Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir Faninin Ruh Halleri ...

Şu durumlarda değişen farklı duygusal haller; -Sinirlenmiş ama bunu başkalarından (hatta muhatabından çıkarmamak)için kendi kendine söylenmeye başlamak (halk arasında buna keçilerin gelmesi de denebilir) -Sebebini bilemediği pozitif enerjiyle dolu olmak ve bütün gün bu şekilde dolaşmak ve bu enerjiyi dağıtmaya çalışmak ; dağıtamasa bile bu hal ile mutlu mesut günü geçirmek .. -Dinlemeyi ve sohbet etmeyi sevmek.Dinleme kısmında yaşlıların hayatlarını seçip, sohbet kısmında da en yakın arkadaşını arayıp onunla konuşmak.. .Arayıp derken arayıp çağırmak anlamında.. Zira tlf da konuşmayı hiç ama hiç sevemedim ... -Bir kere gülmeye başlamışsa tekrarı için sebepleri oluşturmak ve nedense hep gülecek şeylerle karşılaşmak. .Böyle durumlarda arkadaşlarının canı sıkkınsa ya da gülecek halleri yoksa ağızlarından girip burunlarından çıkıp (ıyyy) onları da güldürmek ve hep beraber eğlenmek... -Birine kızmışsa sinirini klavyeden çıkarmak.Tüm negatif enerjisini bloguna kusarak (yine ıyyy)

Cumanız Bayram Olsun

Dualarınızda bu fakiri de unutmayın emi :)Sevgi huzur ve neşe yakanızı hiç bırakmasın emi...Sevgi ve dua ile...

Düşüncem Budur...!

Biliyorum, hepiniz ve herkes benden daha çok biliyor. (Bilmiyorsa da bildiğini düşünüyor.) Biliyorum ben ne desem beni onaylayanlar kadar, bana karşı çıkanlar da olacak. Biliyorum herkesin doğruları var; herkes okuyor, herkes biliyor. Derinlemesine hiç girmeden bir şey söylemek istiyorum: Dini konularda konuşmaktan kaçıyorum genel ortamlarda. Daha çok okuyup öğrenmeyi seçiyorum tartışmalar yerine. Tüm alimlere sevgim saygım her zaman oldu, olacak da. Dinin anlaşılması için gayret gösteren herkese sevgim saygım sonsuzdur. Allah için adım atan insanlar için de öyle. Ama ben, bana din anlatılırken(!) ayet ve hadislerden örnek verilsin isteyenlerdenim. Ayet ve hadisler tüm sorularıma cevap verebilir diyenlerdenim. Beni yaratan, bana anlaşılmaz kitap göndermez diyenlerdenim. Kitabın açıklamasını da Peygamber, yaşantısıyla yapmıştır diyenlerdenim. Ben, bana örnek verilecek tek kişinin, O (s.a.v.) olması gerektiğini ve bunun da bana yeteceğini düşünenlerdenim. Gerçi çok şükür okuma yazma

Güzel Ahlak İnsanı Güzelleştirir

"Ahlak ilmi faziletler ve reziletler ilmidir ki nefsi faziletlerle süsleme ve reziletlerden koruma yollarını gösterir." /Katip Çelebi Ahlak sözlük anlamı olarak da; insanların toplum içindeki davranışlarını ve birbirleriyle ilişkilerini düzenlemek amacıyla  başvurulan  kurallar dizgesi, başka insanların davranışlarını olumlu ya da olumsuz biçimde yargılamakta kullanılan ölçütler bütünü biliniyor. Fırsattan istifade edilmesi ahlaki bir şey mi? Kendi menfaatiniz için başkalarının zayıflıklarını fırsat bilerek kendi menfaatlerimizi gözetmemiz ne derece ahlaki olabilir?Gerçi sadece kendi menfaatlerinizi gözetip yakınlarınızdaki düşünmemek de ahlaki mi bu sorgulanmalı..Evet olumsuz olmamaya karar vermiştim ama insanlar gerçekten her iyi şeyi yitirmeye, özellikle de kendine uydurup kullanmaya başladı ve bu iş çığrından çıkmak üzere!  Uyanıklık yapmak ,yüze gülüp iyi davranıp arkadan çekiştirmek, akraba olduğunuz halde başkalarının iyiliğini hiç düşünmemek, evlatlarına gülü

Beni İlgilendiren Kısmı..

