Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Allah Nerede Merak ediyor musun ?/Alıntı

Allah Musul'da, Halep'te, marketten çıkarken görmediğin Dilan'ın, küçük Cemal'in, Mustafa'nın yanındaydı görmedin mi ! Hani ayakları yalınayak Yasir'in. Kıyılara vuran göçmen kayıklarındaydı. Yetişemediğimiz Aylan bebeğin bize dönmeyen küskün yüzündeydi. Bombalar altında kalmış tozdan topraktan griye boyanmış bebeklerin göz yaşında. Ölmek üzre olan ve oğluna şehadet getirsin diye başında yalvaran annenin cesaretinde. Al lah mazlumların yanındaydı hep şimdi de orda. Ya SEN ! Gel bak söyliyim gel; Abi bi emrin var mı ? Abi bi isteğin var mı ? Abi gel yemek ısmarlayalım, misafirimiz ol diyen kardeşlerim. Allah razı olsun, yemiş gibi içmiş gibi oldum. Bir ricam var Sizden ve Hepinizden Haydi, Allah'ın yanında olma vakti geldi. Derslerini yaptığımız ama pratiğini ne zaman nasıl yapacağız? dediğimiz günler geldi. Duyarlı ol ve coğrafyalarımızın tepesine bomba yağdıranların karşısına dikil. Nasıl mı ? ya paranla ya malınla ya canınla han

Komşusu Yanarken Uyuyamayan Türkiye!

Komşunuzun evinde altın var diye birileri evini yakıp altınlarını çalmaya çalışıyor ve oldukça da kalabalıklar ! Yangını çıkaranları herkes gördüğü halde kalabalık ve güçlü oldukları için hiç kimse sesini çıkaramıyor çünkü yarın öbür gün kendilerine de zarar verebileceklerini zannediyorlar ! Ve siz yangını çıkaranlarla tek başınıza olduğunuz için mücadele edemiyorsunuz ve  yangını söndüremiyorsunuz ve hiç değilse ev ahalisini kurtarayım diye uğraşıyorsunuz... Evdeki bebeklerin yanma çığlıklarını duyacak kadar yakınınız çünkü ... Yıllardır komşusunuz bir fincan kahvenizi bir miktar şekerinizi tuzunuzu paylaşmışlığınız vardı çünkü ...Bayramlarda birlikte kutlamalar yaptığınız bayram namazlarını birlikte kılmışlığınız vardı çünkü...Dedeleriniz uzaktan da ola akrabaydı ya çünkü... insandı ya çünkü onlar.... Çocuklarının çığlıklarını duyacak kadar yakın, ciğeriniz parçalanacak kadar da insansınız çünkü... Yardım etmek için içiniz gitse de tek başınıza bir tek yetişebildiklerinizi kurt

Teşekkürler Rabbim !..

En eski günlerden başlamayacağım bu sefer zira yaş artık tamamen kemale erdi sayılır eskilerden de iyice bi uzaklaştım... Öyle :" Bir Kasım akşamı doğmuşum..." gibi tamamen klişe şeylere de başvurmayacağım söz!. Eskiyi yad ettikçe içimi acıtan gerçekleri hatırlıyorum onun için herkesin sürekli dile getirdiği şeyi yapıp anın içinde yaşamaya çalışıyorum, zaten hayal kurmayı yıllar önce bırakmıştım: hayatın gerçekleriyle hayallerimin uyuşmadığını fark ettiğimde.. Çok güzel bir ailem oldu büyürken ve dünyada arayıp bulamayacağım denklikte de bir sevdiceğim ve canlarım...çok şükür ,hep şükür ,sonsuza kadar şükür... Hayat işte öyle ya da böyle geçiyor herkese ayrı mekanlar ayrı ortamlar ayrı yardımcılar ayrı düşmanlar ayrı imtihan soruları verilmiş herkes bir telaşın içinde yaşayıp gidiyor..Felsefik şeyler yazmak istemiyorum tüm roman olmaya aday hayatlara saygımı sunuyorum buradan ....Yaşayın la yaşayın son nefesinize kadar doyasıya...Gülümseyin, kızın bağırın çağırın son

Bu Durum Biter mi? Bitmez...

İlim/Bilim insanı olmak çok güzel ki imanı da yüreğinde barındıranlar için! Hem Dünyanın boş şeylerinin farkına varıp dert edinmezsin hem de gerçeğe yakın bir ömür tutarsın; tabi ki İslamı yüreğine indirebilmişsen...Böyle olunca da canlılara zarar vermezsin veremezsin, dedim ya gerçeğin farkına varırsın imanla aklını vicdanını diri tuttukça.. Hepimizin bir çok şikayetleri oluyor: basit ya da önemli konularda ve özellikle dini konularda yapılan yanlışları iman eden ya da etmeyen herkes eleştirir durur ; haklı ya da haksız... İnanmayan insan bile inançlıları eleştirir ! İnanmadığı bir tanrının(!) kurallarını yanlış uyguluyorlar diye kişileri eleştiri yağmuruna tutarlar :" Bir de Müslüman olacaksınız, güya din yaşıyorsunuz, ne biçim dindarsınız... din sadece namazdan oruçtan ibaret değil.." gibi bildik sözler işte... Bir de dini Ana kaynağından okumamışları Müslüman beğenmemeleri var ki akıllara zarar.. Yaptıkların yanlışın onları "Cennet ve Cehennem" Bekçiliğin

Bi İşi de Tam Yapın !

