Ana içeriğe atla

Yüreğimin Sıkışması, Yapabilecekken Yapamadıklarımdan...

Mutlu mesut, yalnızca ufak tefek sıkıntıları varken kişinin bazen mutsuzluk duvarlarına vurabilmesi çoğu kişi için şükürsüzlük olarak algılanabilir.Özünü bilmeden fikir yürütmek de çoğu zaman yanıltabilir.Bir de kişi yüreğindekileri gerçek anlamda paylaşmaktan uzak ise zanların derecesi de artabiliyor.Gerçi zandan kesinlikle uzak durulmalı gerçeği var ama bunu kimler ne kadar uyguluyor Allah bilir!

Hayatındakilerden şikayet etmeyen biri.Kendine verilmiş olanlardan hep mutluluk duymuş ve huzur içinde yaşamış biri ..Ve bunun değerini bilen ve şükrünü her daim yapmaya çalışan biri...Verilmeyenlere de çok hayıflanmayıp vardır bir hikmeti diye boyun eğen biri..

İnsan ne kadar konuşursa konuşsun her zaman içinde sakladığı bir şeyleri vardır.Kendine sakladığı gizleri vardır ve olmalıdır da.Dışa dönük bir yapınız olsa da bu gerçek değişmez.Tarifini yapamadığınız mutluluk kırıntılarınız ya da kimsenin anlayamayacağı sıkıntılarınız olabilir.Ve bunların çoğu da kendinizle ilgilidir.Kızgınlıklarımızı kolaylıkla dile getirebiliriz, belki topluluk içinde yapamayız bunu ama bir dostumuzla olduğumuzda ister istemez konu oraya gelince dile getiririz.Böyle yaparak rahatlarız ya da rahatladığımız sanırız ,hangisi gerçek bilemiyorum.

Çoğu zaman sıkıntılarınızın (maddi manevi büyük sorunlarınız yoksa) temelinde hep yapamadıklarınız vardır.En azından benim için öyle.Kişilere olan kızgınlıklarım saman alevi gibidir, kızarım (belki kendi kendime söylenir) yazarım ve unuturum.Kabullenirim kızdığım kişilerin değişmeyeceği gerçeğini ve kızgınlığımın yalnızca beni yıpratacağını..Onun için uzak durmayı seçip kafam rahat yaşar giderim...Bilirim herkes kendini düşünüyor, bu zamanda kimsenin empati yapmasını da beklemiyorum onun için.İnsanlar kendi menfaatleri için karşısındakileri eziyorlar ve ezmiyormuş gibi de davranıyorlar yapılabilecek bir şey yok..Gerçi bunu riyakarlık adı altında da yazabiliriz ama hayatın gerçeği(!) olmaya başladı bu ve ben baş edemiyorum, sadece Allah'a havale edip susuyorum, hayatıma devam ediyorum.Kimse kimseyi değiştiremiyor biliyorsunuz değil mi? Kişi değişmek istemediği sürece...Onun için bazen hataları söylemek de fayda etmiyor.

Sıkıntı diyordum (Rabbim sağlık sorunu vermesin) uzun süreli dert etmem hiç bir şeyi.Dediğim gibi sıkıntılarım olursa da bu yapamadıklarımın pişmanlıklarıdır sadece.''İnsan ne yapmak isterse onu yapmalı.'' diyenler olabilir gerçekten mutlu olabilmek adına.Ama inanın her zaman hayallerimizi/isteklerimizi gerçekleştirebilecek ortamı oluşturamayabiliyoruz.Bazı şeyler belki de zaman istiyordur,hikmetini bilemiyoruz geciken ya da hiç gerçekleşemeyen hayallerin.Ve bunlar ara ara gelip yüreğinizde sızı olabiliyor ve siz de bunu ''Canım sıkılıyor''diye adlandırıyorsunuz.

Öyle işte...

