Pabucun Düşünce Dünyası

Resmi seçmemin tek sebebi,komik olması ! Bir süre yaz(a)mayacam sanırım ..Süre hakkında bir fikrim yok..Hoş bu aralar hiçbir şey hakkında bir fikrim yok ya neyse…Yine bir garip dönemden geçiyorum ki asıl benden eser yok gibi ruhumda..Hayırlısıyla geçsin gitsin bu zaman dilimi inşaAlah…Rutin olan her şeyden sıkıldım (bunu söylerken yine de şükrediyorum her anıma ) garip bir ruh hali bu..Bitsin gitsin demekten başka bir şey gelmiyor elimden. Bir şeyleri peşinizde/aklınızda taşıyınca ara sıra sizi rahatsız eder durur..Onları olması gereken yerde bırakmış olsanız böyle bir sıkıntı döneminizde olmaz sanırım ama gel de bunu aklına kalbine anlat.Yine de asıl ben ölmediği için ‘’Bu da geçer..’’gerçeğini unutmuyorum şükür… Her anımız pür neşe geçse hayatın anlamı olmazdı zaten.. İşte böyle dostlar..Siz yine de ara sıra gelin sohbet edelim bu yazımın vasıtasıyla..Ben buralardayım sadece benden bir şeyler yaz(a)mayacam bir süre, olay budur ;) Verdikleri ve vermedikleri için binlerce şükür Y...

Dostlar madem her gün bloguma gelip ziyaret ediyorsunuz bari gelmişken bana sizi tanıtacak sorularımı da cevaplayın :) Bu kelimelerle kimse kimseyi tam olarak tabiki tanımış olmaz ama eğlenmiş oluruz :) Hem ben de yeni kitap ve Film isimleri almış olurum ...Ben cevapladım size de kolay gelsin :) 1-Okuduğum Kitap: ''Aşkın Gözyaşları'' 2-Okuduğum Gazete: Haber7 takip ediyorum gazete almıyorum. 3-İzlediğim Tv programı : Belgeseller, yabancı polisiye diziler,tartışma programları ve  Ezel 4-İzlediğin en güzel film : ''Melekler Şehri'' 5-Özlü sözüm: Bu da geçer.. 6-Dinlediğim müzik: Arabesk dışında her tür dinleyebilirim:) 7-Beni dinlendiren şarkı: Lorena McKennet ve Farid Farjad tüm parçaları 8-En çok sevdiğin renk : Mavi-yeşil-kahve rengi 9-Beni güldüren olay ya da kişi: Zeki olan herkesin esprileri (malum gülmeyi seven biriyim) Buzda düşen insanlara elimde olmadan gülüyorum :( 10-Görmediğim ama görmek istediğim kişi: Peygamberimiz v...

Ali Gaffar Okkan, Sakarya ilinin Hendek ilçesinde 1952 yılında doğdu. 30 Eylül 1970 tarihinde Polis Koleji'nden, 29 Eylül 1973 tarihinde Polis Akademisi'nden mezun olarak İzmir İl Emmiyet Müdürlüğü'ne Komiser Yardımcısı olarak atandı. Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü görevinde iken 24 Ocak 2001 günü saat 17:40 sıralarında makâmından Valilik Binası'na seyir hâlinde iken, Sezâi Karakoç Bulvarı üzerinde Et Balık Kurumu ile Eflâtun Park arasında, kimliği belirsiz kişilerce pusuya düşürülerek açılan ateş sonucu olay yerinde şehit edildi. Allahtan rahmet diliyoruz kendisine...

Birinin sizin hakkınızda ne düşünüğünüz merak ettiğiniz zaman kendinize ''O kişiyle ilgili ne düşünüyorum?'' diye sorun! Çünkü karşınızdaki insanın psikolojik sorunları yoksa sizi sizin izin verdiğiniz gibi/kadar tanıyabilir...Bence tabi.. Yanlış mıyım ;) (Pabuç'un iç sesi)

