Ana içeriğe atla

ilk yazım...

...aklım başıma bazen geliyo delirecek gibi oluyorum ama Allahtan kısa sürüyo demişti bi tanıdığım:))
ya şimdi kitap girişi bi yazı yazacaktım ama gecenin bu saatinde aklıma hiç bişey gelmiyor. İtiraf ediyorum bunları da laf olsun diye yazıyorum..ama bundan sonra da laf olsun diye yazmayacağıma söz veriyorum:)

Yorumlar

Yesari dedi ki…
derirecek ne demekkkk derireceekkk....huuuu:D::D:D
Pabuc dedi ki…
sen insanların kusurlarını ört ki Allah ta ahirette senin kusurlarını örtsün demek :))anladın sen onu
TheTurk dedi ki…
İyi ki yazmaya başlamışsın.. Zevkle takip ettiğim bir blog kazandırdın bana :)
Eline sağlık..
Pabuc dedi ki…
tşk ederim yani bu şimdi yeni bir blog kardeşimmi oldu demek :)Sağlıkla ve huzurla kal..
TheTurk dedi ki…
Blog kardeşliği? Vay! Ne demek bilmiyorum, zira benim hiç blog kardeşim olmadı :( Hep bunun ezikliğiyle büyüdüm. Elbet iyi bir şeydir :) Kardeşimm..
Pabuc dedi ki…
iyi bişeydir heralde ben de bu kelimeyi bulalı şunun şurasında 5 gün oldu:)
. dedi ki…
Nasıl başladığını merak etmiştim ki benim için önemlidir (nasıl biteceği gâibe emanet) ,neredeyse beş yıl öncesine gitmem gerekeceğini pek tahmin etmemiştim açıkçası... Açıp kapamaktan, blogu deyim neredeyse yalama olmuş biri için, takdir edersiniz ki biraz fazla istikrarlısınız... İlk yazınıza gelince, tahmin ettiğimden daha sade ve kısa... Ama sözünü tutmuşsunuz...

Selam, saygı ve dua ile...
Pabuc dedi ki…
Ben blogumu hiç kapatmadım ki ! Bir tek , blogspot yasaklandığında farklı bir sayfada yazdım.
. dedi ki…
Blogu neredeyse yalama biri olmuş derken, kast ettiğim siz değildiniz ki :) Sanırım hata benim, daha net ifade etmeliydim...
Pabuc dedi ki…
Ben yanlış anladım sanırım özr

O değil de bunca yıl sonra ilk yazıma yorum aldım ya yine yeniden hayret ediyorum ... Benim gibi eğlenmek için yazan birinin ilk yazısını bulan kişiler büyüksünüz :)
. dedi ki…
Lütfen yanlış anlamayın ama, eğlenmek için yazdığınızı pek sanmıyorum, blogunuza bir süreara veriş nedeniniz ve okuduğum kadarıyla yazılarınız öyle bir intiba bırakmadı açıkçası, ama belki de yanılıyorumdur, kim bilir! Ve lütfen bunu da yanlış anlamayın ama, eğlencelik için yazdığınızı düşünüyor olsaydım, ilk yazınızı merak etme zahmetine girişmezdim...
Pabuc dedi ki…
Eğlenmek için yazdığımı söylüyorum çünkü " yazar " olmadığını ima ediyorum. Eğlenmek için yazıyorum diyorum Zira sosyal mesaj verme kaygım yok olamaz da ( o kadar bilgim yok) eğlenmek için yazıyorum çünkü yazılarımı eleştirenlerin bu gerçeği göz önünde bulundurmasını istiyorum...
. dedi ki…
Bunları söylerken, içten olduğunuzu biliyorum ve size tabi ki inanıyorum... Ama, eğlencelik olsun diye yazdığınızı halâ düşünmüyorum... Derdiniz eğlence değil, bu aşikar, bunu görmemek için kör olmak gerekir, hem sizin için hem benim için...
Pabuc dedi ki…
Peki şöyle diyeyim ; yazmak istememin sebepler beni aradığım cevaba ulaştırdı ..
. dedi ki…
Yazmak istemenizin sebepleri sizi aradığınız cevaba ulaştırdı, doğru mu anladım?

