Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sizin de Fikrinizi Almak İsterim !

Yine sizinle aklıma takılan bir konu hakkında konuşacağım (yazacağım) sizlerin de fikrinizi almak isterim.Yanlışım varsa öğrenmiş de olurum inşaallah.Şimdi bilirsiniz ben öyle çok zeki çok okumuş çok bilmiş biri değilimdir.Ama okumayı severim (çünkü okumak zorundayım biliyorum ki Rabbim bana ilk OKU demiş) ve meraklıyımdır da bilgi konusunda.Zeki olmasam da bu öğrenmeme engel değil! Neyse şimdi güzel dostlarım OKU denildiyse okumak lazım ve buna da OKU emrinin gönderildiği Kur'anımızdan başlamak gerekir değil mi ? Kur'anı okumadan okumaya başka yerlerden başlamak aklımızı karıştırmaz mı ? Olur da yanlış duyduklarımız beynimizde yer edinmez mi ?  Ben Kur'anı çocukluğumdan beri hem orijinal haliyle hem de meal olarak okuyan biriyim.Gerçi çocuk aklınızla biraz yüzeysel okuyorsunuz anlamını ama büyüdükçe ve sürekli okudukça daha doğru anlamaya yaklaşıyorsunuz.Ve her seferince çok daha iyi anlıyorsunuz gerçi hakkıyla anlamak mümkün mü bilemiyorum ama Rabbimin bana verd

Karışık Duygular...

;) Beni duyduğun gibi duyuyorum seni, Beni anladığın gibi anlıyorum seni. Uzak olsan da yaşantıma, Yaşamı anlayabilmen yetti anlaşılmama.  Bilmek miydi asıl olan, Hissetmek mi ? Bunun cevabını anlamamızı sağlayan Değilmiydi yüreğimize dokunan kişi de... Okuyabilecek kadar sevmek miydi , Yoksa anlatılan kadar mı tanımaktı asıl olan ? Neydi ki arada bize kendimizi hatırlatan ve karşımızdakini bizde yaşatan! Yarını bilemeden düne dönemeden ilerlemek,sevdiğini söyleyememek,mekanı paylaşamamak,ummak ama umutsuzluğun gerçekliğini de hissetmek,şarkılarla süslemek duyguları, anlaşılmanın/hissedilmenin inanılmaz mutluluğu,uzaktayken yakınında olabilmek,farklı mekanlarda aynı hislerde var olmak,sadece anı yaşamak; yaşamın tüm bilinmezlerinin içinde farkına varmak değil midir yaşamı ! Zaten yaşam dediğin neydi ki ; bir kaç tatlı mutlu huzurlu an değil mi ! Değerini bilebilmek için aynı anda atan yüreklerin varlığını bilmek ve hissetmek; hayatı güzelleştiren süsler

Sizce Kazanç mı Kayıp mı Burada Olmak/m ?

  İnternetin kazandırdıkları varsa da yanında hayatımızdan götürdükleri de var diyenlerden misiniz ? Ben daha buna kesin bir cevap veremiyorum.İnsanı çevresinden uzaklaştıran gerçekten sadece internet midir ? Asosyalleştirdiği söylenen internette iletişim kimler arasında kuruluyor ; makinelerle mi ? Ya da şöyle sorayım burada paylaştığınız yazıları gündelik hayatınızda kaç kişi biliyor ya da o derece sizi kimler dinliyor ?Aileniz dışında sizi anlayan kaç kişi var ve internet o kişilerle aranıza da giriyor mu ? Giriyorsa sorun var tamam ama zaten az iletişimde olduğunuz kişilerle aranıza mesafe koyabiliyorsa bunun suçlusu internet değildir hatta ortada bir suçlu da yoktur. İnsanların artık bir birine bağlılığı zayıflamışken bunun sebebini teknolojiye atmayı pek anlamlı bulmuyorum.Sanırım işin içinden çıkamayacam ve derdimi anlatamayacağım onun için kendimden yola çıkarak anlatmaya çalışayım.Çok fazla insan tanıma isteğim çocukluğumdan beri vardı benim.İnsanları ve iletişimi seven