 Neden herşeyden uzaklaşmak istemeniz bunalım takılmanız olarak algılanır ki! Hayatın içinde başınızda sıkıntı olsa da olmasa da bazen uzaklaşmak istersiniz her şeyden..Keşke dervişler gibi alıp başınızı doğayla başbaşa kalsanız..İçinde bulunduğunuz hayatın içinden bir süre sıyrılsanız..Kendinizle başbaşa kalsanız kendinizi dinleseniz..Öz eleştirinizi daha sakin kafayla yapsanız..Hatalarınızı ,eksikliklerinizi gözden geçirseniz..Düzeltmeniz gerekenleri kafanızda listeleseniz çözümler üretseniz..Fena mı olur du? Bunları kaçmadan da yapabilirsiniz diyenler vardır ama ben katılmıyorum buna..Olmuyor hayatın karmaşasında bunu gerçek anlamda yapamıyorsunuz.  Öyle anlar oluyor ki kim olduğunuzu aslınızı unutuyorsunuz..Asıl siz ve hareket eden siz farklı oluyor sanki..Hızlı düşünüyorsunuz ve doğru kararlar verdiğinizi düşünüyorsunuz ama bu sadece hızlı düşünmekle kalıyor..Doğru diye düşündüğünüz yanlış kararların içinde buluyorsunuz kendinizi...''Ama ben böyle olsun istemiyordum!'...

Allah(c.c.) insanlara ''OKU'' dediğinde kariyer yapın en iyi maaşı almak için yarışın  mı demek istemiş ? Peygamber(s.a.v.) ''İlim Çin'de de olsa alınız''dediğinde ilminizle mertebebizi yükseltiniz ve bununla da kibrinizi kabartıp başkalarına karşı üstünlük taslayınız mı demek istemiştir? Gerçeklerle uygulamalar çelişiyor bu durumda benim de aklım karışıyor.. .!

Çok sinirli biri değilseniz ya da genelde sinirlerinize hakim olan biriyseniz yine de bir ufak şeyden tüm siniriniz tepenize çıkabilir..Ve ani kararlar alabilirsiniz..Nerden mi biliyorum ;bazen başıma geliyor da ordan..Şimdiye kadar yanlış kararlarım olmadı çok şükür..Kararlarımın da ani ya da uzun düşünceler sonucunda verilmesinde bir hikmet vardır diyorum çünkü..Sinirlendiğiniz de en iyi karar uzaklaşmaktır, hiç zararını  görmezsiniz uzaklaşmanın..Sakinleştiğiniz zaman geri dönüş yapabilirsiniz o an tepki vererek giderseniz döndüğünüzde açık bir kapı bulamama ihtimaliniz var..''Sus ve uzaklaş'' en doğrusu..Uzaklaş başka şeylerle uğraş ve unut...Ben öyle yaptım iyi de olacak diye düşünüyorum ..

Hayatta hiç bir şeye yorum yapmamalıyım..Şikayet ettiğim/ söylendiğim herşey için kendime kızıyorum kendimle başbaşa kaldığım anlarda...Kötülük yapan bir yapım olmadı çok şükür (en azından bilerek kötülük yapmadım ) yine de içimden çok söylendiğim olmuştur..Bunlara da kızıyorum...''Sen kimsin ki hayatın içinde gerçekleşenlere şikayet ediyorsun biliyor musun ki gerçekten hayır olanı ya da şer olanı ?..Hayatın bütününü görüyor musun ki ufak parçalarda şikayetler edip üzülüyorsun..?'' diye kendi kendime söylenmelerim oluyor..Sonra bu cümle yankılanıyor beynimde ''O zaman sus ve bekle aciz...Bütünü Yaratan herşeyin iyisini/hayırlısını biliyor ve veriyor''

Biraz farklı olsun benim mim olayım…Havadan sudan olmasın da sürekli tartışıp durduğumuz konularla ilgili olsun mesela.. En çok yaptığımız ya da yapılan hatalar olsun…En çok neye kızdığınızla ilgili olsun..En çok sizi neler başka hissettiriyor olsun..Neleri duymak ruhunuzu daraltıyor..Gibi şeyler..Aklımda sorular yoktu yazıya başlarken (hoş şimdi de yok)ama bakalım zihin denen dost neler dökecek klavyeden bu sayfaya…! -Dindarsınız ya da  değilsiniz,inancınız var ya yok , dinlerini yaşadığını söyleyen insanlarda en çok sizi iten şeyler ne ve neden ? -Sizi siz yapan özelliklerinizden en belirgin olanı ne? -Etrafınızdaki kişilere saygılı mısınız? Neyiniz insanlardan farklı ve ne konuda  daha çok  saygı bekliyorsunuz? -‘İnsan’ın sizdeki tanımı ne ? Karşınızdaki kişi de olmazsa olmaz dediğiniz özelikler neler ve neden sizin için önemli bunlar ? -Hayata bakışınızı paylaşır mısınız? Sürekli bir şeyler için hayatı suçluyor musunuz yoksa hayatta olması gerekenler bunlar ve o...

