Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sen Hiç Kendine Sordun mu ?

Belki de yanlıştı sevmek, Belki de yanlışların içinde arandı sevilmeler.. Dönüp maziye baktığımızda zaten güzel anlar değil miydi hatırlayacaklarımız. Neden üzülüyoruz ki o zaman Bizi acı ile olgunlaştıracak olan yaşanmışlıklara.. Belki de yanıldım evet yanıldım, bu bir  bitmişlik değil ki insan olmak zaten kusurlu olmak değil mi? Herkes gibi ben de yanıldım Yanlış yaptım Kırıldım kandırıldım sandım yanıldım, mutlu olduğumu sandım Vuruldum vurgun yedim.. Hayat bu değil mi zaten acı ile tatlı arası gelgitler zinciri.. Aradığım belki de sen değil bendim Sende gördüğüm kendimde arayıp da bulamadığımdı. İçimde var olan ama dışarıya çıkarmaya korktuğum gerçekleştiremediğim hayallerimdi.. Hayat zaten bir karmaşadan ibaret değil miydi? Tek sorun benim arayışlarım sanışlarım mutluluklarım üzüntülerim kırılmalarım değil ki! Benim de dahil olduğum kocaman bir aile içinde hep beraber; yanlış yapmalar,mükemmeli arayışlar, k

Şiir/imsi.. ''Yaşayarak Öğrenirsin''

Dağınık saçlarını toplamak kadar kolay değil, dağınık karışık düşüncelerini toparlayıp durulmuş su sükunetiyle devam edebilmek  hayata... Bazen ummadığın yerden çıkar sorular da kala kalırsın sorular sorunlar karşısında. Bir adım atacak mecalin kalmadan ağzını açıp cevap verebilecek mecali bulamadan.. Asla dememeyi öğrenirsin asla yapmam dediklerini yaparak.. Haddini öğrenirsin, yaşamadan ahkamını kestiğin şeyleri yaşarken...

Başkası Olamıyorsan Kendin Ol !

Bir insanı en iyi yine kendisi tanır.Samimiyetini,riyasını her türlü eksiğini fazlasını kendisi bilir.Bir insan dünyanın ne iyi yalancısı ya da oyuncusu olsa da kendini kandıramaz.Çünkü iç ses denen o gerçeklik senin yarın hesaba çekileceğin hafıza kartındır ve yalan virüsü oraya sen istesen bile bulaşamaz.Dersin ki: ''Ben onu görmemezliğe gelir işime bakarım'' o da senin bileceğin iş kafanı yastığına düşünmeden koyabiliyorsan ne mutlu (!) sana...Cesur ve kuvvetli insansın(!) vesselam!.. İnsanlardan uzaklaşmak yalnızca onlarında yanında fiziksel olarak bulunmamak anlamı taşımıyor diye düşünüyorum.Kalabalık bir topluluk içinde ya da 5-6 kişilik gruplar içinde de insan kendini orada değilmiş gibi hissedebiliyor.Ve ben bunun bir seçim olduğunu düşünüyorum.İnsanların konuştukları sizi zerre kadar ilgilendirmiyorsa ya da üzerinde 2 dakikadan fazla konuşulmasını saçma bulduğunuz konularda sohbete dahil olmak yerine  ortamda fiziksel olarak kalıp düşünce olarak yok olabili

Ağzı Olan Konuşacak Tabi!

Yolun sonu maviye varıyorsa yorulmaya değer Kuş cıvıltıları,rüzgarda dans eden yaprakların sesi,yağmurun sesi, derenin heyecanla akan suyunun sesi,Allah odaktı muhabbetler,yüreğimi ferahlatan bir yazı ve ''iyi ki var'dediğim birinin varlığı ve sohbeti ruhuma çok iyi geliyor.Gerçi listeyi uzatırım da yazı çok uzamasın diye kesiyorum burada...Yine saksağan gibi daldan dala konduğum bir yazı türüyle karşınızdayım dostlar. Bir kaç gündür yazmak istediğim ciddi bir konu var ama onu yazmayacağım yanlış bir şey yazmaktan korkuyorum, kafamı biraz daha toparladıktan sonra yazacağım inşaallah..Bu gün tıstak tıstak Serdar Ortaç şarkıları çıktığı zaman radyo frekansını değiştirmeyecek kadar çılgın hissediyorum kendimi (çılgın ne la ,laf bulamayınca iyice saçmalıyorum) onun için aşure tadında bir şeyler yazacağım... Ağzı olan konuşuyor diye bir söz var ya az biraz ona değinmek istiyorum.Bu ağzı konuşalım diye vermedi mi Allah.O zaman konuştuğum için neden suçlanayım ki! He ne ka

Hint Kumaşı Artık Ulaşılmaz Değil ki Güzel Kardeşim !