Bizim City ! -1-

Kaç masa birleştirilmiş öyle Gerçi bu kalabalığa da anca bu kadar çok masa kaldırırdı. O masanın başındaki kim,Yasin'in yanında oturan, kimseyi beklemeden yemeğe başlayan ? Hı,Hasanmış ya o, ne zaman geldi ki o Rize'den.Dersleri yok muydu onun yaaaa! Gerçi derslerin yarısına girip yarısına girmiyormuş ki (kendi anlattı ben onun yalancısıyım) geri kalan zamanında da annesini arayıp Küçük emrah moduyla konuşuyormuş.Hasan 'ın çok güzel Cem Yılmaz taklidi yaptığını hepimiz biliyorduk da Emrah taklidi yaptığını da üniversiteye başladıktan sonra öğrendik.Ah öğrencilik insanı emrah bile yapıyor değil mi Hasan ? Tamam ya neden fırlatıyorsun o ekmeği kafama beeee ! Keşke bir üzüm tanesi olaydım da bir araba üzerimden geçeydi ve beni ezeydi diyen kimdi ,sen de bir Emrah yan olduğu teee çocukluğundan belliymiş zaten..La nimetle oyun olmaz atma o ekmeği kafama dedim sana,ablaya el kalkmaz taş olursun taş ;) Bir de , yakışıklısın Hasan :) Hilaaaaal ,bir şey desene şu Hasan'

Kim Bu Oyuncular Ya hu !

Yeni değil eski bir filmin devamı bu.Oyuncular değişiyor ama mekan aynı kalıyor.Oyuncular değişiyor ama yerlerine hep kendi nesillerinden yenileri geliyor ve bu film hep devam ediyor edecek de...Her oyuncu kendi rengine boyuyor filmde kendine verilmiş olan rolünü ve öyle yer ediniyor oyun içerisinde.Herkes konumunu da böyle belirliyor anlayacağınız.Kişiliğinizi katıyorsunuz ve o renkle anılıyorsunuz artık......................................... Oyuncular mı kim bu filmde ? Çok kaliteli, yüreği inatla iyilikle atan oyuncularımız var bizim.Bepimiz baş rol oyuncusuyuz, esas oğlan ve esas kızdan ibaret değil sadece.Kalabalık kadroda HEPİMİZ BAŞROLüz! Kavgalar var bu filmde ,özlemler var,hasretle karşılaşmalar, uzun muhabbetler, kalabalıklar, yalnızlıklar, gidişler, acı kayıplar, uzaklıklar, çekememezlikler, haksızlıklar, ders alışlar,çözüm arayışlar...v.b tıpkı yaşamın kendi gibi. Gevezelerimiz var hiç durmadan konuşmaya meyilli, ketumlarımız var duygularını paylaşmayan ama gözlerin

Artık Sadece İzliyorum !

İnsanların uyanıklık yaptığını fark edersiniz de öylece baka kalırsınız ,sizinde başınıza geliyor mu bu tip şeyler.Belki salaklık derecesine varmamışsa da bir saflık olduğunu düşünüyorum bizde (kardeşlerim ve bir kaç kuzenimde) Onun içindir ki bile bile kötülük yapanları, kendi menfaati için karşısındakilerin üzerinden basıp geçmeye çalışanları, maddi kazanç için insanları hiç yerine koyanları hiç anlayamıyoruz...(noktaları ben koydum sen doldur kuzen) Ben biliyorum diyemememiz de bu saflıktan belki de ! Karşısınzdaki insanların iki yüzlü davranışları karşısında tepki veremememizde belki bu saflıktan(!)dır... Bilirsiniz ki karşınızdaki insan, siz arkanızı döndüğünüzde sizinle ilgili DE atıp tutacaktır ve yine sizinle karşılaştığında yüzünüze gülecektir -sizin hakkınıza girdiğini ya da sizi sömürdüğünü düşünmeden-ve dostunuzMUŞ gibi davranacaktır.Çünkü sizi kandırdığını sanıyordur, kendi riyasının fark edilmediğini sanmaktadır (ama bilmemektedir ki sanmaların çoğu yanılmadır!) Hır

Bir Bayram da Böyle Geçti

Bir yazı yayımladım ve sonra pişman olup kaldırdım.Ne diye güzel bir Bayram sonrası olumsuzluk içeren yazı girdim bloguma diye kızdım kendime ve Bayramdan bir şeyler yaplaşayım istedim.Gerçi bu yazı içerisinde de kenarından köşesinde negatiflik içeren konular olabilir şimdiden uyarayım sizleri! Bayramlar sevdiklerinizle geçtiği zaman Bayram oluyor.Ve paylaştıkça tabi; sevginizi ve size emanet olarak verilen maddi kazançlarınızı...Dostlar ve akrabalar sevgimizi ve sevildiğimizi en güzel şekilde hissettirenlerimizdir hayatın içinde (istisnalar kaide dışı) Ben de genelde Bayramları köyüme ailemin ve akrabalarımın olduğu yere giderek geçiriyorum.Kalabalık bir sülalenin içindeyseniz arkadaş sıkıntısı da gülecek konu bulamama sıkıntısı da hiç yaşamazsınız.Gerçi kalabalık da sorunlar da çok olur ama ben o konuya pek girmeyeceğim (göz kırma) Bizim en kötü özelliğimiz çok konuşmamız.Ama bunun haklı bir sebebi var; yılda bir kaç kere bir birimizi görüyoruz ve o karşılaşma anında herkesin a