Evet çok sinirliyim evet bu bir siyasi içerikli yazı olacak rahatsız olacak olanlar şimdiden okumayı kesebilir...Çok sinirliyim buraya yazarak içimi döküp rahatlamalıyım ! X partinin güya başta olduğu bir yerde yaşıyorum ... Burada yaşayan biri şu an iktidardaki parti için "Burada başa geldiklerinde bu şehri baştan aşağıya yenileyeceklerini bilsem yine onlara oy atmam!" demişti  umarım hiç atmazsın ve bu rezilliği ömür boyu çekersin hanım teyze! Arkadaş bir sabah kalkıyorsun elektirkler yok bir sabah kalkıyorsun sular akmıyor ...geceleri su içmek için ya da tuvalet ihtiyacı için kalmamak daha iyi çünkü uykulu uykulu insan çok daha sinirli oluyor böyle kötü süprizler karşısında !!! Ya tamam diyorum arıza vardır falan filan da kardeşim nüfusu 100bin bir ilin: su sorunu çözülmemiş elektirik sorunu çözülememiş yolları söylemiyorum bile siz niye seçimlere girip Belediye Başkanlığına talip oluyorsunuz; diğer partilere çemkirmek için mi ? Yaşadığım yerde boş bir alan vardı b

Cumhurun Başı !

Halkın Cumhurbaşkanı ! Vatandaş olmayan Vatandaşlığın anlamını bilmeyen bu görüntünün ne anlama geldiğini  anlamaz!....

Din Tüccarlarından Allaha Sığınırız ! / Alıntı Yazı

"Güneşi sağ elime verseler, Ayı sol elime yine de ben bu davadan vazgeçmem" diyen bir peygamberin ümmeti DAVA larını çoktan unutup gittiler. Peygamberin DAVASI din tüccarları için köşeyi dönecek bir malzeme ve rant kapısı oldu. Açların, açıktakilerin ve zavallı mazlum halkların umudu olan Muhammed'in davası, üç beş ergen ile kör ateist döğüşüne, elinde hesap makinesi sürekli kabala kırıntıları ile şifre peşinde koşmaya yahut "Aa bak Kur'an karadeliklerden de söz ediyormuş" zırvalıklarına kurban gitti. Neyse biz şimdi kendi meselemize geri dönelim. İki dava karşılaştıracağız. Bu nasıl bir davadır ki Güneş ve aydan daha değerli olsun. Bu nasıl bir DİN ki birilerini güneş ve aydan vazgeçmeye birilerini ise güneş ve ayı avuçlayacak kadar hırsla dini; "bir geçim kapısı" na dönüştürmeye yarıyor. Gel sana Din nasıl paraya çevrilir onu anlatayım, gerekli malzemeler yaz; Sakal, Def, Def çalabilen üç beş ilahi okuyabilen gariban bir k

Tefekkür İnsanı Doğruya Yaklaştırır!

Şimdi eğri oturup (herkes eğri bi otursun hele!) doğru konuşalım ! Arkadaşlar bi deyiverin hele Atatürkü neden bu kadar kötülüyorsunuz ,gerçekten tahmin ettiğniz kadar kötü birimiydi ? Herkes herşey eleştirilebilir şüphesiz ama ifrat ve tefrit konusundan hep sınıfta kaldığımızı düşünüyorum! Mesela; -"Atatürk dedi ki:" denilen , "Atatürk şunları şunları yaptı bizi gavurlara teslim etti!" denilen şeylerin ne kadarı doğru olabilir ya da yalan? - "Atatürk tüm İslam alimlerini astı ,Kuranı yasakladı!" deniliyor ne kadarı doğru ve ne kadarını gerçekten Atarürk astırmışdı  ! -"Şeriat ile devleti yönetmek yerine Batının kanunlarını getirdi, koca imparatorluğu yıktı!" deniliyor. Osmanlı Şeriata göre mi yönetiliyordu ya da Türkiye gerçekten şeriate (ki şeriat Kuran hükümleridir) göre yönetilebilir miydi ? şimdi durumumuz ne olurdu ? "Hani her işte bir hayır var"dı o söze ne oldu ! - Çoğumuz tarihin abartı ve yalanlarl

Hep Hakedenleri Sevmiyoruz ya !