  Dünyada farklı zevklere sahip insanlar var.Hepsine tek tek değinecek değilim.Onları savunacak ya da yerecek de değilim.Farklı görünen/giyinen insanlarla ilgili bir şey söylemek istiyorum.Onları tebrik etmek istiyorum.Onlar ,başkaları ne düşünür kaygısından sıyrılıp istedikleri gibi dolaşabilen insanlar...Çoğumuzun hiç yapamadığı bir şey bu .Farklı görünmek değil anlatmak istediğim.''Başkaları ne der?'' baskısında kendilerini sıyırmış oldukları için tebrik edilmeli böyleleri...   Çünkü çoğumuz değil kıyafetlerimiz ,davranışlarımızı bile ''Başkaları ne der!'' baskısıyla sürdürüyoruz.Tabi ki bir toplum içinde yaşıyorsak başkalarına saygılı olmalıyız ama bu tüm hayatımızı onlar ne düşünür/ne der diye de geçiremeyiz.. Böyle olunca kendi hayatımızı değil de başkalarının beklentilerini yaşarız (kızım sana söylüyorum gelinim sen işit)Bize bahşedilen hayatı da başkalarının beklentileri için yaşarsak yazık olur diye düşünüyorum. Sadece görüntü olarak

Yaşamak Kendini anlatmaktır Zaten

Duygularımız,tepkilerimiz,fikirlerimiz,konuşmalarımız ve dinlemelemiz bizim kim olduğumuzu anlatan ip uçlarıdır..Sadece sözle  değil yaşayarak da anlatırız kendimizi...

Evet Kıskandım İtiraf Ediyorum !

Bilen bilir, bilmeyenlere de hatırlatayım; fotograflı postlara ayrı bir ilgim var.Çünkü fotograflar  çoğu zaman yazmaktan/konuşmaktan çok daha güzel ifade ediyor hayatı ve içindekileri...Neden kıskandım kısmını açıklamama gerek var mı ? Bu aralar fotograflı postlarda bir artış var (ki bu beni pek bir sevindiriyor) ben de onları(gezilen güzel mekanları) kıskandığımı (şşş hayranlık anlamında kıskançlık bu çekememezlik anlamında değil) bu şekilde ifade etmek istedim...Çok yer görmek çok farklı insanları tanımak çok okumaktan da iyi olabilir !Mi acaba ?  Burası benim evime giden yol..Yeşil ,ağaç ve tertemiz bir yol.Daha güzeline sahipseniz paylaşın derim ;) Bahçede hayvan beslemeyi sevmeyen var mıdır? Bahçenizde göl mü var diyenlere söylüyorum ''Ne var adamlar ada satın alıyor ben bir göl satın almışım çok mu!'' Benim evim (!) Biraz hangar gibi görünüyor olabilir ama ben içini öyle güzel düzenledim ki görseniz emeğime hayran kalırsınız ;) Sakin sessiz ,sadece kuşlar ve r

Hayırlısı Olsun...

