Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Eleştiriye Kapalı Yazı Ona Göre. Eleştiren Olursa alırım Anahtarını!

Ankara 'yı oldum olası sevmişimdir çoğu kişinin aksine.Düzeni,sakinliği hoştur başkentimizin (ki son yıllarda sukunet falan kalmamış Ankara'da o ayrı) Bir yılım Ankara'da geçmişti.Cem Dershanesine gitmiştim,ne günlerdi be! Gerçi dershaneye gittim de ne oldu?İstediğim okul u kazanamadım onun yerine eğlenceli bir yıl ve bir çok arkadaş kazanmış oldum...Bu da bana teselli oldu,ne yapalım.... Galip ile Serkan ikilisi vardı sınıfımızda ben ömrü hayatımda (bu lafı seviyorum) onlar gibi komik ikili tanımadım.Hangisinin daha komik olduğu konusunda hep muallakta kalmışımdır.Neyse konumuz bu iki deli çocuk değil onun için o iki güzel insanı anlatmayı kesip konumuza döneyim (konu demişken konu ne ki,aaa konu yok ki bu yazıda unutmuşum ,istediğim gibi yazabilirim yaşasın) Aslında Sevgili Banu Friendfeedde bir rica da bulundu bizlerden, verdiği kelimelerden öykü yazılması konusunda...Taki bana sıra gelen kadar öyküler yazıldı yayımlandı taki sıra bana gelene kadar!...İlk öyküd

Yapmayın Bunu!..

Bizi(herkes kendini koyabilir buraya) biz olarak kabul etmeyip kendi kafalarında oluşturdukları zanlarına göre görülmesine sinir oluyorum sinir oluyorum yine sinir oluyorum...Bırakın bizim peşimi artık diyorum dinletemiyorum...Bırakın müdahale etmeyi hayatlarımıza,bakışlarımıza,düşüncelerimize,davranışlarımıza..Bize bahşedilen bir yaşamımız var ve bunu da elimizden alıp sizin istediğiniz gibi geçirmemizi nasıl bekliyor,istiyor,üstelik buna mecbur bırakıyorsunuz...Kendinizi ne sanıyorsunuz ressam falan mı ? Yeni baştan istediğiniz şekli verip, istediğiniz renge boyaya bileceğinizi mi sanıyorsunuz bizleri ? Birilerinin hayatını elinden almak için nasıl da bu kadar bencil olabiliyorsunuz,yapmayın bunu.Bırakın istediğimiz hataları yapalım ve sonunda biz ders alayım.İstemiyoruz sizin istediğiniz kalıplar içinde yer almayı,istemiyoruz sizin zanlarınız etrafında kısıtlı kalmayı,istemiyoruz sizin eleştirilerinize maruz kalmayı istemiyoruz!...Boğuyorsunuz bizi,bıktırıyorsunuz,usandırıyorsu

O Konvoyda Olmayaydım İyiydi!

Konu Sünnet düğünü ama yazacak onlarca konu çıktı benim için.Nereden başlasam şaşırdım...Beni en çok rahatsız eden bölümden yani ilk başlangıçtan başlayayım bari devamı gelir gelmez bilemem... Genel anlamda (kalabalık toplantılara katılmayı sevmediğimden dolayı) asosyal sınıfına daha yakın biri olarak; oldum olası düğünlerde derneklerde arabalarla konvoy yapıp ''daaaaattt,daaaaattt''kornalara basa basa şehir içlerinde gezinmeleri hiç anlamadım, anlamayacağım, anlamak da istemiyorum! Sen misin kınayan, bu gün kendimi o konvoyun içinde buldum (tamamen istem dışı ,ben sadece düğüne gidiyorum diye çıkmıştım yola nereden bilirdim daatt daat konvoyunda yer alacağımı) Yok böyle bir SAÇMALIK dünyanın hiç bir yerinde.Şehir merkezine bari girmeyin kaaardeşim.Neyse ki biz çektik arabayı sağa bekledik konvoyun turunun bitmesini ve düğün bahçesine giderken yeniden takıldık peşlerine. Ya bu nasıl bir mantıktır Allah aşkına! Sünnet olan çocuğu gezdireceğiz diye onlarca arabanın

Dün Dünde Kaldı

Dün,dünde kaldı, bu gün yine sevgin ve sevgim yanımda geldi. Yüreğimi aydınlatıp, yolumda ışık olmaya devam etti.. Dün,dünde kaldı  Umutlarım,heyecanlarım hayallerimle yanımda bu günüme  geldi, başucumda  bana güç vermek için yer aldı... Dün,dünde kaldı tüm olumsuzlukları da yanına alarak. Tüm güzel yaşanmışlıkları da  yanımda armağan bırakarak ... Biraz fazla iyimser oldu yazı farkındayım ama kendimi kandırmaya ihtiyacım var ...