Çölde Ortasında Bir Ayak İzi Sadece

Öyle bir an geliyor ki hiç bir şeyin anlamı kalmıyor ne gözünüzde ne yüreğinizde.Bom boş bir hal içerisinde buluyorsunuz kendinizi.Bir adı bile yok bu durumun...Ne sorgulamalarınız, ne şikayetleriniz, ne doğrularınız, ne hatalarınız, ne düzelttiğiniz yanlış yanlarınız, ne sevenleriniz ne de sevdikleriniz ..her şey silikleşiyor bir anda! Ve bir boşluk içinde bir kendiniz kalıyorsunuz;sorularınız,sorgulamalarınız, hatalarınız ve sıkıntılarınız olmadan ..Orta yerde yalnız siz ! Kırgınlıklarınız, üzüntüleriniz ,hırslarınız,kızgınlıklarınız, sevmeleriniz,sevildiğinizi sanmalarınız bir bir uçuşup dağılıyor bir yanlara ve sessizce izlersiniz...Hayalleriniz mi vardı ? Peki ne kadarını gerçekleştirdiniz? Sevmeleriniz mi vardı karşılığını umduğunuz, yürekten çığlıklarınız mı vardı duyulur diye beklediğiniz, susuşlarınız mı vardı anlaşılır diye beklediğiniz....................Hiç biri karşılık bulmadı değil mi ? Ve sürekli ,karşılıklı olmaz bu işler de denildi değil mi ? Sevmeyi kendi yüreğin

Ve Yine Önyargılar ve Zanlar !

''O Ses Türkiye'' diye  bir yarışma programı var, bundan önceki yayınlarında hiç izlememiştim.Bu yayın döneminde bir kaç defa izleme fırsatım oldu.Eğlenceli de bir  jürisi var.İçlerinden biri de Athena  grubundan Gökhan...Pek tanımam kendisini, sadece Erovision da bizi temsil ettiği zaman dinlemiştim beğenmiştim de şarkısını ama kendisi hakkında dövmeleri dışında pek bilgim yoktu; gerçi hala yok!... Yarışmacılaırn içinde en enteresan olanı o. Giyimi ,konuşması çok çok enteresan (bence sevimli) enteresanlık diğer kişilerin beklentileri doğrultusunda giyinip davranmamakla da alakalı zamanımızda dikkatinizi çekerim !Bu arkadaş da bu tip enteresanlardan biri.. Desenli ayakkabı ,desenli çorapları , normalden kısa pantalonları ve düğmeleri yarım yamalak iliklenmiş gömlek ve montlarıyla bir hayli dikkat çekiyor. Ve tabiki olanlara tepkileri, duygularını dile getirme şekli ayrı bir dünya... Şimdi bayram değil seyran değil ben Athena Gökhan'dan neden bahsediyorum? Çünk

Gel Gel Batan Geminin Malları Bunlar !

Kuzenlerime hediye yapabilmek için başlayan bir uğraş ,kız kardeşimin: ''Sen takı falan yapma yaa hiç güzel değiller, ne o öyle incikli boncuklu '' demesiyle hız kazanıp nur topu gibi hobi oldu (hatırlarsınız aynı kız kardeş ''abla artık sen yazma istersen çok sıkıcı yazıların'' demişti).O bana hep olumsuz cümleler kursun istiyorum ;) Malzeme bulabildiğim kadarıyla birazda takı üzerine kısıtlı hayal gücümün yardımıyla bir şeyler yapmaya başladım.Gerçi tasarım harikası değiller ama şirinler be ! Eğlenceli bir uğraş da,elinizdeki malzemeleri de kullanmak için güzel bir yol...Bayramlık hediyelerim hazır ;umarım beğenir benim cadı ama tatlı kuzenlerim. İğne oyasıyla takı ilk değildir ama benim için bir ilk; Zehram sağ olsun. Cadı Mühendisimiz Eda için tasarlandı bunlar; beğnmezse kavgamız var Bayramda ;) Mine içlerinden beğendiğini alabilirsin tamam bir daha face de bağırma ;) Kardeşim laf sokmak ister diye yakın plan foto da koydum ;)

Bilmiyorsan Sevme Gitsin !