Hani böyle hava atmayı seven düüüünyaaa güzeli insanlar var ya ! Elindekinin kıymetini fazlaca bilen fazlaca büyüten güzide insanlar.Ve o sahip oldukları zenginliklerle birilerine hava atmaktan zevk alan mübarek(!) insanlar;malıyla,eviyle,yaptığı yemeğiyle,çocuğunun becerisi, eşinin maaşıyla,kendi işiyle hava atan ve o havanın kendisini göğe yükselteceğini sanan o Hint kumaşının artık bulunmaz olduğunun farkında olmayan hint kumaşı astarı kişiler...Nasıl hoşsunuz anlatamam ! İnsan neye çok önem verirse onlar dikkatini çeker.Eğer bir de kibir kişide baş tacıysa en çok neye değer veriyorsa onunla da kibrini beslemeye meyillidir.Keşke diyorum böyle güzel insanlar(!) gelip benim gibi zavallı,aciz,görüntü ya da mala kıymet vermeyen kişilere hava atma zahmetinde bulunup kendilerini yormasalar.Ben senim yaptığın yemeği yesem sonra hatırlamayacağım, anlattığın evini eşyalarını görsem zaten 5 saniyeden fazla üzerinde düşünmeyeceğim,işini eşini çocuğunu methetmeye başladığında zaten başka k

Nasıl mıyım ?

İyim demekle iyi olunuyorsa ''iyiyim'',gelecek konusunda endişeliyim,ölümden fena korkuyorum, çaresiz olanlar için duacıyım, dünyada olup bitenlerden dolayı insanlığımdan utanıyorum,dilsiz hayvanların bile bazı insanlardan daha insan olmasına şaşıyorum, insan dışında tüm canlıların kendilerine verilen vazifeleri yaptığını görüp ne kadar geride olduğumuzu düşünüyorum,bu gün de havanın düzelmediğinden şikayet ediyorum,insanların BEN odaklı  olduğunu ve bu çerçeveden çıkanların melekten üstün olma mertebesinde olduğunu ama bunların sayısının da çok ama çok az olduğunu düşünüyorum,boş geçen anlarıma çok üzülüyorum ama üzüldüğüm kadar icraatte bulunmuyorum, seviyorum sevdiklerimi özlüyor ama görmekten de korkuyorum (nasıl diye sormayın) çok daha fazla şey yapabileceğim halde tembelliği seçtiğim için kendime kızıyorum,eski dostlarımı ziyaret edemiyorum işin en kötüsü bunu gerçekten istemiyorum,gün geçtikçe daha kötü biri olduğumu düşünüyorum kimseye kötülük yapmadığım halde

Basiroğlu/Yalova-Çiftlikköy

Güzel yorucu bir gündü.Hava konusuna hiç girmeyeceğim, en azından yağmur yağmadı onun için olumsuz bir şey yazmayacağım.Ne yedim ne içtim muhabbetine aslında girmesem iyi olur ama ara sıra olduğu zaman çok da göze çarpmıyor. Ne de olsa özgür platform burası, üstelik bizim bahçemiz istediğimiz renge boyayabiliriz..Hatta benim gibi rengarenk de boyayabilirsiniz...alışveriş amaçlı bir İzmit yolculuğumuz oldu.Ve geri dönerken, yolda mola verip bir şeyler yedik.Yediğim içtiğim değil önemli olan ;mekan ve çalışanlar güzel olduğu için paylaşmak istiyorum.Güler yüzlü hizmet;temiz ve sıcak bir ortam(sıcak ortamın mekanda görünen sobayla alakası yok biline)..Daha ne olsun.Yolunuz buralara düşerse yemek için önerebilirim..Hızlı hizmet en çok dikkatimi çeken şeydi (buralarda hızlı hizmet benim pek rastladığım şey değil de onun için dikkatimi çekti) Not :Fotograflar pek iyi çıkmamış olabilir. Telefonla çekilen fotograf anca bu kadar olur diye de ekliyorum..