Aradığınız cevabı bulabildiniz mi gerçekten, nedir o cevap?
Pabuc dedi ki…
Eve okumam gerektiği ve en doğruları okumam gerektiği :)
. dedi ki…
Eğer yanlış anladıysam, düzeltin lütfen ama, okumanız/en doğruları okumanız gerektiği, yazmanızın nedeni değil, yazdıktan sonra vardığınız bir sonuç sadece... Neden yazdığınız sorusu halâ boşlukta yani, boşlukta da kalabilir sorun değil...

İki soru;

1. Okuduğunuz şeyin 'en doğru' olduğunu nasıl anlıyorsunuz, bu, anlaşılabilir mi?
2. Ve asıl soru; okuduğunuz şeylerin en doğru şeyler olduğunu düşünelim ! Okumak/en doğruları okumak, yetiyor mu gerçekten?
Pabuc dedi ki…
Doğruluğundan zerre şüphe olunmayandan başladım okumaya onun ışığında neyin doğru neyin yanlış olduğunu da daha net görebiliyorum...

Okumak bir ömür sürer unutmayın!
. dedi ki…
'Okumak, bir ömür sürer, unutmayın!'

Bu yetiyor mu demek, yetmiyor mu demek?
Pabuc dedi ki…
Fani bir dünya için yeterli kelimesi kullanıyor olsada yatını düşününce ASLA yeterli değil hiç bir okuma... Biz okuyarak kendimizi tanıtman vazifemizi be haddimizi/ yerimizi öğreniyoruz.. Yeterli mi ? Asla...

Ama okumalı okumalı verilen aklın hakkını vermeye çalışılmalı ... Haksız mıyım ?
. dedi ki…
Haklısınız...

Ama görüyorsunuz ya, yetmiyor işte... Bunca sitemi/kırgınlığı/kızgınlığı/kırıklığı/yorgunluğu, başka neyle açıklayabilir ki insan? Bilgisi ve ilminin hakkını vererek yaşamakla mı? Tamam mı olacak yani, bitecek mi! Anlaşılır şeyler yazmadığımın farkındayım, terazinin bir kefesi somut, diğer kefesi soyut olunca, tartı biraz şirazesini kaybediyor elbette... Çok vaktinizi aldım, teşekkür ederim...

Selam, saygı ve dua ile...
Pabuc dedi ki…
Farklı pencereden aynı yere mi bakıyoruz henüz kestirmedim ama ben kendi adıma bir şeyi belirtmek istiyorum. İnsan okudukça gerçek anlamda korkuyor ve gerçek anlamda da ümitvar oluyor. Her şeyin farkında oluyor aklını kullanıyor ve sonucu kestirebiliuor. Aksi taktirde başkalarının dolduruşuyla salt korkunun içine gömüldükte gömülüyor ve çıkmaya da mecali kalmıyor. Bilinç büyük nimet farkında olabilmek ve böyle korkmak da büyük nimet vesselam ...
. dedi ki…
Farklı pencerelerden, farklı yerlere bakıyoruz aslında... Ama, baktığınız yerin güzel olduğunu söylemeliyim... Söz konusu, insan ve Rabbi olduğunda, başkalarına neden ihtiyaç duymak zorunda olsun ki noktasında ise, aynı yere bakıyoruz...
sempayn34@gmail.com dedi ki…
Tam 1268 yazıyı geçtikten sonra sonında ilk yazınızı buldum. Parmağım ağrıdı :) İlk yazınız tüm blog severlerin ilgisini çekmiş.
Pabuc dedi ki…
Abdulmecid Türkaslan,
İlk yazımı tekrar yayımlamıştım herkes ilk başlangıçta ne dehşet yazdığımı hatırlasın diye :)) Gerçi çok iyi olmasam da şimdi biraz daha iyi sayılır yazılarım...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mektubum Var!

