Duyamazsın ki...!
Duyabiliyor musun,
Etrafıma gülümserken, içimden akıttığım gözyaşlarımı..
Duyabiliyor musun,
En sıkıntılı anlarımı anlamaman için çırpınan kalbimin sesini..
Duyabiliyor musun,
Bazen neşe/mutulukla bazende sıkıntı/üzüntüyle vucuduma dar gelen ruhumun çığlıklarını...
Etrafıma gülümserken, içimden akıttığım gözyaşlarımı..
Duyabiliyor musun,
En sıkıntılı anlarımı anlamaman için çırpınan kalbimin sesini..
Duyabiliyor musun,
Bazen neşe/mutulukla bazende sıkıntı/üzüntüyle vucuduma dar gelen ruhumun çığlıklarını...
Yorumlar
çırpınan kalbinin gönül duvarlarımda yankılandığını,
ruhunun attığı çığlıkların benim mutluluklarıma da gölge düşürüp, sana yaklaşmamı zorladığını
Anlayabiliyormusun..
sen, bütün bunları yaşarken sana açtığım yüreğimi görebiliyormusun..
ben duyuyorum sen anlayabiliyormusun ki..!
(muhtemel cevabı böyle olurdu. :) )
ne oldu sana neden güzel yüzünü astın:)
@Volkan DENİZ;
Oldu mu şimdi sen benim bu yazıma öyle bir yorum yazdın... ki benim yazımı solladı senin cümlelerin :)Öyle güzel yazmışsın ki..
Böyle diyebilen ve dediklerinde samimi olan kişiler vardır dimi ?
Muhtemel cevabına sevdim.Ve karamsar olmamak için bir önceki cümlemi olumluya çevirip ''İnşaAllah! Bu cevabı inanarak/ samimice söyleyebilecek yürekler vardır tabiki''diye değiştiriyorum..
Samimi olanlara ne mutlu...Onları tanıyanlara da ne mutlu..
"samimi olmasa bunları söyleyemez..."
İyi niyetlimiyim bilmiyorum ama saf değilim. Çünkü maalesef iyi niyet bizim ülkemizde saflıkla karıştırılmış durumda.
Hayata sadece güzel bakmaya çalışıyorum ama lafımıda esirgemiyorum bu sebepten çoğu arkadaşım beni sert muhalefet yapmakla suçlar. Oysa yapılan yanlışlara sırtımı dönüp gidecek kadar ilgisiz kalamıyorum hiç bir şeye ve hiç kimseye..
Samimi olmanın çok zor olduğunu da biliyorum. Laf olsun diye ezbere yaşayanları da her zaman görüyorum hemde her yerde :) Ama olsun onlar sayesinde öğreniyoruz hayatı dimi ama.. :)
Yaşını bilmiyorum ama şöyle söyleyeyim insan 3lü yaşlara geldiğinde kişilere/olaylara yaşananlara çok daha farklı bakmaya başlıyor...Ya da ben böyle oldum bilemiyorum...
Yanlışlar o kadar çok ki artık tepki vermekten bile geçtim...Yanlışları elimde düzeltebiliyorsam kimsenin dikkatini çekmeden bunu yaparım ama artık dilimle düzeltmeleri yap(a)mıyorum...Yoruldum/bıktım/sıkıldım...Bunlar benim hayatımın içindeki olaylar için geçerli şeyler..Bu konularda çok tembelim mesela benim için değerli olmayan birinin saçmalıkları umrumda olmuyor..Hatta ucu bana dokunsa bile ''aman be seninle uğraşamam..''diyorum...
Hayata güzel bakıyorum (olumsuz söylemlerim olsa bile kalbim hep tefekkür halinde)insanlara zorla güzel bakamıyorum çünkü bazıları güzellikten uzak olmakta kararlı ve ben onları ne düzeltebiliyorum ne de onlara karşı sevgiyle bakabiliyorum...Tembel ve umursmaz biri oldum sanırım...
Hayat bana da katılaşmayı öğretiyor ben istemesem bile...
Ama içimdeki sesi susturamayacak ne hayat ne de içindeki insanlar...
Not:İyi niyetlilikle saflık karıştırılıyor olabilir...İyilik yaparken cömertim ama iyiniyet konusunda da cahiller arasında olabilirim..Saflık olmadığnı biliyorum ama iyiniyeti kullanmaya yer kalmadı bu dünyada diye düşünüyorum..yine de karamsar değilim..Ben ezen/kandıran/yanıltan olmaktansa iyiniyeti kullanılan olmayı tercih eden salaklardanım..
Yanlışları görüp, çokda iyimser olmak birazda budalalık gibi ama hayata güzel bakabiliyorsan zaten yanlışlarında düzelebileceğine inanıyorsun..
Güzellikten uzak olmakta sabit fikirli olanlarla zaten uğraşmana gerek yok ama öyle bir hal almalısınki onlar senin peşinden gelebilmeliler. Buda ancak ve ancak hayatın içinde mücadeleci tarafını kaybetmeden kalmayla oluyor. Herşeye rağmen dik durabilen insanlar mutlaka etraflarında onlara dayanan bir yığın yamuk insanları fark edeceklerdir ve bunu fark ettikten sonra onları şekillendirmek artık çok kolydır..
Ben o dediğinden tipte bir salak olduğumdan etrafımdada bir sürü salak var benim gibi :)
sevgilerle..
(yeterli sanırım..)
varolsın güzel insan...