  Üniversite sınavına ilk girdiğim yıldı..Sınavım iyi geçmişti diye düşünürken sonuç hüsran olmuştu...Ne kadar üzüldüğümü tahmin edemezsiniz.Okumayı o zamanlar her şeyden çok istiyordum.Okuyup iyi bir gazeteci olmak tek hayalimdi..Ey gidi gençlik nelerle sınırlıyorduk o zamanlar hayallerimizi;) O günü hiç unutamıyorum resmen başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüş tüm hayallerim yerle bir olmuştu (öğrencilere bu durumu yaşatanlar utanın ,kulaklarınız çınlasın) Neyse inanılmaz bir baş ağrısı kendimi odama kapatıp saatlerce ağladığımı hatırlıyorum...Sabah kalktığımda yastığım kan içerisindeydi...Sanırım gece vücudum pes etmiş bir dur demiş olanlara ve fazla kanı (içimdeki negatifliği diyorum ben ona) dışarı atmış koca burnumun yardımıyla..Ben o manzara karşısında 2. bir şok geçirdim ki bu ikinci şok giden aklımın geri gelmesine neden oldu şükür..Korku insanı kendine getiriyor benden söylemesi dostlar..   İşte o günden sonra aşırı bir isteğim hiç olmadı sanırım bu rahatlığım yüzünden de i

Hey Dostum Aşk !

Ferhat'a dağları deldirdin, Mecnun'u çöllere düşürdün..Kimini süründürdün kimini yerdirdin...Kimini dillere düşürdün..Kimini özlemle erittin bitirdin..Ağlattın güldürmedin,çoğunu sevindirmedin..Kimini tek yaktın, kimini çift olarak yaktın...Geldin,yaktın,ağlattın..Kavuşturdun o zaman da kayboldun...Tarifini bile tam olarak yaptırmadın.. Dünya hayatı bitene kadar varlığınla yakacaksın yokluğun da aranacaksın.Her şeye rağmen, İyi ki de varsın aşk...

Kitap Kurdu Değilim Ama Severim Kitapları Hem de Çok...

Sizler nasılsınız kitap okurken bilemem ama ben; beni çok etkileyen cümlelerde hemen elime alırım kalemi cümlelerin üzerini çizerim (renkli fosforlu boya kalemiyle ya hu)Tekrar kitabı elime aldığımda tümünü okumaktansa çizilmiş yerleri okuyup özet geçeyim diye.Ben kitabı okuduğum zaman hemen anlaşılıyor..yok öyle zararım yoktur kitaplara ama kendimden çok izler bırakıyorum malesef... Çok beğendiğim kitapları (romanlar buna dahil değil tabi ki) bir süre sonra tekrar (yüzeysel de olsa) okumayı severim..Başkalarına da okurum/anlatırım..İşte o zaman o işaret koyduğum, altını çizdiğim cümleler çok işime yarar ...Bazen yaşlı teyzelere de okurum o anı görmelisiniz..Bazıları ilgiyle dinler bazıları ise sürekli saate bakar bir an önce bitsin diye (ay kıyamam çok mu eziyet ediyorum acaba onlara) Emaneten alıp okuduğum kitaplara asla böyle bir şey yapmıyorum inanın..Çünkü kitaplarını ödünç aldığım bir kaç kişi var zaten onlar da kitaplarına bir hal gelse gözümün yaşına bakmaz oyarlar gözümü

Ya Sabır..Lütfen Biraz Saygı...

Nereden başlayacağımı bilmiyorum...Öncelikle belirtmek isterim ki tüm muhalefet halime rağmen asla hiçi kimseye ''Sen neden böyle giyiniyorsun?'' diye bir şey demedim böyle bir şeyi ima etmedim/etmem de...Onları dışlamadım/dışlamam da...Tüm cahilliğime rağmen böyle bir saygısızlığı yapmadım/yapmam da...Belki sinirlenir yazarım ama gidip bunu bilmiş bilmiş söylemem/ima da etmem..Bu tür ayrımcıları da sevmem...Bu konuda genel sorunlardan bahsetmeyecem sadece yeni bir şey öğrendim ve çok sinir etti bu durum beni ,paylaşmak istiyorum. Bulunduğumuz binada bir aile var ve iki kızları var.İkisi de kapalı kızlar...Abla olan siyah pardesü ve siyah başörtüyle geziyor..Ve site de oturan yine kapalı bir bayan (ki bir eğitimci kendisi) kızı yolda her gördüğünde ''Yazık, sen zorla mı kapandın, bunları isteyerek mi giyiyorsun?'' diye soruyormuş.Başlarda açıklamasını yapıyormuş kız ama bir süre sonra her gördüğünde aynı şeyleri sorduğu için artık onu gördüğü yerde yolu

Biz Çocukken...

