Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Herkes Aynı Hayatta !

   Her sözüm, her cümlem, kalemi her oynatışım Sana...Düşünmem,ağlamam,gülmem de Sana...Aşklarım,sevgilerim hep Sana..Sevilmelerim de hep Sana...Nefesim Sana ,sonradan pişman olduğum şikayetlerim de Sana...Beni benden bile iyi tanıyana şikayetlerimin olması ne kadar utanç verici gerçekten düşününce..Beni sevdiği için var edene yaptığım şikayetler ne kadar da utanç verici, düşününce!...    Bir sürü şeyle bir sürü insanla karşılaşıp bazen mutlu olup bazen de şikayet ediyoruz üstelik imtihanda olduğumuzu bilerek yapıyoruz bunu.Neyi neden şikayet ettiğimizi bir an bile düşünmeden! ''Neden bana yalan söyledi'' ,'' Paramı çaldı'', ''Kalbimi kırdı'' ,'' Kötü niyetli biri'', '' Bu kaçındı beni kandırışı'', ''Neden ben hep yalnızım'', ''Niçin hep kötüler beni buluyor'',''O kadar çalışıyorum neden zengin olamıyorum'', '' Ben yıllardır çalışıyorum e

Kimim ki !

En çok eleştirilen yazılarımdan birini yapacağım nedenini bilmiyorum sadece canım öyle istiyor ''İşte'' Birileri beni tanısın diye de yapmayacağım bunu sadece yazmak istiyorum rahatlamak ve belki de kim olduğumu hatırlamak adına..................... Sıradan kelimesini sık kullanıyorum kendim için çünkü biliyorum ki herkes farklı herkes bir adım önde birilerinden onlar içinde ben sadece ''sıradan ''kalmak istiyorum belki de bilemiyorum. Dışarıdan bakanlar beni nasıl görüyor bunu merak ediyorum aslında şimdi onların baktığı Elif olarak bi'şeyler yazacak olsam benimki de zandan ibaret olacak ; gerçi onlarınki de biraz zandan ibaret ya neyse . Herkesin içinde çok nadiren kim olduğumu hissedebilen kişiler çıkıyor yaşam içinde . Hisseden diyorum çünkü bilmek dediğin şey sadece görüntü ve akıla bağlı kalınca genelde konuşan ön yargı oluyor.Adımı çok seviyorum belki de beni temsil ettiğine inanmışım da ondan. Dümdüz bir  harf; dikkat çekmemek için bi

Çok Düşünmek ama Yazamamak !

Ne güzel bir yer ,tam yaşamlık ! Oturdum bilgisayar karşısına ama kafamda öyle çok konu var ki hiç birinden başlayamadım. İnsanlığın içinde bulunduğu durumla ilgili bir şeyler yazayım dedim yazdım yazdım yazdım ... ne olacak yazacağım da deyip sildim . 3 şehidimiz var yine ! 3 kardeşimiz yine, hain/kalleş kurşunlara hedef oldu ve Hakkın rahmetine kavuştu.Kanları yerde kalmayacak lafları yine uçuşmaya başladı havalarda ! Bu konuya değinmeyeceğim zira konu hakkında yazan çizen çok olur hepsi de zamanla unutulur !! Sadece şunu paylaştım face'de :''Çözüm süreci tamamlanana kadar Doğu'da ve Güneydoğu'da, Bakan ve Milletvekillerinin çocukları askerlik görevi yapsınlar !'' dikkate alınmayacağını da bilerek !!! Rabbim şehitlerin ailelerine sabır versin inşaallah. Çünkü güzel ülkemizde ateş düştüğü yeri yakıyor ! Yine birileri dini kullanarak köşe dönüp saltanatlık kurma derdinde, insanlıktan dem vuranlar yoksula sırt dönmekte, din ile ilgili bilgi

Sen Kim Oluyorsun da Kur'anı Anlıyorsun?