Sosyal Mesaj İçerikli Yazı ;)

Biz insanlar ne garibiz ya!..Bilmediğiniz bir şey değil bu gerçek farkındayım ama içimden geldi bir de ben hatırlatayım dedim işte.Birilerini akıllı/akılsız,iyi/kötü,cahil/bilgin gibi kategorilere ayırmaya çalışırken bile kendi benliğimize göre yaparız bunu.bik bik bik bik şu kişi şöyle bu kişi böyle diye laf ediyoruz.Şöyle olsaydı böyle olsaydı daha iyi olurdu diye de kendi aklımıza(...!) kalsa onları aşağılıyor/küçümsüyoruz da. Böylelikle ne kendi hayatımızı yaşıyoruz ne de başkalarının hayatlarını istedikleri gibi yaşamalarına izin veriyoruz.Herkes bizim gibi olmak zorunda değil ki! İşte biz bu gerçeği hep görmemezliğe geliyoruz.Hepimiz aynı olamayız olmayalım da zaten ;onun için insan gibi yaşamak istiyorsak kulp takıp kusur bulmak bik bik şikayet etmek yerine ortak paydalarda buluşup iletişim kurmaya çalışmalıyız..Herkesle de iletişim kurmak zorunda olmamak gibi bir lüksümüz var onu da kullanıp hoşlanmadığımız kişilerden de uzak durabiliriz .. Bu karışmaları /müdahaleleri ne

Ne Kadar Kıskanç Biriymişim!

İlim sahibi insanları hep kıskanmışımdır (büyük ihtimalle kıskanmaya da devam edeceğim hem de hayranlıkla) Sonra düşündüm bir tek bu konuda mı kıskancım diye...Düşündükçe ne kadar kıskanç biri olduğum gerçeğiyle karşı karşıya kaldım,kıskandıklarımın sınırı olmayabilir korkusu(!) da sardı bir yandan içimi! Bir insan olarak; Buğdayları kıskanıyormuşum mesela, düşününce hatırladım.Onların sabırla olgunlaşmalarını başaklar doldukça büyük bir tevazuyla boyunlarını eğişini kıskandım!... Kibrin tavan yaptığı İnsanların dünyasında! Karıncaların hiç kargaşaya düşmeden en muntazam şekilde vazifelerini yerine getirmelerini ve bunu yaparken asla hiç bir arkadaşını ezip geçmemelerini,iş dağılımında asla torpil yapmamalarını,yaptıkları işlerden dolayı bir birlerine  karşı üstünlük yarışında olmamalarını kıskandım!... Menfaati icabı en yakınlarındakileri bile ezip geçenlerin olduğu insanların dünyasında! Arıların tembellik yapıp işin kolayı kaçıp ey yakınındaki çiçeklerden polen toplamak

Sevgi Anlaşmak Değildir ..Mi?

''Sevgi anlaşmak değildir nedensiz de sevilir..'' katılıyor musunuz bu söze? Gerçekten böyle midir sebepsiz sevgi olur mu ?  Sevgi menfaati bir şey değildir ama bana göre sebepsiz de değildir..Kanınızın ısınması durumu var ama bu da bir insanı gördüğünüzde onunla konuştuğunuzda ya da yaptığı bir güzelliği duyduğunuzda var olmaya başlayan bir durum diye düşünüyorum.Kiminin konuşması ilgimizi çekmiştir, kiminin zekası, kiminin davranışı, kiminin ilmi, kiminin tevazusu...v.b. bir şekilde ilgili çeken bir özelliği vardır ve kendimize yakın hissetmişimdir ya da hayran olduğumu bir özelliği vardır onu bize çekmiştir ve sevgi oluşmuştur. Sebepsiz sevgi!..Tam tersi durumlarda da kazançlı olan yine bizizdir ;anlaşabildiğimiz kişileri sevmeye başlarız.Anlaşmak da sevmek için güzel bir sebep olabilir anlayacağınız...Ama bu ap ayrı bir konu başka bir gün yazarım bu konuda da inşallah... Düşünüyorum da  sanki mümkün değil gibi sebepsiz sevmeler; zerre kadar bile olsa illa

İllet...