Biz Çocukken, Çamurdan çanak çömlek yapar fırında pişirir mutfak eşyası yapar evcilik oynardık...İp atlar, Al satarım bal satarım ,ustam ölmüş ben satarım diye bağıra çağıra oyuna dalar zamanın nasıl geçtiğini anlamazdık...Çizgi oynar çivi ile kargacık burgacık çizgiler çizen oyunlar oynardık...yorulunca çeşmeden kana kana su içer kaldığımız yerden devam ederdik... Yazları camiye gider Cüzu ilk kim bitirecek yarışına girer Kur'an a geçtiğimiz zaman mutluluktan uçardık...Cami yolunda yol kenarlarında böğürtlen toplar yer ,kitap ayracı olarak şeker kağıtlarını kullanırdık...Kısa yol diye mezarlıktan geçer ,her geçişte bildiğimiz tüm duaları okur mezarlıkta yatanlara hediye ederdik... Biz çocukken komşunun fındığını, eriğini çalıp yer, sonradan söylerdik...Çizgi film izler sonrasında heyecanla bir birimize anlatırdık...Bizim zamanımızda tvler (gerçi bir iki kanal vardı sadece) 24:00'da kapanırdı...Çizgi filmler de yaratıklar/androitler(!) yoktu...Bizim en pahalı oyuncağım

Blog Alemi...

-Bu alemde ''Al gülüm Ver gülüm'' geçerli bunu inkar eden çıkmaz sanırım.Ne kadar yorum yazarsanız o kadar yorum alırsınız, kimlere yorum yazarsanız onlardan yorum alırsınız...Test etmek isterseniz, sürekli yorum yazdığınız bir blog yazılarına yorumları kesin...Bakın bakalım en fazla ne zamana kadar o blog sahibinden yorum alacaksınız! Ben en iyimserinden size 3 post devam eder yorumlar diyorum... Her konuda olduğu gibi bu konuda da ''istisnalar kaideyi bozmaz'' Öyle okuyucular var ki (şimdiye kadar 2 oldu benim blog yazma sürem içinde onların sayısı) nette olmadıkları dönemlerde yazmış olduğunuz tüm yazılarınızı okuyup yorumluyorlar,onları farklı bir yere koyuyorum...Ara ara geip yazılarınızı okuyup fikirlerini yazan misafirleri de unutmayalım tabi... -''Çok güzel dostluklar kuruluyor.'' konusunda bir kaç şey söylemek istiyorum.Çok güzel insanlar var bu ortamda ama dostunuz sayılırlar mı bilemiyorum.Hayatım boyunca DOST diyebileceğim 2

Hayatın İçinden ...

  Bir kaç kişi toplanmış sohbet ediyorduk.En yakın arkadaşımın ablası ve bir başka abla sohbet ediyordu.Konu ayakkabı satın almaktı sanırım(tam hatırlayamıyorum) Ablalardan biri ayakkabı almış ve diğerine anlatıyordu.Yalnız parayı verip ayakkabıyı satın aldığını söylediği sonuca gelene kadar yarım saat başlangıcını anlattı.Dükkana gidene kadar ki zaman ve dükkandaki alacağı ayakkabıyı görene kadar geçen zaman diliminde olanları teferruatıyla anlatmaya başladı..Konu ilerledikçe arkadaşım bana baktı gülmeye başladık.O kadar ayrıntılı anlatıyorlardı ki kopmamak elde değildi...İnanamadık tüm bu ayrıntıya...Çünkü bizim için önemli olan aldığı ayakkabı nereden alınmıştı ve kaç liraydı...   Giriş gelişme sonuç bölümüne hiç gerek yoktu bizim için direkt sonuç yeterliydi...Ablalardan biri diyor ki;'' Ama daha başka hangi renk ayakkabılar vardı hangilerini de denedim önemli anlatımda'' Bu sözün sonunda biz kopmuştuk...Ama onlar bundan zevk alıyorlardı çünkü anlatan da dinleyen

Can Dost'uma İthafen ...