Yazılı iletişimden midir nedir , insanlar bir birini ya anlamıyorlar ya da istedikleri gibi anlamaya meyilliler (insanların kötü niyeti de demek istemiyorum)  biraz fazla ''Kur'an okumalıyız ,dinin kaynağı Kur'andır''dediğinizde anında Peygamber dışlamayla(haşa) itham edilmeye başlıyorsunuz. İnsanların böyle yapma dertleri ne bilmiyorum bilmek de istemiyorum zira elinde etiketle gezenlere artık katlanamıyorum. Dinin kaynağı Kur'andır dediğinizde aslında; Peygamberimizin tebliğ ettiği dinin Kur'andan ibaret olduğunu söylüyorsunuz. Rivayetlerle gelmiş hadislerin Peygamberimize ait olup olmadığından emin olabilir misiniz ? Sözlerin sahih mi değil mi kısmına girmiyorum zira onu tartışmak için fikrinizi söylemeniz için alim falan olmanız gerekiyormuş bizim gibi cahil(!) insanlar her şeyle ilgili konuşamazlarmış  onun için ben kısa ve öz yine de fikrimi belirtmek istiyorum: Benim Peygamberim yer yüzündeki en güzel en doğru sözleri söylemiş ve en doğru  davra

Anladın mı ?

Herkes seni anlasa ne olacak anlamasa ne olacak tüm anlamaların içinde zaten biraz zan olmayacak mı ? Herkes tarafından anlaşılmak değil aslında gayemiz, sadece değer verdiklerimiz tarafından anlaşılsak huzur bulacağız ! 

Kim Kimi Ne Kadar Tanıyor ki !

Kim kimi gerçekten tanıyabiliyor ki sanki ! Yıllarca evli kalmış insanlar bile ayrılmanın eşiğine gelince ''Seni hiç tanıyamamışım!'' diyebiliyor düşünün gerisini ! Bazen öyle bir şey oluyor ki kardeşinizi bile tanımadığınızı düşünüyorsunuz ki nerede kaldı el'i tanımanız !!! İnsan bi kere değişkenin önden gideniyken(kafama göre kelime üretmeye de başladım ya pes artık!) kim kimi gerçekten tanıdığını söyleyebilir ; yok yani adam/kadın zaten değişken, bir günü bir gününe uymuyor sen nasıl takip edeceksin  değişip değişmeyeceğini! Bazen en yakınızdaki insanla iletişim kuramazken aynı mekanı paylaşmadığınız hatta hiç görmediğiniz insanlarla aynı şeyleri düşündüğünüze şahit oluyorsunuz. Ya hu hiç görmediğiniz insanlarla hayallerinizin bile aynı olduğunu duyup şaşırıp susuyorsunuz !!! Gerçi her durumda da bir şeyler eksik; biri sizin iç dünyanızdan habersiz biri de gündelik yaşantınızdan bihaber...Hangisi daha sahici derseniz ben sizi etiketsiz tanıyanların daha doğru

Aa Ne Tuhaf !

Yüzmeyi bilmiyorum ve deniz dibine de hiç dalma fırsatım olmadı. Ama Denizlerle/Okyanuslarla ilgili Belgeselleri çok severim (Genel olarak Belgeselleri severim ve çok da izlerim) Bize başka dünyaların kapılarını açarlar ve dünyayı paylaştığımız canlıları görmemizi sağlarlar. İnsan için güzel bir tefekkür sebebidir Belgesel izlemek !... Şimdi Dünyanın en güzel yerlerinden birinde dalış yaptığınızı düşünün (Benim ilk aklıma gelen yer Avustralya'daki mercan Resifi) Binlerce çeşit canlının bir arada yaşadığı Cennetimsi bir yer.. Bir bakıyorsunuz ; balıklar yaşam alanlarını dikenli tellerle sınırlamışlar!  Hatta aynı tellerin içinde bir takım balıklar kendi yaşadıkları yerleri dev beton duvarlarla diğer balıklardan da soyutlamışlar ! Köpek balıkları güçlü oldukları için tüm balıkların üstünde hükümranlık kurmaya başlamış ve okyanusun her bir yanına özgürlük götüreceğim diye kendini paralıyormuş(!) Özgürlük götürdüğünü iddea ettiği mekanlara ölüm götürüyor yiyebildiği kada

A Bak İyi İnsan !

