Karşınızda biri (sevdiğiniz ya da sevmediğiniz) kişi bir şeyler konuşuyor ve bu konuşmalar sizi cidden kızdırıcak cinsten şeyler.O an içinde siz o kişiye kızmak yerine tebessüm ederek (sırıtmak da olur) bakıyorsanız artık ermeye(!) başlamışsınız demektir YA DA sinirleriniz öyle yıpranmış ki aynı konuşmalardan bıkkınlığınız sizi tebessüme itiyor...
Bir insan kendini ifade etmişse ki bunu fazladan bir kaç defa daha yaptıysa artık karşı tarafın onu anlamaması ya da sürekli yanlış anlaması karşı tarafın sorunudur.Kişi yüreğinde ne varsa onu görmeye eğilimlidir bunu değiştiremezsiniz kolay kolay..Onun için sinirlenmek de çare olmuyor bazı durumlarda.Aman zanları,yargılamaları bitsin de açıklamamı yapayım diye uğraşmayacaksın..Ağzınla kul tutsan faydalı olmayacaksa kuşun canına kasdetmeyeceksin,herkesi kendi haline kendi düşünceleriyle bırakacak araya mesafe koyacaksın..En iyisi bu !
En güzeli o konuşurken kendinizi en sevdiğiniz şarkıyı dinlerken ve eğlenirken düşünün.Karşı tarafın söyledikleri de şarkının nakarat kısmı olsun! Siz söylenen sözleri aşure gibi karıştırın ,düzgün cümle şeklinde dinlemeyin ki konuşulan şeylerin sizin için anlamı olmadığı gerçeğine kulaklarınız da şahit olsun ...Kulaklarınızın şahit olduğunu, kalbiniz de beyniniz de kabullensin..
''Hiç bir saçmalama/yargılama/zan canımı sıkmaya değmez çünkü ben sanılan kişi değil sanılanları yapan kişi değilim..'' gerçeğini!
Yorumlar
bazen bu sırıtma acı bir gülüş şeklinde de oluyor..
çok tanıdık bir duygu...
Eyvallah..Bazen kalabalıklar içinde yalnız hissediyor insan böyle durumlarda..
/Beyaz lale,
sinirden gülmek konusuna hiç girmeyelim;)