Ana içeriğe atla

Ankara'dan...

Cuma akşamından beri yollardayız.Önce Sakarya'ya oradan da sabah Ankara'ya gittik(sabahın köründe çıktık yola) Sonra akşam Yalova ya dönüş yaptık.Ne gittiğimden bir şey anladım ne de gezdiğimden.Anladığım tek şey gece geç saatlerde yolculuk yapmak hiiiiiiiiiiç ama hiiiiiiiiiiiiç bana göre değilmiş.Saat 23'e kadar gayet normaldi de sonrasında yorgunluk da iyice bastırınca haliyle sevgili şoförümüz de uyuyacak diye tırsmaya başladım ufaktan...Ben de uyumamaya çalıştım ama 24'den sonrasını hatırlamıyorum anca o kadar dayanabilmişim anlayacağınız.Bolu'ya gelene kadar zaten yollar pek tenha ışık falan da nadiren var Allah korusun direksiyondaki kişi dalar gider ...Aman ha siz siz olun asla uykusuz ve yorgun asla uzun yola çıkmayın arkadaşlar.


Bu arada Ankara'nın trafiğini hep sevmişimdir (taki bu gidişime kadar) sessiz sakin ,akıcı bir trafiği varDI Ankara'nın.Ne hikmetse ne kadar çok yol yapıldıysa o kadar çok araba dolmuş yollara ..Trafik artık İstanbul'u aratmıyor Ankara'da, bunu da görmüş oldum.Yeşil ışığı bekleyemeyenlerin sayısı da bir hayli fazlalaşmış(!) malesef..Bir de ilk defa karşılaştığım için yazma gereği duyuyorum Ulus'a yukarı kısımdan inerken (hemen heykelin arka caddesiznden) kırmızı ışıkta 2 dakika bekliyorsunuz ..120 saniyeyi geriye doğru şaşkınlıkla sayıyorsunuz..2 dakika ışıklarda beklenir mi Allah aşkına o trafikte, bir de geç kalacaksınız vuuu..


Bunlar dışında çok güzel şeylerde yaşadım tabi ama bunlar özellikle yazma gereği duydum neden bilmem..Video da uyumamak için kendimi oyalama esnasında çekilmiştir..Bolu yolarında çekildi görüntüler....Sonuna kadar izlemek zorunda değilsiniz (gerçi kısa ve sıkıcı da bir video isterseniz hiç izlemeyin)Ben hatıra kalsın diye buraya ekledim işte :) 


Ya aklıma gelmişken bunu da yazmadan geçmeyeyim...Lütfen otoban diye 190 ve üzerine basmayın aramanızda birileri varken özellikle..İnsanın kalbi var ne olur ne olmaz.Direksiyondaki için 190-200 fark etmiyor insanın bastıkça basası geliyor gaza ama diğerlerinin yürekleri ağızlarına çıkıp horon depebiliyor bunu da unutmayız çok değerli şoför arkadaşlarım ;)Bunu da bir dip not olarak belirterek ayrılıyorum huzurlarınızdan...


Not:Ankaraya gidecekler için küçük bir ayrıntı.Yeşilin en güzel hali için Kurtuluş parkına uğramadan ayrılmayın Ankara'dan..Nerede olduğunu tarif edemem bir zahmet siz de bizim gibi araştırın öğrenin ve gidin gezin ;)Ne kadar yardım severim değil mi ? (gülücük) 





Yorumlar

kahvetelvesi dedi ki…
Ankara deyince aklıma, caddelerini bile bilmeyen taksicileri geliyor :)) Ekimde Ankara'ya gitmiştik. Düzenli ve sakin ( sakin derken az değil, telaşsız demek istedim..Yani izmir'e göre) bir trafiği vardı. Ama gideceğimiz yeri ne biz biliyorduk, ne de taksici..Epeyce bir dolanıp, sora sora bulmuştuk.
Profösör dedi ki…
Ankara'ya gitmiş gelmiş olduk biz de. Teşekkür ederiz..
Adsız dedi ki…
Aksine ben gece yolculuklarını severim.Uykulu bir şekilde gece serinliğinde yanaşılan dinlenme tesisleri,içilen sıcak çaylar vs.

Ayrıca ben Kurtuluş Parkı'nın yanına Kuğulu Parkı'nı da eklemek isterim illa parklara gidecekseniz. :))
cem dedi ki…
nüfusu ankara' nın 20 de 1 i olan bir ilde bile kırmızı ışıkta bekleme süresi neredeyse 2 dakika. geriye doğru sayan o cihaz olmadığından net süreyi bilmiyorum tabi. üstelik kavşakta 3 ışık var birinden geçiyorsun 3 metre sonra yine kırmızı. normal olarak aynı anda yeşile dönmeleri makuldur ama yok.

ne alakaysa işte, yazdım gitti..

ha otobanda hız sınırı 130 yahu, isteseniz de basmamanız gerekiyor.
Pabuc dedi ki…
/kahve telvesi
korsan taksidir belki :)) Kötü olmuş sizinki de belki de 10 dakikalık yolu yarım saate gitmişsinizdir...

/profösör,
:) rica..

