Ana içeriğe atla

Ne Tevazusu Onlar Gerçekler !


Sevgili Günlük,

Radyo da Tarkan çalıyor ben de eşlik ediyorum hem de pek sevmediğim bir şarkısına.Böyleyim de sevmediğimi söylediğim şeylerle de zaman tüketebiliyorum. Korkağım ,dengesizim, çok gülerim sıra dışı şeylere ağlarım, çabuk kızarım, nefretimi içimde tutmamak için söyleyeceklerimi isim vermeden lönk diye söylerim, meraklıyım hep yeni şeyler peşindeyimdir ve bu şekilde de yaşlanıyorum.

Kendimle ilgili eleştirilerde bulunurken bunu tevazu için yapmıyorum ciddiyim günlük ama insanlar bunu anlamak istemiyorlar. Bir kısmı; yok canıım sen de kendine haksızlık etme diyor diğer bir kısmı da her zamanki gibi laf çakma odaklı oldukları için ''Fazla tevazu kibirdendir ''sözünü hatırlatıyor. Ne tevazusu kardeşim ben hissetmediğim şeyi niye yazayım.Bu gün kendimi salak hissediyorsam doğru olduğu  için öyle yazmışımdır bunun tevazuyla ne alakası var. Ya hu hem tevazu dediğin ne ki ;haddini bilmekse haddimi biliyorum çok şükür .Yok yani zaten çok matah kabiliyetlerim mi var ki onun bunun gibi hava atayım. La güzel değilim tipimle hava atayım, param yok ki paramla insanları döver gibi davranayım, ilim insanı mıyım ki ilmimle birilerini döveyim ! Yok yani ne kabiliyet ne de maddi bi'şeyler yok (şükür) neyin kibrini gizlemek için tevazu göstereceğim ,alemsiniz he !

Her duruma uyum sağlayabilen bir bukalemun olmayı istediğim oluyor çoğu zaman. Öyle olduğunda çabuk sıkılmazdım ben de girdiğim topluluklarda ilgiçekmek için boşboş konular üzerine atıp tutardım ,insanların istediği gibi muhabbetlere akıp lay lay lom vakitler geçirebilirdim. Bir ayakkabı  çanta muhabbetine  dalıp bir saat konuşabilir ve hiç sıkılmazdım ne güzel. Hatta her şey,bildiğimi ima edip en önemli şeyleri görmemezliğe gelip minareler inşa edip üzerlerine de kılıflar örebilirdim Ören Bayan 3 numara iplerle! Hem öyle biri olsam gittikçe A-sosyalleşmezdim de ! Hayatın gerçeklerine dikkat çekeceğim diye yormazdım kendimi ,insanlar suratıma bakınca yapılan konuşmalardan midemin bulandığını da anlamazdı!.. Güzel olurdu be günlük... düşünmeden eğlenir ufak şeylerden mutlu olurdum..mutlu olurdum ya düşünsene,gerçekler aklına gelmezdi mutlu olurdum.Ölümü hatırlamazdım  hep başkaları ölür sanıp ben dünyaya dalıp giderdim !!!

Aman be yine ben işte dayanamıyorum hep hayatın ciddi tarafına geçiyorum. Bana bir çadır ,bir araba bir de tüfek lazım ve çağıldayan bir dere kenarı; kamp kurmalıyım ! Tüfek ,artık insanlara zerre güvenmediğim için korunma amaçlı yanıma aldığım zorunlu yardımcı !!

Bak bi'şeyin farkına vardım günlük ; insanın hayalleri ,yapmak istedikleri bu dünyaya sığmıyor sanırım bu da bu dünyaya ait olmadığımızdan kaynaklanıyor. Yoksa ben neden Dünyada ayak basılmamış yerleri görmek isteyip tüm canlıların yaşamlarındaki ahengi idrak edebilmeyi isteyeyim ki ! Olur da Cennete gidersem (ki inşaallah) Rabbimden, Dünyada olup bitenleri idrak edebilmeyi bütünü görebilmeyi istiyeceğim. Muhteşem bir düzen var akıl dumura uğruyor muhteşemliği gördükçe... Aşk arayanlar biraz tefekkür etsinler bence..

Ya dellendim yine, güya günlük yazıyordum oradan Cennete bağladım konuyu...Neyse hayat işte bir garip bir garip bir garip çık çıkabilirsen içinden... Bir gerçek var o da ölüm denen araç ! Ölüm insanı bir silkeliyor ki deprem hafif kalır yanında... Rabbim .....Rabbimdedim dua ile bağlayayım istedim ama O zaten şimdi yazarken içimden geçen dualarımı biliyor ,onları hayırlısıyla versin inşaallah..daha ne olsun kii...

Günlük seviyorum seni çünkü sen de beni görüyorum ve sana beni anlatıyorum..Ve sen beni yanlış da anlamazsın çünkü sen yazarken düşündüklerimi de duyuyorsun....................

Hadi günlük yarına kadar buralar sana emanet. Gelen giden olursa ara tara bul ve misafirlere Mehmet Erdem'in ''Haydi gel gidelim'' parçasını dinlet..