   Yine  yıllar  öncesine  geri   dönüp bi anımı yazacam annemin de  bu yazımı okuyacağını bile bile:) Hoş belki de bunca zaman sonra annem bile unutmuştur  bu olayı ,onun için ona da bi hatırlatma olur:))    Lise yıllarıyla ilgili bir yazım vardı hatırlayanlar olur aranızda işte yine aynı dönem içirisinde ben böyle aklım bir karış havada evden okula ,okuldan eve gidip gelirken gözüm bişey görmezken evdeki aile cemaatinden kopup aklımı fikrimi bir  kişiye odaklamışken farkedememişim hal ve hareketlerimdeki (sanırsam olumsuz) değişiklikleri...Odamdan çıkmamalar ,gizli telefonlar , herşeyin ben bilirim havaları ve beni sevenlere karşı ukala davranışlar almış başını gitmiş (hala hatırlamıyorum o derece kendimde olmama hali yani:)  her zaman derim aşk başa gelince akıl yıllık izne çıkar bu doğaldır:P) Benimle iletişim kurmaya çalışan anneme artık nasıl davrandıysam kadıncağızın demekki canına tak etmiş ki  sitem edeceğine ve didişeceğine  bana 4 sayfalık mektup yazmış ve defterimin için

Bir Bakar mısınız?

Bu bir kamuoyu yoklamasıdır ;) Blog yazılarını ara sıra ya da sürekli okuyan kaç kişi olduğunu merak ediyorum.Tamam farkındayım çok meraklıyım ama her şeyin temelinde merak yok mudur ;) Yazma konusunda kabiliyetli değilim malum ama bu yazmayı sevmememi gerektirmez dimi yani ;) Seviyorum yazmayı,okumayı uf bir de konuşmayı :) Neyse konu kim vurduya gitmesin lütfen sayfamı tıklayan herkes cevaplasın sorumu.Blog yazılarımı okuyor musunuz, okumuyorsanız blogumu neden açıyorsunuz kaardeşim? :)) 500'e yakın blogu izlemeye almışım bir o kadarı da benim blogumu izliyor görünüyor.Kaç kişinin gerçekten yazılarımı takip ettiğini merak ediyorum. . Yorum yazmadan geçmeyiniz kırılırım bilesiniz ;)

Gereksiz Bilgi ;) Bakalım Kim Ne Burcu !!!

  Tamam ya ne kızıyorsunuz bu kadar meraklıyım diye ;) Dünkü postla bi tezat oluşturmuş olabilir bu post ama merak işte..Yazacak konum kalmadığı için değil :) Sakın aklınıza öyle bişey gelmesin...Ben, herkes kendi özelliklerini (birileri uydurup yazmış) öğrensin diye böyle bişey yaptım..!! ;) Okuyun bakalım ''Aynı ben, aynı ben !'' diyecek misiniz ? :) ASLAN ERKEK:   Yufka yüreklidirler. O canı pahasına bile dişisini korur. Karizmatiktir. Kelimenin tam anlamıyla ''dişi''lerden hoşlanırlar. Aslanlar evlerine, ailelerine çok bağlı tiplerdir fakat bir gözleri de hep dışarıdadır. Eşlerinin çalışmayıp evde oturmasını isterler. Onlar sanki baba olmak için yaratılmışlardır ASLAN KADIN: Her zaman bakımlı, zarif, dikkatlidirler. Çok pratik, işlevsel bir zekaya sahiptirler. Gece hayatını severler. Yaşam zevkleri pahalı olur. Kendisine olan güveni son derece gelişmiştir. Özgürlüklerine düşkündürler. Erken çocuk sahibi olmaya pek yanaşmazlar. YENGEÇ ERKEK