Güvendiğiniz bir  kişi hakkında  kafanızda soru işareti oluşturacak ummadığınız bir bilgi verilirse bu tehlikeli bir durum.Şüphe denen illet çok berbat  bir şey!...Güvendiğinizi hala düşünseniz de o pis illet içinizde yer ediyor ''Acaba'' ünlemiyle birlikte...Kemirici bir soru olarak kalıyor maalesef! Kurtulmanız da bazen uzun sürebiliyor....................

Gittim,Gezdim,Gördüm,Geldim...

Yemek salonumuz:)   Köyüme gittim ve geldim.Şimdi kibarlık yapıp ''Yediğim içtiğim bana kalsın yaşadıklarımı yazayım sizlere''derdim ama olmuyor işte meyveleri dalından toplayıp yemek öyle güzel bir duygu ki paylaşmadan yapamıyorum.İstiyorum ki  herkesin bir köyü olsun ve yılın en azından bir haftasını köyünde geçirsin meyveyi sebzeyi elleriyle toplayıp afiyetle yesin.. Gerçi gittiğim gün ve ertesi gün resmen üşüdüm kalın giysilerle dolaştım bahçelerde ama çok şükür üşüme günleri uzun sürmedi(malum ben köydeyken genelde yağmur yağardı onun korkusu da vardı içimde)Haziran sıcaklarını da iliklerime kadar hissettim şükür :) Kiraza yetişemedim (çünkü ağaç başına 10 kişi düşüyor bizim oralarda)Ama duta, eriğe ve vişneye doydum diyebilirim. Meyve sepeti gibi bahçemiz;) Yeterince gıcık olduysanız bana(meyve muhabbetinden dolayı) şimdi kuzenler bölümüne geçebilirim.Kız kardeşim ve İstanbul'daki kuzenimin de köye gelmesiyle biraz daha şenlendi bizim bahçe Allaha şükü

Vay Be!...

Resim temsilidir :) Gittim ama dönece(ği)m.... Az daha tatil yapayım temiz havayı soluyayım köyümün yağmurlarında ıslanayım,meyveyi dalından toplayıp yiyeyim,duta kiraza ve eriğe doyayım,kuzenlerle biraz daha takılayım dönce(ği)m ben size dostlar :) Özleyin beni anacım:)

Çok Güldüm ,Israr Edesim Geldi!

Böyle karışık bir yazıya en çok bu resim yakışırdı! -Ay çok güldüm/güldün kesin ağlayacam/ağlayacan sözünü söyleyenleri hem anlamıyorum hem de çok kızıyorum.Ya güzel güzel gülüyoruz/eğleniyoruz işte ne diye içine sirke dökme gereği duyuyorsunuz ki! Ya ağlayacağımız varsa zaten gülmesek de ağlayacağızdır bunu neden güldüğümüz anların kara bulutu olarak gündeme getiriyorsunuz ki!...Tepene kurbağa da yağabilir ama bunun gülmekle bir alakası olmaz yani, lütfen güzel anların felaket tellalcısı olmayınız... -İnsanlarla bilinçli bir şekilde alay edilmesine tabi ki her vicdan sahibi gibi ben de sinir oluyorum AMA bazı insanların komiklikleri(insanların saçmalamalarını) zeki bir şekilde eleştirenlere hayranım..Farklı bir konudan bahsediyorMUŞ gibi yapıp asıl dikkatin saçmalamaların olduğunu anlamamızı sağlayan o zeki insanlar seviyorum sizin aklınızı... -Bunu sürekli söylüyorum -hatta sürekli tekrarladığım için kendimi kocakarı gibi hissediyorum- ama yine tekrar edeceğim: Israr dan nef

Aralara Serpişmiş Mutluluklar...