Yorumlar

Profösör dedi ki…
İnsanız elbet. Zaaflarımızı biliyoruz. Onlarla da yaşıyoruz. Belki br farklılık birbirimizden etkilenip, daha iyi insan olmaya çalışıyoruz. Biraz da olan bitenle dalga geçmeye seviyoruz. Bir taraftan da sevmek ve sevilmek istiyoruz. Küçücük bir hatırlatma; sevilmek istiyorsak sevindirmeliyiz. Bir cebimizde ceviz, diğer cevbimizde testane, belki incir, belki bir üzüm pestili bulundurabiliriz. Her an karşımıza gözü yaşlı bir sümüklü çocuk çıkabilir. Başını okşasak, yüzünü güldürebilsek, ona ceviz kestane versek, dünyaları kazanırız. Sevabın büyüğü küçüğü olmaz, tebessümün yüreklerde bıraktığı iz bizi huzura götürebilir.
Pabuc dedi ki…
Profösör,
Hocam mutlu olmanın yolu mutlu etmekten geçiyor ve insanlar bunu hafife alıyor. Sizin tarif ettiğiniz gibi bir iyilik belki büyükler için küçük ama küçükler için çok büyük bir şey....anlayabilsek...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mektubum Var!

   Yine  yıllar  öncesine  geri   dönüp bi anımı yazacam annemin de  bu yazımı okuyacağını bile bile:) Hoş belki de bunca zaman sonra annem bile unutmuştur  bu olayı ,onun için ona da bi hatırlatma olur:))    Lise yıllarıyla ilgili bir yazım vardı hatırlayanlar olur aranızda işte yine aynı dönem içirisinde ben böyle aklım bir karış havada evden okula ,okuldan eve gidip gelirken gözüm bişey görmezken evdeki aile cemaatinden kopup aklımı fikrimi bir  kişiye odaklamışken farkedememişim hal ve hareketlerimdeki (sanırsam olumsuz) değişiklikleri...Odamdan çıkmamalar ,gizli telefonlar , herşeyin ben bilirim havaları ve beni sevenlere karşı ukala davranışlar almış başını gitmiş (hala hatırlamıyorum o derece kendimde olmama hali yani:)  her zaman derim aşk başa gelince akıl yıllık izne çıkar bu doğaldır:P) Benimle iletişim kurmaya çalışan anneme artık nasıl davrandıysam kadıncağızın demekki canına tak etmiş ki  sitem edeceğine ve didişeceğine  bana 4 sayfalık mektup yazmış ve defterimin için

Bir Bakar mısınız?

Bu bir kamuoyu yoklamasıdır ;) Blog yazılarını ara sıra ya da sürekli okuyan kaç kişi olduğunu merak ediyorum.Tamam farkındayım çok meraklıyım ama her şeyin temelinde merak yok mudur ;) Yazma konusunda kabiliyetli değilim malum ama bu yazmayı sevmememi gerektirmez dimi yani ;) Seviyorum yazmayı,okumayı uf bir de konuşmayı :) Neyse konu kim vurduya gitmesin lütfen sayfamı tıklayan herkes cevaplasın sorumu.Blog yazılarımı okuyor musunuz, okumuyorsanız blogumu neden açıyorsunuz kaardeşim? :)) 500'e yakın blogu izlemeye almışım bir o kadarı da benim blogumu izliyor görünüyor.Kaç kişinin gerçekten yazılarımı takip ettiğini merak ediyorum. . Yorum yazmadan geçmeyiniz kırılırım bilesiniz ;)

Gereksiz Bilgi ;) Bakalım Kim Ne Burcu !!!

  Tamam ya ne kızıyorsunuz bu kadar meraklıyım diye ;) Dünkü postla bi tezat oluşturmuş olabilir bu post ama merak işte..Yazacak konum kalmadığı için değil :) Sakın aklınıza öyle bişey gelmesin...Ben, herkes kendi özelliklerini (birileri uydurup yazmış) öğrensin diye böyle bişey yaptım..!! ;) Okuyun bakalım ''Aynı ben, aynı ben !'' diyecek misiniz ? :) ASLAN ERKEK:   Yufka yüreklidirler. O canı pahasına bile dişisini korur. Karizmatiktir. Kelimenin tam anlamıyla ''dişi''lerden hoşlanırlar. Aslanlar evlerine, ailelerine çok bağlı tiplerdir fakat bir gözleri de hep dışarıdadır. Eşlerinin çalışmayıp evde oturmasını isterler. Onlar sanki baba olmak için yaratılmışlardır ASLAN KADIN: Her zaman bakımlı, zarif, dikkatlidirler. Çok pratik, işlevsel bir zekaya sahiptirler. Gece hayatını severler. Yaşam zevkleri pahalı olur. Kendisine olan güveni son derece gelişmiştir. Özgürlüklerine düşkündürler. Erken çocuk sahibi olmaya pek yanaşmazlar. YENGEÇ ERKEK