Abd seçimlerinde bizden birinin imzası ! Kimi sevip kimi sevmeyeceğimize hiç kimse karışamıyor al sana nur topu gibi irade ! Şunlar kötü şunlar şunlardan sana zarar gelir desin dursunlar sizin bir kere ilginizi çekmeye başladığında o kişiler mıknatıs gibi çekiliverirsiniz onlara doğru ! Kaşına gözüne bakmaz, sizinle aynı düşüncede olup olmamanız bile engel teşkil etmez bir kere akıl ve kalp merak etmiştir ! Merak denen şey insanın hücrelerinde var ki hep aklın ve yüreğin merakının peşine takılıyor ; gittiği yol güldürüyor mu güldür müyor mu zaman gösteriyor ... Bazen hiç ummadığınız insanın hayallerini dinlerken buluyorsunuz kendinizi ya da hiç de oturup sohbet etmek için aklınızda olmayan biriyle tüm konulardan dem vuruyorsunuz ;hayatın garip süprizleri var vesselam...An içinde düşününce ne alakasız kişilere değer verdiğinizi ,hiç değmeyecek kişileri sevdiğinizi hatırlayıp üzülüyorsunuz ama o zaman öyle düşünmüyorsunuz işte, demek ki yaşamamız gerekiyormuş öyle çizmişiz yolumuzu

Bizi Anlamanızı Hiç Beklemedik !

Bizi anlamanızı hiç beklemedik ! Biz işimize baktık, bu arada sabrı kendimize basamak yaptık.. Bizi anlamanızı hiç beklemedik zira biz biliyorduk ki bencillik bir kere ele geçirdiyse  posasını çıkarıncaya kadar bırakmaz yüreği !  Sizden medet ummadık, biz hakkımızı aradık adaletin bize kadar gelip geri döndüğünü bile bile  çalıştık çabaladık; düştük yine kalktık umudumuzu yitirmeden yola devam ettik durduk... Çünkü bizim bir yolumuz vardı ve bir mefkuremiz... Yoldaki tümseklere takıldık düştük ama yılmadık; kanadık yaralandık ama yola devam ettik çünkü biliyorduk ki bu yolun yolcularının dostu, yolcuları da yolu da yaratan Allahtı.... Bizi anlamanızı beklemedik bizim sevmemiz gibi sevmenizi de beklemedik, biz vatanımızı da milletimizi de ümmet gibi sevdik; kendimizi bunlardan ayrı hiç düşünmedik... Kovulduk , ezildik, küçümsendik çoğu zaman sustuk yutkunduk içimize attık ama yılmadık,sevgimize asıldık; dedim ya sabrı kendimize basamak yaptık... Bizi anlamanızı beklemed

İnsanız İşte Hepimiz Kötü Olabiliriz !

Sevgili Günlük, Zeki insanları sevmeyen var mıdır ? Varsa da ben onlardan biri değilim düşmanın bile zekisi makbul benim için! En azından bir tarzı olur düşmanın: ne zaman nasıl konuşacağıını davranacağını bilirsin, nefreti de bellidir ilgisi de... ama ne olduğu belli olmayan hatta ne olduğunun kararına varamamış tipler zordur be günlük, dost mudur düşman mı karar verememiş arafta kişiler ! La dostsan adam gibi dinle yok değilsen yine adam gibi dinle sonra anlatılanı anladıktan sonra kin kus ne bileyim nefretini horon oynat ama önce bi anla be kardeşim ! Bir de dost görünen ama aslında sizi çiğ çiğ yese doymayacak tipitipler vardır ki böylelerini Rabbim tüm zalimlerin başına musallat etsin diye duam var ... Ya madem dost değilsin sevmiyorsun saygı bile duymuyorsun niye ama niye  sevmediğin kişinin yanında ya da etrafında duruyorsun ? Nasıl bir manevi sorunun var ki katilini seven kız gibi istemediğin kişilerin hayatında yer alıyorsun... hepimizin hayatında vardır böyle tipler ,ti

Nerede Bu Devlet !

Sevgili Günlük.. Öncelikle bu fotoğrafı reklam olsun diye paylaşmadım bilmeni isterim amacım daha sıradan bir mesaj içindi..Bir ayakkabıya araba taksiti gibi para vermedim, verebilecek durumda değilim, olabileceğimi de hiç sanmıyorum ! Kısa ve öz :zengin değilim olmam mükün değil olmak da istemedim/istemiyorum da zaten ! işte bu yüzden evim yok ama küçük ve şirin bir köy evim olmasını istemekten de kendimi alamıyorum . Para olmadığı için de benimkisi şimdilik hayalden öteye gidemiyor.Benim gibi hem evinin olmasını isteyen hem de kapitalizmin gönüllü kölesi olmak istemeyenler için devletimizin ya da -o çok dindar- ticaret insanlarının  projeler üretmelerini temenni ediyorum . Sırf bu yüzden yazıyorum bir gazeteci edasıyla ! "Biz de bu ülkenin insanıyız bizim de taksit ödeyebilecek azıcık paramız var ama faize bankaya bulaşmak istemiyoruz helal rızkımıza haram karıştırmak istemiyoruz kardeşim!" diye bağırıyor iç sesim ama duyan kim ! Bakınız gerçekten zorda kalıp banka