Tükettin, yordun ve neşemi almak için elinden geleni yaptın ve bunu yaparken çok doğal olduğunu düşündün. Yaptığın her şeyi doğru gördün, hiç bir şeyin farkına varmadın.. Hiç bir leyi önemsemedin çünkü! Kırdın mı yıktın mı umrunda olmadı. Senin bir tek gerçeğin vardı, doğruların doğrultusunda mı davranıyor karşındakiler... Ve sen farkında değildin ama kendinden başka hiç kimse de umrunda değildi senin her ne kadar ''seviyorum''diyorsan da onlara... Bu sevgi değildi bunu bile fark edemedin. Sevgi tüketmezdi ,sevgi sabır ölçmezdi, sevgi tebessümden uzak olmazdı ve sevgi asla korkmazdı... Seninki sevgi değildi ya da sen sevmedin hiç bilemedin ! Sevgi rahat olmaktır sevdiğinin yanında, özgürce hata yapabilmek ve her şeye rağmen tebessüm edebilmektir... Seven insan sevdiğinin yanında mutludur huzurludur Maddi manevi güvende hisseder kendini, Hissetmelidir de.. Seviyorum demek sevginin hakkını vermek için de yaşamaktır biraz. Sen olmaktır karşındakinde

Hayatı Öğreten Dostlarımız

  M enfaatsiz sevgi oluyor mu dersiniz ? Sevdikçe sevildikçe yüreğim huzurla ve mutlulukla doluyorsa bu da bir menfaat mi sayılıyor ? Bir insandan maddi beklentim olmasa da manevi olarak beni huzura boğuyor olmasından dolayı sevgimin de artması bir menfaat midir ? Manevi kazançlar menfaat sayılamaz değil mi ? Hayata dair ne kadar çok soru var aklımda !   Ç oğu zaman sevdiğimiz kişileri bile biz seçmiyoruz gibi hissediyorum.Çünkü bakıyorsunuz sizinle hiç bir ortak yanı olmayan birilerini tanıyorsunuz ve daha ilk anışmanızda (ya da konuşmanızda) yüreğinizde bir ışık oluyor ve sevmeye başlıyorsunuz o kişiyi.Belki benzerlikleriniz olmuyor ama sözleri öyle bir tesir bırakıyor  ki aklınızda yüreğinizde, okuduğunuz kitaplar bile yerini tutamıyor. Peki nedir sizi ,siz gibi olmayan ama size hayat içinde sevgi ve öğrenim adın öğretmen olacak o kişilere çeken ? Ya da nasıl olmuşta zıt kutup da olsanız hayat denen yolculukta belli bir yerde kesişir yollarınız?...Ve siz nasıl olmuşturda o kişi

Ahmet Enes /Cennet

  Yine harika bir şarkı buldum (ben bulmadım tabi, ben yeni duydum) ve bayıldım ;sese de şarkının sözlerine de melodiye de... Mehmet Erdem şarkılarından sonra bu da iyi gitti ...Bakalım siz ne düşüneceksiniz parça hakkında ! (Bu arada şarkıyı söyleyen şahıs hakkında zerre bilgim yok, ben gidip biraz googleden araştırayım bakayım kimmiş neciymiş bu Ahmet kardeşimiz  ;) Şarkının sözleri; hani fani bu hayat ümit bağlayamam olmadı diye oturup ağlayamam gönlü geniş olan sükutu öğrensin sevgimi yok yere ele bağlayamam gelir mi diye hayallere sığınamam... kemale eren kendinden versin sevdim, kaç kere bilemem yaşadım, yok inkar edemem bıktım, senle baş edemem ben zaman öyle de geçiyor hayat böyle de bitiyor ama umudum cennetten ben dalkavuk olanı hizaya getiremem sorma bana ben görünmezi göremem merak eden kendine yönelsin boş yere kimseyi oyalayıp üzemem geçici şeylere heves edip üzülemem fikrim, hevesimi alt etsin sevdim, kaç kere bilemem yaşad

Sizi İfade Eden Eserler ..

Fotograf da yazı da bu sefer bana ait ama şiir Mazhar Alanson'a ;) Bazen dile getiremezsiniz duygu ve düşüncelerinizi ve o zaman bir şiir bir şarkı bir fotograf ya da bir resim dile getirir iç sesinizin mırıltılarını...Belki size ait değildir ama sizin yüreğinizin dili olur başkalarının yürek sesleri... Birileri için sanattır bu, birileri içinse duyguların paylaşımı; ortak duyguların görünür hali... Öyle bir anda öyle bir şarkı dinlersiniz ki; şarkı beni anlatıyor dersiniz.Bazen tebessüm eder kendinize gelir bazen göz yaşların eşliğinde hüzne boğulursunuz..Sanki sizinle konuşuyordur parça ve size cevap veriyordur bir şekilde ...Bazen de okuduğunuz bir yazı sizin biraz önce yaşadığınız ya da düşündüğünüz bir sorununuza cevap olur, hayretlerle okursunuz ve içinizden yazarına teşekkürler edersiniz...Güzel şeyler!... Çok isterdim iyi bir yazar olmak ya da şair olmak ve görünenin ardında binlerce gizli düşünce barındıran şiirler, cümleler yazmak..Herkesin anlayabileceği ş