Hatur hutur erik yiyorum gecenin bu saatinde üstelik mideme dokunur mu korkusunu da içimde taşıyarak.Hem korkuyorum hem yiyorum tezat iki durumu bir arada yaşıyorum,hayatın kendisi gibi.Hayatı anlamaktan vazgeçtim diyorum ama öyle şeyler oluyor ki ''Neden böyle oldu acaba?''sorusunu sorarken buluyorum kendimi..Şaşırıyorum Bir kaç sohbette bulunduğum kısaca yeni tanıştığım biri bana ''Ne kadar güzel gülüyorsun ''dedi bu gün(ki gülüşümün hiç de özel bir durumu/görüntüsü yoktur).Kal gelmek sözünü o an yaşadım diyebilirim.Yine de işi espriye vurup arkama bakıp: ''Kime diyorsun?'' dedim konuyu geçiştirdim.Tam da kendimi berbat hissettim bir sürecin sonunda bunu duymak beni mutlu etti ve beni yeni tanımaya başlayan birinden bunu duymak çok da şaşırttı.İnsanın kendini çok da kendi gibi hissetmediği -ekşi erik tadında gibi hissettiği- bir zamanda böyle cümleler duyması gerçekten çok mutlu ediyor ve kendi olma adına enerji katıyor duygularına.T

Hafta Sonundan...

Hafta sonu piknik açılışını yaptık çok şükür.Gerçi yine korkuyla çıktık güneş vazgeçip gider diye ama olsun gördüğümüz kadarıyla idare ederiz diye attık kendimizi sahile..Deniz ve ağaçlık alanlar yan yana duruyorsa benim için Cennetten parça orasıdır.Mavi ve Yeşil bir birine ne kadar da yakışıyor değil mi?  Huzurunuza huzur katıyorlar..Yanında bir de dalga sesi varsa yeme de yanında yat (ya da benzeri bir deyim kullanın siz lütfen) Dalga sesinin sihirli bir yanı var insanı dinlendiren, bu da çok hoş gerçekten Çocukların ağaçların boyuna yetişmeye çalışır halleri hoşuma gitti Boş gibi göründüğüne bakmayın ,aslında etrafı dolu Yürüyüş yapanların,bisiklet kullananların ve yüzenlerin yan yana olabildiği mekan Daha sahil temizlenmemiş ama olsun ben yosun kokusunu da severim Yeşil ve mavinin bir birine ne kadar yakın olduğunu göstermek için çektim Bir süre burada oturup dalga seslerini dinledim huzur buldum Kaya,taş ve kumları seviyorum bu da benim çocuk yanım s

İyi ki Varsın...

Varsın, ve bir yerlerde gizleniyorsun En ihtiyaç olan anda çıkıp insana kim oldu ğ unu nasıl olması gerekti ğ ini hissettiryor anlatıyorsun Varsın, Bir çok ya ş anmı ş lıkla anılıyor Ş arkılara ş iirlere ilham oluyorsun... Dura ğ anlıktan sıkılıp saklanıyorsun ve ihtiyaç olunan anlarda gelip İ nsana kim oldu ğ unu, nasıl olması gerekti ğ ini hissettiriyor anlatıyorsun... Varsın, Bazen çiçekte böcekte,bazen küçük bir bebekte ummadı ğ ımız anlarda kocaman yüreklerde.. Adını yere gö ğ e sı ğ dıramadı ğ ımız,sen Varsın!... En ihtiyaç olan anda çıkıp geliyor, insana kim oldu ğ unu, nasıl olması gerekti ğ ini hissettiriyor, anlatıyorsun kendimizi bize bir ş ekilde hatırlatıyorsun... Varsın... ve iyi ki varsın...

Kafam Bi Dünya!...

Yükseklerden korktuğum halde Dağ zirvelerinde dolaşmak, kuşlara yoldaş olmak istiyorum, Hayal ile gerçek(!) denilen arasında gidip geliyorum... Sanıyorum,istiyorum,yapamıyorum,çırpınıyorum çırpındıkça farklı çıkışlara varıyorum Daldığım kuyularda gezinirken geldiğim yerden çok daha uzaklarda başka bir çıkışta başımı sudan çıkarmak gibi bir durum... İlerliyorum tüm hücrelerimle,düşüncelerimle,hayallerim ve beklentilerimle Ardıma baktığımda benden uzaklaşan bir bulut yığını görüyorum Kafam o kadar karışık ki yaşadıklarımın oluşturduğu bulutlar mı uzaklaşıyor benden, ben mi onlardan kaçıyorum bunun bile kararını veremiyorum... Bu yolculukta gelişiyor muyum!...Cevabını veremiyorum ama değişiyorum bunu tüm zerrelerimle hissediyorum... Yaşamadığının ahkamını kesmemeli insan derim hep şimdi yaşamasam da yaşananlara karşı daha güçlü empati kurup daha doğru düşünebiliyorum... Büyüttüğüm önemlilerimden uzaklaşıp,daha geniş bakmayı öğreniyorum... Bundan da emin değilim...Gel-gitlerde dolanıyo