/GÖK-TÜRK
Kuğulu park zaten çok bilinen bir park diye yamamıştım hatırlattın iyi oldu evet orası da çok hoş bir yer ..Sakin özellikle..

/yoldy35
peki tşkler

/acıdan_geçtim_güzelleştim,
Yalova -izmit arasında da sık sık ışıklar var ama 2 dakika olanına ben ilk defa rastladım...
Otobanda sınır 130 da nedense ibre hiç 130 ve aşağısında göstermiyor :/
Sihirlitorba dedi ki…
gece yolculuğunu oldum olası hiiiç sevmem...Ankarayı da ;)
Pabuc dedi ki…
Neden Ankarayı kimse sevmiyor yaaa :)
Kişisel Blog dedi ki…
gündüz yolculuk yapmaktan çok daha iyidir..

eskiden bir ara istanbul konya yolculuğum vardı..
giderken geceydi uyudum sabah konyadaydım..
ama dönerken gündüzdü.. yol gidiyor takip edince insan sanki hipnotize oluyormuş gibi.. oluyordu..
oldukça sıkıcıydı, kıpırdayamıyorsun oturduğun koltuktan insanın kalkıp bir dolaşası geliyor filan, gündüz yolculuk yapmak iyidir..
Pabuc dedi ki…
/Kişisel Blog,
İç anadolu şehir yolları cidden çok sıkıcı..Konya'ya ben de gittim geçen yaz ciddi anlamda çok sıkıcı yolculuk..Hep aynı yerden geçiyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz..Yeşile alışık bizler için kurak düz araziler sıkıcı oluyor sanırım :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mektubum Var!

   Yine  yıllar  öncesine  geri   dönüp bi anımı yazacam annemin de  bu yazımı okuyacağını bile bile:) Hoş belki de bunca zaman sonra annem bile unutmuştur  bu olayı ,onun için ona da bi hatırlatma olur:))    Lise yıllarıyla ilgili bir yazım vardı hatırlayanlar olur aranızda işte yine aynı dönem içirisinde ben böyle aklım bir karış havada evden okula ,okuldan eve gidip gelirken gözüm bişey görmezken evdeki aile cemaatinden kopup aklımı fikrimi bir  kişiye odaklamışken farkedememişim hal ve hareketlerimdeki (sanırsam olumsuz) değişiklikleri...Odamdan çıkmamalar ,gizli telefonlar , herşeyin ben bilirim havaları ve beni sevenlere karşı ukala davranışlar almış başını gitmiş (hala hatırlamıyorum o derece kendimde olmama hali yani:)  her zaman derim aşk başa gelince akıl yıllık izne çıkar bu doğaldır:P) Benimle iletişim kurmaya çalışan anneme artık nasıl davrandıysam kadıncağızın demekki canına tak etmiş ki  sitem edeceğine ve didişeceğine  bana 4 sayfalık mektup yazmış ve defterimin için

Bir Bakar mısınız?

Bu bir kamuoyu yoklamasıdır ;) Blog yazılarını ara sıra ya da sürekli okuyan kaç kişi olduğunu merak ediyorum.Tamam farkındayım çok meraklıyım ama her şeyin temelinde merak yok mudur ;) Yazma konusunda kabiliyetli değilim malum ama bu yazmayı sevmememi gerektirmez dimi yani ;) Seviyorum yazmayı,okumayı uf bir de konuşmayı :) Neyse konu kim vurduya gitmesin lütfen sayfamı tıklayan herkes cevaplasın sorumu.Blog yazılarımı okuyor musunuz, okumuyorsanız blogumu neden açıyorsunuz kaardeşim? :)) 500'e yakın blogu izlemeye almışım bir o kadarı da benim blogumu izliyor görünüyor.Kaç kişinin gerçekten yazılarımı takip ettiğini merak ediyorum. . Yorum yazmadan geçmeyiniz kırılırım bilesiniz ;)

Gereksiz Bilgi ;) Bakalım Kim Ne Burcu !!!

  Tamam ya ne kızıyorsunuz bu kadar meraklıyım diye ;) Dünkü postla bi tezat oluşturmuş olabilir bu post ama merak işte..Yazacak konum kalmadığı için değil :) Sakın aklınıza öyle bişey gelmesin...Ben, herkes kendi özelliklerini (birileri uydurup yazmış) öğrensin diye böyle bişey yaptım..!! ;) Okuyun bakalım ''Aynı ben, aynı ben !'' diyecek misiniz ? :) ASLAN ERKEK:   Yufka yüreklidirler. O canı pahasına bile dişisini korur. Karizmatiktir. Kelimenin tam anlamıyla ''dişi''lerden hoşlanırlar. Aslanlar evlerine, ailelerine çok bağlı tiplerdir fakat bir gözleri de hep dışarıdadır. Eşlerinin çalışmayıp evde oturmasını isterler. Onlar sanki baba olmak için yaratılmışlardır ASLAN KADIN: Her zaman bakımlı, zarif, dikkatlidirler. Çok pratik, işlevsel bir zekaya sahiptirler. Gece hayatını severler. Yaşam zevkleri pahalı olur. Kendisine olan güveni son derece gelişmiştir. Özgürlüklerine düşkündürler. Erken çocuk sahibi olmaya pek yanaşmazlar. YENGEÇ ERKEK