''Merhaba, 14 Şubat Dünya Öykü Gününde DAMLA/ ÖYKÜ ÖZEL SAYISINI çıkarmayı düşünüyoruz. Bu konudaki çağrımız “Bloglardan Seçmeler”de yayınlandı. Özel sayı için öykülerinizi göndermenizi önemle rica ediyoruz. Not: Sitemizi ziyaret edenlerin sayısı sınırlıdır. Biz de birçok siteye ulaşamıyoruz. Onun için de yardımlarınızı bekliyoruz. Bu etkinliğe katılmaları için bloglarda yazanları teşvik ederseniz memnun olurum. İyi günler dileğiyle. Sabahattin Gencal'' Öğretmenimizin ricasını sizlerle paylaşmak vazifemdir...Lütfen bu blogu ziyaret edin dostlar...Öykü yazabilecek kadar iyi değilim yazma işin de ama sizlerden biri muhakkak böyle kabiliyetlere sahiptir ..Sevgiler..Ve başarılar..      http://gencalsabahattin.blogspot.com/2011/01/oyku-ozel-sayisi-icin-cagri-sabahattin.html

Herkes dürüst olduğunu söylüyor..Öyledir de heralde! Ama söylemediğimiz, önemsemediğimiz başkaları için önemli olan gerçekleri dilimizden geçirip seslendirmememiz ne derece dürüstlüğe girer düşünmüyoruz.. Hadi biraz daha büyük sözler edeyim;Yapmamız gereken ama yapmaktan uzak olduğumuz gerçekler ve onları yapmadığımız için bunu mantığa bürümemiz..Kısaca kendimizi kandırmamız..Kendimizi kandırırken de Allah'tan hiç utanmamamız..Ne ile adlandırılabilir ? Aslında iyi bir insanım ama namaz kıl(a)mıyorum sadece! Cömert biriyim ama zekat vermiyorum veriyorsam da mümkünse en kötülerinden malımın!! Bİz değilmiyiz şehadet getirip görevlerimizi yapacağımıza dair söz verenler? Biz değilmiyiz Peygamberimi sevdiğimizi söyleyip Onu bir türlü örnek almayanlar? Sözlerimizi ne kadar yerine getiriyoruz? Bunları gözardı etmek dürüstlükten uzaklaşmak değil midir ? Bunların gündelik işlerimize genelleyebiliriz..Sonra da oturup düşünelim ''Ne kadar dürüsttüm ben''diye...Dürüstlük/samimiy...

Dilin kemiği yoktur ama bir vuruşta adamın sırtını yere getirebilir.. (Benjamin Franklin)

  Sürekli söylediğimiz bir şey var akrabalar arasında ''Önceden fıkra anlatır gülerdik, şimdi kendi başımıza gelenleri anlatıp gülmeye başladık'' Bakın ama haksız mıyız Allah aşkına :)  Bizim alem kuzenlerden biri (bak işte isim vermiyorum korkma kuzen ) ki en iştahı açık olanlardandır   kendisi (hoş biz de iştahı kapalı birini ben hatırlamıyorum o ayrı konu) ilkokul 3.sınıfa giderken öğlen yemeklerinde annesinin hazırladığı sandviçi yermiş.Sınıfta da ufak tefek sessiz bir arkadaşı varmış ve gider o yemiyor diye onun da sandviçini yermiş..Bu böyle 1 hafta sürmüş bizimki önce kendi sandviçini yiyor sonra diğer zavallının sandviçini...Ertesi hafta zavallı öğlen yemeğinde beslenme çantasından bir sandviç çıkarmış ve bizim canavara uzatarak ''Annem sana da sandviç yapıp gönderdi ''demiş :)  Ne yapsın kadın baktı çocuğu aç kalacak ona da göndermiş ve kurtarmış evladının azığını :))