yayımlandı taki sıra bana gelene kadar!...İlk öyküde bir şekilde sıyrıldım işin içinden çünkü ben kim öykü yazmak kim...Şimdi ikinci bölümü başladı öykü zincirinin,ben bu sefer de sıyrılamayacağımı anlayıp verilen kelimelerden yazı çıkaracağımı söyledim ama söylerken bunun öykü olacağı sözünü vermedim çünkü biraz önce de söylediğim gibi :Ben kiiiiim öykü yazmak kiiimm!
Aslında şeytan diyor ''al bu kelimeleri karıştır karıştır ve tek cümle içinde kullan ve bitir yazını'' ama bize şeytana uymak yakışmaz ve özellikle de Tokerdo'nun çenesinden beni kurtara bilecek bir paratoner icat edilmediği için yazmaya devam edeyim ben...
Tokerdo demişken tansiyonum çıktı ben bi kolonya alıp koklayayım da baygınlık falan geçirmeyeyim önce..Niye mi? Ben ömrümde böyle inat ,böyle çenebaz,böyle gizemli birini tanımadım ahali(gülmeee haklıyım )Bu şahsın adını öğrenebilmek için 1 yıl geçti aradan (adı da bilinmedik bir şey olsa üzülmem en bildik isimlerden biriymiş boşuna ısrar etmişim adını söyle diye) şimdi ise görüntüsü konusunda bir gizem var.İsmi için 1 yıl bekledik fotosu için ömrümüz yeter mi bilemiyorum...Kendisini ne duyan ne gören var böyle de gizli bir tiptir beyfendi....Neyse şimdi ben Tokerdo dom domunun reatingini arttırmayayım durduk yere ,sonra iyice saklayacak kendini (gülme dedim sana)
Bundan 3 yıl önceydi İstanbul'a gitmiştik (o gün gitmez olaydık) daha İstanbul'a giriş yolunda (Fatih Sultan Mehmet Köprüsüne varmadan) bir trafik bir trafik vardı ki sormayın gitsin.İnanın köprünün ayağını görebilmek için tam 2 saat trafikte bekledik.Neredeyse yolda kalmış diğer araçlardakilerle kanka olacaktık.İşte o gün İstanbul'da yaşayan şoförlerin ya evliya ya da deli olduğu sonucuna vardım.Zira o trafikte sabrınızla evliya mertebesine ulaşmanız ya da çıldırmanız lazım..diye düşündüm ve böyle bir sonuca vardım.
Yol yordam bilmek deyimi ne anlamda kullanıyordu tam olarak hatırlayamadım (kafamda bin bir tilki geziyor o deyime yer kalmamışta) ama aklıma erkek kardeşim geldi.Kendisi bizi 2 defa kaybetmişti kulakları çınlasın.Birincisi Nevşehir'e giderken diğeri de Ankara'da .Ankara'yı yazarken bile utanıyorum! Bildiğimiz şehirde, adresi navigasyon tarif ediyor diye bizi resmen aynı yollarda 3 defa döndürdü durdu.10 dakikada varacağımız adrese yarım saat sonra vardık.Aynı navigasyon bizi Nevşehir'e giderken dağ yollarına soktu ve değişik köylerden geçirdi.Oralarda geceleyeceğiz diye korkmadık değil ama şükür ki birilerine sorarak yolumuzu bulduk.Yemişim navigasyonunu, onun bulacağı yolu benim köylüm 2 dakika da tarif ediyor be!
Bir de silah delisi amcam var.Bir de onun kankaları(yeğenleri).Nedendir bilinmez ne zaman bir araya gelseler uzak bir mesafeye büyük bir su şişesi doldurup koyar onu vurmaya çalışırlar.Bu kadar eziyete ne gerek var anlamıyorum versinler benim elime bir taş tam isabetle düşürü vereyim o şişeyi.Mermi parasına yazık ya hu ! Ama yok anlamıyorlar kaaardeşim illa bir yığın parayı atacaklar su şişesine(kısacası boşa) ,nasıl bir zevkse bu ....