Ara Sıra İçinizdeki Deliyi Serbest Bırakın

Geldim bir şeyler yazayım  dedim demesine ama aklımda konu yok ki..Ya umarım yarın hava iyi olur İzmit'e gitmeyi düşünüyoruz . Hava kötüyken İzmit bile çekilmez ki.. Gerçi ben hem burada yazı yazıp hem de face de kuzenime laf yetiştirmeye çalışırken bu yazı nasıl bitecek bilemiyorum. Neyse ben başlayayım da devamı gelir herhalde.. Bu gün çok güzel geçti, Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle okulun progrmına gittim. Çocuklar öyle şirindi ki anlatamam...Zaten ilk yıl sadece 5. sınıflar var; ne ''dur''dan anlıyorlar ne ''sus''tan...ama insan onlara kızamıyor ki öyle mutlu sevimli ve şirinler ki (gerçi şirin ve sevimli sanki aynı anlama geliyor gibi durdu ama) fotograf makinemi köyde unuttuğum için doğru dürüst çekim yapamadım onun için de paylaşamıyorum. Gerçi tlf ile çektim ama şimdi onları bilgisayara kim atacakk ooyy uzun iş (tembel biri olduğumu söylemiş miydim) Çocukluğunu özlüyor insan ; ne güzel dünya umurunda olmuyor hiç bir şeyi ders edinmiyor

Peygamber Sevgisi...

İyi bakmak lazım ki iyi görelim değil mi ? Peki ama doğru olmayan o kadar çok şey var ki iyi görmek için zorlasa da insan kendini başaramıyor iyi görebilmeyi çoğu zaman. Kutlu Doğum Haftasındayız bir çok program düzenleniyor,Peygamberimiz anılıyor ,O'nun hakkında bilgiler veriliyor,O'na olan sevgiler dile getiriliyor.Ben de bu gün onlardan birine davetliyim gideceğim inş.Canım davet etti gitmemek olmaz... Ve sordum :''Bu hafta Peygamberimizin doğum gününü içinde barındıran bir hafta mı ?'' diye.Ki bunun cevabını biliyordum yine de sordum işte...Ve cevap güzeldi :''Evet değil ama Peygamberin anılması kötü bir şey değil'' Doğru haklıydı,Peygamberin anılmasında kötü olan hiç bir şey olamaz.Dünyaya anlatılması adına da güzel bir fırsat!Bu kısımda sorun yok ama ben yine dayanamayacam bir de olumsuz tarafından bakacağım yaptıklarımıza/yapmadıklarımıza.. Peygamberimizi çok seviyoruz ondan şüphem yok  ama O'nu  ne kadar anlıyoruz ve ne kadar ör

İç Ses Yine Başladı !

Söylemek mi ,hissettirmek mi...Bilmek mi bildirmek mi...Sanmak mı dinlemek mi..Gülmek mi güldürmek mi.. Görmek mi beklemek mi...Sevmek mi sevilmek mi!... Hangisi kime göre ne kadar doğru ve gerçek!

Elif İşte; Yazılarının Başı Sonu Belli Değil...

Düşününce insan er ya da geç doğruya ulaşıyor.Doğru bildiklerinin de zandan ibaret olduğunu hatta büyük yanlışlar olduğunu fark ediyor.Ön yargılarımın esiri olmuşum bir zamanlar diyor en güzel şekilde davranmayı öğrenmeye başlıyor.Evet kızıyor ama yargılamıyor; yaşamadığı bir hayatın ahkamını kesmiyor insanları küçümsemiyor.Hiç yaşamadığı bir şey yüzünden suçlamıyor insanları.Sanırım zamanla doğru düşünmeyi de öğreniyor ve bu da insana haddini bilmeyi öğretiyor. Soru sorarak başlıyor her şey.Sorulara cevaplar aramak için daha çok düşünüp daha çok okumaya başlıyorsunuz.Okumayı da kitap okumakla kısıtlamamayı öğreniyorsunuz! Hayatınızın içinde var olanları,gördüklerinizi,göremediklerinizi,sahip olduklarınızı ve sahip olamadıklarınızı, sevdiklerinizi ve sevmediklerinizi her şeyleri okumanız gerektiğini ve bunun da düşünmeyle kardeş olduğunu öğrenmeye başlıyorsunuz. Belki düşündüğünüz,bildiğiniz güzelliklerin hepsini yapamıyorsunuz ama  yapabilecek yolda olmayı seçiyorsunuz; adımlar

Anlayamadığım Şeylerden Biri !