Bazen insanların hatta insanlığın beyninin dumanlanmış olduğunu düşünüyorum! Nasıl acınacak hale geldiysek; iyilik yapan birini gördük mü hayret ediyor, mutlu oluyoruz (insanın insani özelliklerine şahit olmak lüksümüz olmuş haberimiz yok) Bir genç yaşlı birini karşıdan karşıya geçirdi ''vayyy!'' Şu kişi çok iyi biri biliyor musun ? Mahallede yaşlı biri var onun alış verişini yaptı geçen gün 'vayyy!'' Bizim orda bir kadın var mahalledeki universiye öğrencilerine ara sıra yemek yapıp gönderiyor ''Vaayyy!'' Ne muhteşem özellikler değil mi !!! La bunları insansak zaten yapmamız gerekiyor ,yapanların sayısı azaldıysa (ki siz buna nesli tükenmişlik de diyebilirsiniz) oturup da halimize ağlamamız gerekiyor ! Hiç tanımadığınız birine anlık bir iyilik yapın:  ne bileyim otobüs de ücretini ödeyin, ekmek kuyruğunda ekmek parasını ödeyin ya da hadi daha cömertseniz her hangi birinin faturasını ödeyin ve sonra surat ifadesini gözleyin o şok halini &#

İçimizdeki Düşüncesizler Yüzünden !...

... (Musa) şöyle dedi: 'Ey Rabbim! İsteseydin onları da beni de daha önce helak ederdin. İçimizdeki düşüncesizler yüzünden bizleri helak eder misin? O ancak senin bir imtihanındır. Onunla dilediğini sapıklığa düşürür dilediğini de doğru yola eriştirirsin. Sen bizim dostumuzsun. Şu halde bizi bağışla ve bize merhamet eyle. Sen bağışlayanların en hayırlısısın.(A'raf 155)   "Nasıl bir kinse, her sebepten hortlayıp ülkeyi talan etmek için icraate geçiyor/geçiriliyor!" Kininizle/kininizde boğulun...

Bayram gibi Bayram Olsun !

  İyi bayramlar arkadaşlar ve  dostlar  ve  kardeşler  ve sadece adlarını bildiklerim ve sadece bloglarını takip ettiklerim, facebook 'tan  ve  twitter  dan bildiklerim ve sevdiğim tüm insanlar ve beni seven herkes ve Sayın  Cumhurbaşkanı mız ve Başbakanımız ve Ahh ahh  Kemal  Kılıçtaroğlu  ve tüm öğretmenler ve mühendisler ve askerler ve doktorlar ve pilotlar ve ayakkabı boyacıları ve sokakta yaşamak zorunda kalan  çocuklar  ve yoksullar ve soğukta sokakta yaşamak zorunda kalanlar ve savaş madurları ve mazlumlar ve azınlıkta kalmış iyiler ve kul hakkı gözetenler ve Kur'anla yoluna devam edenler ve mütevaziler ve tebessüm edebilenler ve canlılara saygı duyanlar ve  ekmek parasını helalinden kazanan  insanlar ve   Pepe  ve şarkılarını severek dinlediğim Mehmet  Erdem     ve  Ahmet  Kural- Murat  Cemcir ve bloguma gelip yazılarımı okuyup hiç yorum bırakmayanlar ve  aklıma geldiğinde  yüzümde-yüreğimde  teessüm olan dostlar ve bu postu girip sizlerle paylaşmamı sağlayan kişi

''Dosttan Öte''lerimiz !

Beni tanıyanlar neden bu fotoyu seçtiğimi bilirler.. Çayından bir yudum aldığın o an dalarsın ya aslında hiç uzak olmayan bir yerlere...Dalarsın ve tebessüm kondurursun ya yüzüne fark etmeden.Ya anlardır senin yüzündeki tebessümün nedeni ya da biri/birileri;hayatına renk olmuş ya da sana sahip olduğun renkleri hatırlatan biri/birileri...Her zaman sevgiyle anacağın güzel insan/lar, iyi ki var dediğin biri/leri... Öyle sanıldığı gibi, sizin bire bir ikiziniz olduğunuzu sandığınız kişilerden çıkmıyor  çok ayrı özel yere koyduğunuz kişiler (ki zaten sayıları bir ,bilemediniz ikiyi geçmez) Belki zevkleriniz uymaz, düşüncelerinizin (en azından rutin yaşam konusunda) uyduğu da söylenemez ya da yaşantınız bir birine hiç benzemiyordur... AMA bunların anlaşmak /anlaşılmak için çok da gerekli şeyler olmadığını anladığınız kişilerdir onlar ! Yani en önemlisidir aslında yaşamın ...Çoğu kişinin göremediği bir alandır bu '' Anlamak için dinlemek ve anlaşılmak için güvenmek'' S