Evlerde koca koca avizeleri insanlarda da abartılı takıları hiç sevmedim/sevemedim.Ne zordur ya o kocaman taşlı taşlı avizelerin temizliği.Düşünsenize her odada onlardan varsa bir gününüzü onları silmekle geçirmek zorunda kalırsınız.Ay ne zor bir iş..Şakır şakır koca koca takılarla gezen bayanları da acıyorum ;o zavallı boyunlara ,kulaklara yazık değil mi! Süslü görüneceksiniz diye onları yormanız onlara reva mı he! Gerçi ağır değilmiş diyorlar o takılar için ama olsun görüntüsü bile psikolojisini bozan boynunuzun kulağınızın (tamam pabuç sus artık iyice saçmalamaya başladın)
O değil de;avize kelimesini bir şekilde kullandım/kıvırdım ama general kelimesini ne yapacağım bilemiyorum.Ne desem nerelere koysam da yazıma dahil etsem bilemedim..Yok yani basit de bir kelime değil ki öylesine bir cümle yazıp içinde ekleyeyim..Zormuş bu ya! Ne yapacağım ben şimdi.. General kelimesini kullanmadığım taktirde görevimi de tam yapmış olmam bu sefer tekrar yeni kelimeler verirler öykü yazmamı isterler.Banu'ya ayıp olur,''Arkadaşın bir kelimeyi cümle içinde kullanamayacak kadar beceriksizmiş''derler dostuma.Sonra tokerdo var .Anaaaam onun çenesinden kurtulamam bir kelime eksik yazmışım yazıyı diye..Sonra her daim FF'de general gibi tepemde belirir hatırlatır yazıyı tamamlayamadığımı..Yok yok ben bir şeyler düşüneyim bu kelimeyle ilgili...
Ben gideyim biraz düşüneyim siz de yazıyı okuyun bari..Haklısınız okudunuz da sonuna geldiniz,iyi tamam ne kızıyorsunuz...Benim adım Hıdır olmasa da elimden gelen budur arkadaşlar..İşte siz gözlerinizle gördünüz öykü falan yazamadığımı artık bana hak verirsiniz değil mi? Verirsiniz di miiiiiii !
Yorumlar
sonuna kadar sıkılmadan okudum yazını inan bak,nasıl bittiğini anlamadım halbusi ben uzun yazıları okumayı hiç sevmem :) hemen giriş gelişme sonuç kısmına bakarım yeter :) o yüzden bana cahil diyolar biliyomusun :)
seninki öyküden ziyade biraz mim vari dök içini rahatla sana gelen gariplikleri yaz tarzı bir yazı olmuş,ama biraz çalışmayla öyküde yazarsın sen ben inanıyorum sana sende gelecek görüyorum ben :) bana böyle gelecek gelecekmiş gibi bakıyorsun bana gelecek vaadediyorsun :)
eee hep senmi saçmalıyacan birazda ben saçmalıyım,,,ama general ile ilgili yazacak şey bulamamışsınya şaşırdım,aslında ergenekondan yargılanan generalleri yazsaydın bayağı bir paragrafın olurdu :)
neyse onuda ben yazarım :)
sende benim yorumumu sıkılmadan okuyup yayınladığın için teşekkür ederimm :)
yoksa okumadın mı? aaa nekka ayıp :)
ee bu işler sırayla,hadi bakalım ben gidiyorum akşamın hayrolsun,selamlar :)
Ankara' yı gri bulduğumu, ankara' da aşık olmanın ( belkde bu yüzden ) zor olduğunu ama ilk görev yerim olduğundan içten içe az buçuk sanki sevdiğimi belirteyim.
bir de google chrome kullanıyor olmanı, aynı anda o kadar sayfaya yetebilme kapasiteni takdirle karşıladığımı belirtirim...
en son frienfrends mi nedir oranın şifresini bulamadığımı belirtirim..:)
Teşekkürler , tokerdo daha fazlasını hakediyordu ama yine iyi kurtuldu elimden :)))
//Gelibolu17
Tebessüm olabildiyse yazım ne mutlu bana..Dostlar görsün öykü yazamadığımı diye de yazdım biraz umarım amacıma ulaşmışımdır..Bir de tokerdo kafamın etini yiyecek korkusu vardı yazarken tabi :) Hayırlı akşamlar sana da...
//BANU,
dost sizin öyküleriniz kadar olmadığı kesin ama yine de okuduğunuz ve beğendiğiniz için çok teşekkür ederim :) Bakalım tokerdo dom domu nasıl yazacak merakla bekliyorum ben de :)
//cem,
gri Ankara'ya yakışıyor ama :)Ben de seviyorum Ankarayı belki de oradan uzak olduğum içindir bilemiyorum...
O kadar sayfayı açtığıma bakma hepsini bir anda idare edemiyorum birinde takılıp kalıyorum :) O da genel de FF oluyor :)Sen de lütfen şifreni hatırlamaya çalış (gerçi çalışıyorsundur da benim ki lafın gelişi işte) FF ortamı diğer ortamlara benzemiyor hiç ..
okuma sakın yazma şevkin kalmaz benden demesi :)
/sessizgemi,
sen beni anladın :)