''Yan yana durup aynı yere bakıp, yakın şeyler düşünüp yanındakine dönünce ne demek istediğini gözlerinden anlamak...İşte DOSTluk budur...'' Devam edecek...

Kapalı Yürekler...!

Bazıları yüreklerini saklamak için hayatı dalgaya alıyormuş gibi görünürler...! Bazıları yüreklerini saklamak için sürekli negatif takılırlar...!   Bazıları yüreklerini saklamak için kabuklarına kapanırlar...!   Bazıları yarın ne olur diye düşünmeden yüreklerini herkese açarlar...!  Hepsi de korkunun sebep olduğu seçimlerdir.. Kalplerdekini bilen korkulardan da emin kılsın herkesi...

İşte Bütün Mesele Bu Yeğen...!

Görmek ya da gör(e)memek,düşünmek ya da düşü(ne)memek,hissetmek ya da hissed(e)memek, sevmek ya da sev(e)memek,gönül kazanmak ya da kazan(a)mamak...İşte asıl mesele bunlar Yeğen...! ;)

Artı-Eksi,Evet-Hayır,İyi-Kötü,Güzel-Çirkin...v.b.

Zıt kutuplar birbirini çeker/miş.Bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi kesin bir kararım yok...zıtlıklardan ateşli sohbetler çıkıyor burası kesin.Saygı yoğunsa da sohbetler hem renkli hem de kazançlı oluyor bu iyi bir şey... Mıknatıs konusunda ve sohbet konusunda iyi güzel de acaba ikili ilişkilerde durum nasıl ! Pek ala ilk başta çekim gücü kuvvetli bir birliktelik oluyor da ya sonrası.İki zıt kutup nasıl bir denge sağlayacak da çekim güçlerini ortak paydalarda birleştirilecek.Benim siyah dediğime karşı taraf beyaz demeye başlamaz mı bir süre sonra.Adı üstünde zıt kutuplar... Sanırım ''hayat'' dengeyi bulma ve öyle devam etme sanatı.Dengeyi sağlamak gerçekten zor olabiliyor bazı durumlarda...İki tarafında dengeyi sağlama konusunda hemfikir olması ve bu düşüncelerinde bir an bile taviz vermemesi lazım ki denge sağlanmış olsun..Bu da çok zor gibi..Siz ne dersiniz ?  Benim çoğunlukla rastladıklarımda denge sağlansın diye hep bir taraf taviz vermek zorunda kalıyor inandıkla

An'ı Kıymetli Kılanlar...

Bazen,   Birini tanırsınız... Seversiniz ya da sevmezsiniz,güvenirsiniz ya da güvenmezsiniz hiç fark etmez.Bir şeyler sizi bir araya getirmiştir ve anı paylaşırsınız.Yakın hissedersiniz ruhunuza o kişiyi.Öncesi yoktur sonrası da her şey gibi meçhuldür.Ama an sizin için kıymetlidir,paylaşımlarda öyle..Devamı gelsin ister misiniz onunda cevabı yoktur aklınızda ama memnunsunuzdur bu denk gelmeden/gelmelerden.Tarifi olmayan huzur oluşmuştur anın etrafında ve bitsin de istemezsiniz..Garip bir şey..   Dinlemek istersiniz, ortak olmak istersiniz yaşanmışlıklarına...Nedeni  yine anlayamazsınız bu çekimin..Nedir bu garip merak/çekim,bilinmezlik ve huzur..Dününü bilmediğiniz, yarınından emin olamadığınız ama anınızı kıymetli kılan bir ŞEY! O an için dost olmak istediğiniz ve size de dost olmasını istediğiniz birileri çıkar karşınıza..Tesadüflere de inanmazsınız onun için huzur getiren tevafuklar için Allah'a şükredersiniz..    Bazen yaşamamış olduğunuz şeyleri yaşamış tanımadığınız kişiler