Bilerek kötülük yapmışlığım yok diye iyi biri olmuyorum elbette ama yine de vicdanım rahat oluyor ve başımı rahat koyuyorum yastığa (gerçi yumuşak yastık kullanmanın da etkisi vardır bu durumda belki bilemiyorum ama!) Bildiğim en belirgin zayıflığım cehaletim sanırım.Meraklıyım ama okudukça daha da bilmediğimin farkında olan korkağın biriyim.Hatta adım atmaktan korkan biriyimdir..''Ne olacak ki sanki'' bile derim istediğim şeyleri yapacağım zaman,böyle de gamsız bir yanım var... Ve anlamıyorum daha dün (!) en yakınları hakkında atıp tutan kişilerin bu gün (!) hiç bir şey yokmuş gibi o kişilerin yanında yer almalarını.Bu pişmanlık falan da değil;biliyorum ki yarın en ufak hatasında yine onun arkasından atıp tutacak kişiler bunlar.Düşünmeyecekler ''Acaba haklı mı bu kişi''diye.Sormadan ,konuşmadan yargılayacak yetmeyecek bir de arkasından atıp tutacaklar bir de yanlarına destekçiler arayacaklar.İşte ben asıl bu cehaleti anlayamıyorum.Nasıl bakabiliyorlar

Sevilmek Güzel Şey

insanlar sizi tanıdıklarına pişmanlık duymuyorsa,sizinle konuşurken huzur buluyorsa,tebessüm olabiliyorsanız mutlu olmanızdan daha doğal ne olabilir! Birileri çıkıp:''Bu enaniyettir,kibre götürür''derse de derim ki :''Biri benim yanımda sıkılmadan huzurla duruyor,bana güveniyor ,benimle konuşurken tebessüm ediyor ya da sohbet etmekten mutlu oluyorsa bu benim insan olarak doğru yolda olduğumu gösterir''derim ve devam ederim:''Rabbimiz güzel özellikleri bize verdiyse ve biz de güzel özelliklerimiz doğrultusunda hayatımızı geçirirsek bize emanet edilen özelliklerin hakkını verebilme yolundayız demektir ve bu da enaniyete değil; O'na götürür insanı (insan olabilen samimi insanı tabi)''diye de eklerim. Yaşlı bir sevdiğiniz (dede ,dayı,amca ya da akrabalarınızdan yaşlı biri ) görünen uzaklıklar olsa da aranızda, her daim aklında olduğunuzu ve sizin için dua ettiğini söylüyorsa  yanlış yolda olmadığınızı düşünerek şükredersiniz.Sizinle soh

Kararsızlık...

Bazen yanlış yaptığınızı düşünürsünüz ve çıkamazsınız işin içinden.Hani hayal kurarsınız ama imkansızlığına rağmen hayali kurmaya devam edersiniz  bunun gibi  bir durum. Yanlışı nerede yapmaya başladınız ve kendinizi bu durumda bulana kadar aklınız neredeydi ? Cevabını veremezsiniz.Gerçi neye göre ve niçin ''hata''dır bu düşündüğünüz, buna bile cevabınız yoktur..Hatta ''hata''dediğiniz durumun içinde olmaya da alışırsınız..Hem çıkmak için kendinizi zorlarsınız hem de arkanızdan sizi çeken ''çıkma''diyen yanınıza kulağınızı tıkayamazsınız.. Belki de sizin için hata değildir yapılan şey ;başkalarının gözüyle baktığınızda hatadır...Sizi muallakta bırakan sebep de bundandır belki!.. Yine de kararsızlığınıza neden olan durum, sizi üzecek şeylere doğru yol alıyorsa çıkmak istemeseniz de çıkmak için zorlamalısınız kendinizi... Zor durumlarda çıkmazlarda kalabiliyor insan, farklı farklı konularda...

Dengesiz miyim La Ben !

