Pabucun Düşünce Dünyası

Avc ı l ı kla ilgili bir kanal izliyorum bazen.Avc ı falan de ğ ilim ama baz ı avlar ı (özellikle bal ı k tabi) izlemek ho ş uma gidiyor.Sistemli ve sab ı rl ı bir ş ekilde beklenmesi av yap ı ld ığı zaman ki mutluluklar ı enteresan.Dedi ğ im gibi avc ı falan de ğ ilim ama avla ilgilenenin çok oldu ğ u  bir sülaleden geliyorum.Bu da herkesin evinde en az ı ndan bir tüfek bulunurdu anlam ı ta şı yor.Av muhabbetleri,tüfek muhabbetleri bol bir ortam.Ve bayramlarda silahlarla at ış yapma hobisi olan bir çok ki ş i... Tüfek için bir ş ey diyemiyorum av için kullan ı l ı yor ama silah ruhsat ı n ı n sivillere verilmesini hiç anlayamayaca ğı m.Sava ş halinde miyiz ki isteyen istedi ğ i zaman silah alabiliyor ve cebinde ta şı yabiliyor! Zevk meselesi de ğ il mi? Bir k ı zg ı nl ı k an ı nda hali haz ı rda duran ruhsatl ı silah ı n ı ç ı kar ı p kar şı s ı ndakini vuranlar da zevkleri için mi yap ı yorlar bunu...Ya da maç sonuçlar ı nda sokaklara dökülüp kutlama(!) yapanla...

Bazen doğrucu Mahmut olasım tutuyor. Seviyorum aslında bu zamanları.. .En yakın arkadaşım ‘’a bak ne kadar güzel kıyafet..’’dediğinde acımasızca ‘’Seninle en iyi arkadaş olduğumuza inanamıyorum hiç mi zevklerimiz uymaz, bu kıyafetin neresi güzel ..’’diye uzun bir cümle kurabiliyorum sonrasında da arkadaşımın korkunç bakışlarına maruz kalabiliyorum..Arkadaşım haksız değil ama ben  doğruları gıcık bir şekilde söylemeyi seviyorum ;)Arkadaşlarım da şikayetçi değiller ki bu durumdan hala bana sorabiliyorlar giyecek yiyecek izleyecekleri şeyleri ;) İstemeden gittiğim ortamlarda  (kısacası zorunlu gittiğim yerlerde)  oflayıp puflamasam da ortamda olmaktan hoşlanmadığımı bir şekilde belli etme gibi hoş olmayan bir yanım var.Bu gün yine aynı şeyi yapınca yanımdaki arkadaşım bana bir kızdı ! ‘’En iyisi sus ,evde kalıp koltuğa uzanıp tv de saçma sapan şeyler izleyeceğine buradasın ve farkı kişiler tanıyıp , konuşacak farklı bir konuların olacak ,şikayet edip durma’’ dedi..Ha...

Yine köprüler kurulacaktı... Ama adı Fatih Sultan Mehmet olmayacaktı, Yine balık ekmek yenecekti... Ama balıkçı teknelerinde değil belki. Yine resimleri fotografları süsleyecekti... Fotograflar bir çok zenginlikten mahrum kalacaktı. Yine altın boynuz manzaralı yerlerde çaylar/kahveler yudumlanacaktı... Ama yudumlayan yine BİZ olmayacaktık. Yine tarihle modernlik bir arada olacaktı, Yine kalabalık olacaktı... Ama kalabalıklar böylesine zengin olmayacaktı. Yine bir çok farklı dinden dilden insan bir ara da yaşayacaktı belki... Ama hoşgörü şimdi ki gibi mi olacaktı! İnsanları kendine aşık edecekti Şarkılara konu olacaktı ama bizim aşkımız bizim şarkımız olmayacaktı.. İstanbul İstanbul olarak var çok şükür... İstanbul bizim olarak var, çok şükür... Şimdi üzerine şiirler,yazılar şarkılar yazılsa da anlatılmakla bitirilemeyen İstanbul bizim İstanbul olarak var..Bize bu güzelliği fethedip miras bırakan İstanbul'un FATİH'ini ve arkadaşlarını minnetle ve rahmetle a...

Belgesellerde bir çok garip/farklı hayvan gördüm ama ilk defa böyle enteresan bir hayvanla karşılaştım.Kelebek desem kelebek değil,arı desem arı değil..Biraz sinek kuşu benzeri ama ondan çok daha küçük bir canlı.Çiçek özü topluyordu ve ben de bu manzarayı kaçırmadım..Bu hayvanın ne olduğunu bilen olursa lütfen bizi de bilgilendirsin..

Görürsün,sanırsın, düşünürsün, düşünürken kendi kendini yersin, sonra  bakarsın ki  sandığın gibi değilmiş hiç bir şey...Ani kararlar vermemen gerektiğini bir kez daha anlarsın!...

Havaların değişkenliğine hepimiz alıştık ;bir açıp bir kapıyor...Dün (rüzgara rağmen) güneşli bir gündü ama akşam üstü birden bire etrafı kara bulutlar sardı ve bir süre sonra da yağmur başladı (malum)Bu yağmur uzun sürer diye beklerken (hava durumu haberlerinin de etkisiyle) güneş açtı sanki hiç yağmur yağmamış gibi...Etrafı kızılımsı bir ışık sardı, hepimiz balkonlarımıza çıkıp o güzel manzarayı seyre daldık hayretler içinde..Gerçi o anın güzelliğini fotograflayamadım (daha o kadar kabiliyetli değilim) ama elimden geldiğince güzel çekmeye çalıştım manzarayı..Ve geceden de bir kaç kare ekledim devamında...Hava durumlarının bu derece değişkenliğinde de vardır bir hikmet...!