Yorumlar

uzunincebiryol dedi ki…
Sıkıntılarının sebebini muhakkak bilir insan ama bazen işte bu sıkıntıyı bir türlü atamayoruz üstümüzden, bilmek yetmiyor zaman gerekiyor. Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun, sevgilerimle:)
Pabuc dedi ki…
Allah razı olsun..Rabbim her şeyin ahyırlısını versin hepimize..

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mektubum Var!

   Yine  yıllar  öncesine  geri   dönüp bi anımı yazacam annemin de  bu yazımı okuyacağını bile bile:) Hoş belki de bunca zaman sonra annem bile unutmuştur  bu olayı ,onun için ona da bi hatırlatma olur:))    Lise yıllarıyla ilgili bir yazım vardı hatırlayanlar olur aranızda işte yine aynı dönem içirisinde ben böyle aklım bir karış havada evden okula ,okuldan eve gidip gelirken gözüm bişey görmezken evdeki aile cemaatinden kopup aklımı fikrimi bir  kişiye odaklamışken farkedememişim hal ve hareketlerimdeki (sanırsam olumsuz) değişiklikleri...Odamdan çıkmamalar ,gizli telefonlar , herşeyin ben bilirim havaları ve beni sevenlere karşı ukala davranışlar almış başını gitmiş (hala hatırlamıyorum o derece kendimde olmama hali yani:)  her zaman derim aşk başa gelince akıl yıllık izne çıkar bu doğaldır:P) Benimle iletişim kurmaya çalışan anneme artık nasıl davrandıysam kadıncağızın demekki canına tak etmiş ki  sitem edeceğine ve didişeceğine  bana 4 sayfalık mektup yazmış ve defterimin için

Bir Bakar mısınız?

Bu bir kamuoyu yoklamasıdır ;) Blog yazılarını ara sıra ya da sürekli okuyan kaç kişi olduğunu merak ediyorum.Tamam farkındayım çok meraklıyım ama her şeyin temelinde merak yok mudur ;) Yazma konusunda kabiliyetli değilim malum ama bu yazmayı sevmememi gerektirmez dimi yani ;) Seviyorum yazmayı,okumayı uf bir de konuşmayı :) Neyse konu kim vurduya gitmesin lütfen sayfamı tıklayan herkes cevaplasın sorumu.Blog yazılarımı okuyor musunuz, okumuyorsanız blogumu neden açıyorsunuz kaardeşim? :)) 500'e yakın blogu izlemeye almışım bir o kadarı da benim blogumu izliyor görünüyor.Kaç kişinin gerçekten yazılarımı takip ettiğini merak ediyorum. . Yorum yazmadan geçmeyiniz kırılırım bilesiniz ;)

Gereksiz Bilgi ;) Bakalım Kim Ne Burcu !!!

  Tamam ya ne kızıyorsunuz bu kadar meraklıyım diye ;) Dünkü postla bi tezat oluşturmuş olabilir bu post ama merak işte..Yazacak konum kalmadığı için değil :) Sakın aklınıza öyle bişey gelmesin...Ben, herkes kendi özelliklerini (birileri uydurup yazmış) öğrensin diye böyle bişey yaptım..!! ;) Okuyun bakalım ''Aynı ben, aynı ben !'' diyecek misiniz ? :) ASLAN ERKEK:   Yufka yüreklidirler. O canı pahasına bile dişisini korur. Karizmatiktir. Kelimenin tam anlamıyla ''dişi''lerden hoşlanırlar. Aslanlar evlerine, ailelerine çok bağlı tiplerdir fakat bir gözleri de hep dışarıdadır. Eşlerinin çalışmayıp evde oturmasını isterler. Onlar sanki baba olmak için yaratılmışlardır ASLAN KADIN: Her zaman bakımlı, zarif, dikkatlidirler. Çok pratik, işlevsel bir zekaya sahiptirler. Gece hayatını severler. Yaşam zevkleri pahalı olur. Kendisine olan güveni son derece gelişmiştir. Özgürlüklerine düşkündürler. Erken çocuk sahibi olmaya pek yanaşmazlar. YENGEÇ ERKEK