O küçük ,kendi halinde,saklanmaya çalışan,göze batmayan,şirin mi şirin papatya benim işte ;) Dünyanın tek dengesizi ben miyim diye düşünmedim değil... *Bir ortama girerken :''Bu gün sessiz sakin duracağım, muhalefet olmayacağım,çok gülmeyeceğim,espri yapmayacağım,sadece dinleyeceğim''dediğim halde hiç bir zaman bu sözümü tutamıyorum.Ben de istiyorum ağır başlı (göründüğüm gibi) olabilmeyi,sert görünüşümün altındaki şebeğin anlaşılmamasını ...olmuyor ;olsa da çok kısa sürüyor bu durum.Gerçi ilk etapta sevmeyen hiç sevemiyor beni, elektrik almadıysa karşımdaki ben de ekstradan elektrik üretemiyorum onun için...Kişi bilir kimlerle anlaşıp anlaşamayacağını ona göre tavrını alır ki sonradan kafası raht olsun!!! *Bir de sevdiğimi ya çok belli ediyorum ya da hiç belli edemiyorum.Bir ortası yok bunun.Sevdiğim kişileri yaşlı genç demeden yanaklarını çocuk gibi sıkarak seviyorum.Ama olmaz ki yaşlı teyzelere de yapıyorum aynı şeyi,ya onlar beni deli sanıyor ve söyleyemiyo

Nerede Kalmıştık !

E nerede kalmıştık..Deli dolu yanım baharın gelmeme inadına rağmen hala canlı durumda.İnadına neşe diyorum bu aralar.Madem bahar gelmemek de direniyor ben de somurtmamak için direneceğim.Ne kadar özlersem özleyeyim güneşi ,hep o güzel sıcak yüzünü yüzümde hissederek geçireceğim günümü.Sizler de öyle yapın bu yıl bahar çok inat çıktı; ne yapalım bizler de başımızın çaresine bakacağız (yazar burada Erdal Baggal gibi konuşuyor olsa da düzgün yazıyor kelimeleri) Mesela şu an caz dinliyorum -gerçi parça içimi kararttı ne diye dinliyorsam -değişiklik olsun bu günümün içinde .... Yağmur yağıyor anladım da bu buz gibi havanın neyin nesi anlamıyorum ki (sinirlenmiyorum ya sabah sabah fena üşüdüm onun etkisi bu) Ahh eskiden havalar da ne güzeldi Nisan bahar ayıydı çiçekler açardı,yağmurlar yağsa da havalar kaloriferleri açacak kadar soğuk olmazdı ..ahh ahhh ne günlerdi (acıklı yazdığıma bakmayın gülüyorum ben yazarken) Hayat işte...Bir garip işte;insanlar gibi havalar da... Bundan sonra

Deli midir Nedir ?

Günaydın dostlar;dost olmamakta direnenler,dost yürekliler,iyilik kişiliği olmuş olanlar,riyadan yılandan kaçar gibi kaçanlar,samimiyeti sıcak çaydan kıymetli sayanlar,korkuyla sevgi arası değer verenler,tebessümü esirgemeyenler,mutlu ettiği kadarın fazlası mutlu olanlar vesaire vesaire ... Giriş cümlesinden de anlaşılacağı gibi yine deli yanımın ağır bastığı bir güne gözümü açtım (binlerce şükür) Sürekli ciddi olunmuyor hayatın içinde;ara ara içinizde var olduğu söylenen çocuğu da şımartmalısınız yoksa zor olan hayat daha da zorlaşabilir..Sosyal mesajımı da verdiğime göre konuya geçeyim demek isterdim ama aklımda bir konu yok ki geçiş yapayım. Sabah sabah yağmur sayesinden bir güzel ıslandım ama istifimi hiç bozmadım dışarıya şemsiyesiz çıkmış olmanın tadına vardım iliklerime kadar ! Rahmetle inat olmaz ne diye hızlanayım ki bir kere ıslanmışım nereye kaçıyorum yani! Yavaş yavaş yürüyerek ıslanmışken tam olsun diyebilen cesaretteyim bu sabah...Bahar gelmemekte inat ettiyse bize