Mekan değiştirmekle birlikte etrafımdaki insanlarda değişti.Daha doğrusu tanıdığım kişilere daha farklı kişiler daha eklendi ve çok daha farklı hayat hikayeleri okumaya/duymaya başladım.Yeni insanlar, yeni hayatlar yeni dostluklar demek..Sizin yeniden farklı gözlerden görülmeniz/tanınmanız da demek.Hayatın içinde renk bu karşılaşmalar/tanışmalar... Tanıştığım herkese önce pozitif bakarım yarını/nasılı merak etmeden..Herkes iyidir gözümde ama bunun ben de daim olması karşımdaki kişiye bağlıdır!... Genelde başta kanınızın ısınmadığı (iyi görmeye çalışsanız da) kişiye sonradan da kanınız ısınmaz (gerçi istisnalar kaideyi bozmuyor) Bazılarını da daha ilk karşılaşmanızda/sohbetinizde sanki kırk yıllık(lafın gelişi kırk yıl) dostunuzmuş gibi hissedip sohbet edersiniz böyle de devam eder, gidebildiği yere kadar..İnsanlar gibi insanlar arası iletişimlerde pek bir garip/hoş/bilinmeyenlerle dolu... Neden,bazı insanları ilk tanışmanızda sevip, bazılarını da bir türlü sevemezsiniz? Nasıl ...

http://kararli.blogspot.com  blogunu hakkındaki düşüncelerinizi öğrenmek amaçlı hatırlanmış ankettir, bilginize! Her türlü yoruma açıktır anket (argo ve küfür içermediği sürece) Hadi pamuk eller klavyelere...Hafta sonu ne yapacağım diye düşünenlere eğlence(!) çıktı işte ne güzel!... Bilirsiniz eleştiriler uygun kullanılırsa insanı daha iyiye yönlendirir. Hadi bana yardımcı olun :)

Amcamın köyde yaptığı ev.En hoşuma giden, sonradan olma köy evi , Ne havuzu var ne de koruması;) K öy hayatını bilenler bilir bilmeyenlere de ufak bir bilgi vermek istiyorum.Köy, insanların kendi hallerinde yaşadıkları yerlerdir.Buna uymayan yerler zaten ufak ufak köylükten çıkmaya başlamıştır.Modern hayatın içine balıklama dalmamış ihtiyaçlar dahilinde teknolojiyi de kullananların yaşadığı ;doğal,mütevazi insanların yaşadıkları yerlerdir köyler.Karınca kararınca yaşarlar köyde insanlar.Lüksleri yoktur en büyük lüksleri yazın çalışarak elde ettikleri ürünlerin satılmasıyla elde edilen gelirleridir belki de...En azından köyler eskiden öyleydi...Köy hayatı işte doğal yaşam şekli anlatılmaz ki yaşanır.. B enim konum aslında köy hayatı değil dikkatimi çeken bir durum olan sonradan köylere yapılan evler(!) Köyde yaşayanların çocukları/torunları ya da köyden sonradan arsa alanların sadece yazları gelmek için yaptırdıkları evler..Ben ev diyorum ama siz bunu villa,malikane şeklinde d...

Benim çok hoşuma gitti.İlk defa gördüm böyle bir meyve satışı, kim düşündüyse helal olsun diyorum.Sahibi yanında değildi ona söyleyemedim buradan yazıyorum. İlgimi çekti paylaştım fena mı ettim!

İlk fotoğraf çekimlerimi yaşadığım yer etrafında yapıyorum ufak ufak farklı yerlere de gidip fotoğraf çekip paylaşacam inşaallah.. Hava müsaade ederse tabi.  Malum yeşili bol bir yer buralar manzarada deniz de var oh ne âlâ ! Termal ve Esenköy taraflarında (Teşvikiye de dahil bunlara) manzara çok güzel (her ne kadar Termal'i pek sevmesem de)fotoğraf çekmek ve özellikle piknik yapmak için ideal yerler. Bakalım hayırlısı... Gidip gezdikçe fotoğraf çekip blogumu şenlendirecem inşaallah... Not :Buranın çok az sevdiğim yanı var onlardan biri de -uzak da olsa- deniz ve İstanbul manzarası

 Dün hava ne garipti değil mi?Bir açıyor bir kapıyor..5 dakika yağmur yağıyor sonra bir bakıyorsun hiç yağmamış gibi günlük güneşlik.Bir rüzgar çıkıyor üşüyoruz ardından güneş yine geri geliyor hiç bir şey olmamış, soğuk rüzgar kimse üşütmemiş (burada geçen üşütmeyi lütfen muziplik olsun diye başka yönlere çekmeyiniz) gibi... Kafalarımızda karıştı hava durumu gibi anlayacağınız..Pek kararsızdı hava dün,bu gün de aynı şekilde devam etti bu durum...Bunlar olurken ;bana da kararsız(!) gökyüzünü fotoğraflamak kaldı tabi ... Not :Bu yazıyı balkonda kararsız havayı izlerken yayımlıyorum,hala değişen bir şey yok havada..Aynı somurtganlığıyla duruyor öylece...Bir ağlasa da; o da rahatlasa biz de ... Bu arada fotograflar düne ve bu güne ait..Ortaya karışık (hava durumu gibi)