Soğuk ama Güzel Pazar

Cumartesiyi boşuna sevmiyorum ben ya! Dün hava öyle güzeldi ki dışarıya çıkmasam da mutlu etti beni güneşin güzelliği.Ama bu gün tam tersi bir hava vardı çünkü ben dışarı çıkacaktım tabiiiiiii!! İnadına dikkate almadım havayı gezdim ,tefekkür ettim,dersler çıkardık gördüklerimden,nasihatlendim Rabbimin beni ikazlarıyla..Soğuk ama çok güzel bir gündü çok şükür..ayrıntıya girmeyeceğim sizinle fotografları paylaşmak istiyorum sadece...Umarım hepimiz için güzel bir gün olmuştur. Çınarcık/Esenköy küçük ama şirin bir yer .Yolları berbat olsa da gelip görülesi bir yer.. Benim yaşadığım yerde alışık olmadığım güzellikte bir sahil yolu var! Bu gün martılar eşliğinde rüzgarın melodileriyle dinlendik :) Dalgalar da eşlik etti rüzgarın melodisine... Manzarası çok güzel;orman ve deniz kardeş yakınlığında Park yeri sorunu yaşamıyorsunuz bu harika :) Ama yeni binalar yükselmeye başlamış park sorunu da yakındır.... Bir kaç şirin sahil kafesi var.Çalışanları güler yüzlü

Neden Sever ki İnsan !

Neden sever ki insan? Nasıl anlar sevdiğini ve nasıl bilebilir sevgisinin derecesini... İlk,sözler midir yoksa bakışlar mıdır  sevmeyi sağlayan..Nasıl sever ki insan sahi? Biz mi seçeriz sevdiğimiz kişileri yoksa onlar mı bize sevdirirler kendilerini ? Sevgiyi bir köşeye sıkıştırıp konuşturmak lazım;yanlış kişileri sevmenin hesabını sormalı !  Tebessümü bol bir gün olsun hepimiz için..Bir de;sevgi dolu,huzurlu,mutlu tabi ki sağlıklı ,iyilik yapabildiğimiz, düşünüp şükrettiğimiz,tefekkür içinde olduğumuz, kızmadığımız, kızdıklarımızı affettiğimiz,başkalarını da düşündüğümüz,bol bol selam verip dua ettiğimiz,neşe dolu bir gün olsun...Benim için de iyi temennilerde bulunun az olsa da dua edin olur mu ? Bir de kimseleri yargılamayalım bu gün, insanlar birilerine zarar vermedikleri sürece bırakın istedikleri gibi davransınlar.3 günlük dünya da arada eğlenmek ister insan karışmamak lazım eğlence anlayışlarına..Ben ünlem işaretinden sonra çıkmış olmalıydım çıkarken parmaklarımı burad

Hayat İşte...

İnsanı en çok da duygularının kullanılması üzüyor.Maddi şeyler gelip geçiyor da; kalp kırıklıkları  yüreğinizi ezip çiğnemeden geçmiyor!..Güvenin sarsılması falan da değil bunun adı;sevmenin en güzel en samimi haliyle akmışsanız bir yüreğe,o yüreğin içinde gerçek anlamda yer almadığınızı görmek yıkıyor sizi..Sevginizin değer görmemesidir belkide bu.Canınızı bir hayli yakar bu kıymet bilmemezlik...Neyse ''hiç''seniz bu hatırlatılmıştır size... Böyle düşünür devam edersiniz yolunuza..Hayat işte; bazen dersler veriyor bazen de mutluluğun içine atıyor sizi....................Sonuçta yalnız değilsiniz.................................... Son zamanlarda en çok dinlediğim parça ...Çok sevdim sözlerini...

Sevmek Yüreğine Söz Geçirememen/Geçirmek İstememendir

oyy oyy... Beni anlamayacak,benimle biz olamayacak ya da yanındayken huzur bulamayacağım kişiler beni sevmesin! Bana sevgiden bahsetmesin... Sevgi şarkı sözü değil ki dillere düşsün sadece..Yüreğin tüm kara bulutlarından arınır sevince/sevilince.Sevgiyle burkulmazki her daim yürekler.Üzmez ki sevgi..kırmaz ki..onarılmak için parçalanmaz ki yürekler severken/sevilirken.. Sevmek , anı cennete çeviren güçtür.Sevgi görev değil yürek sesidir.Senin yüreğine hükmedememenin delilidir..Senin özündür..Sevmek/sevilmek;arındırmaktır sevdiğini tüm olumsuzluklardan...Kırıp kırıp onarmak değil;onarmak zorunda kalmamak için itinayla davranmaktır. Gelenlerin, hiç gitmemesini dilemektir de sevmek...Bir dahaki karşılaşmayı/buluşmayı iple çekmektir...Ayna olabilenlerin varlığına şükretmektir biraz da..Arabesk şarkıda gülebilmektir...Hayatın içindekilerle şakalaşmaktır...Ne diyeceğini tahmin etmek...Değer vermek, değer verildiğini her hücrende hissetmektir.İmkansızlıklar içinde imkanı