Ana içeriğe atla

Hayat İşte "Ko ver Gitsin !"

 
Sevgili Günlük,

  Ara ara aklına(!) geliyordur bu Elif niye günlüğünü umuma açık yazıyor diye ! Şöyle anlatayım ; çok küçük  yaşlardan beri  günlük tutarım ben (öyle ya da böyle) ilk başlayışım orta 2 ya da 3'e kadar dayanır. O zamanlar saf bir safinazken öyle hinlik cinlik düşünmez olayların arkasında çakallık ummazken kendi çapımda bir şeyler karalardım defterime.. Malum o zamanlar ergenliğe de ilk adım zamanlar hep böyle gizli saklı yapmaya meraklı olur çocuklar; da işte kilitli defterler aklına gelmez ve günlüklerini odanın olur olmaz yerlerine bırakabilirler haliyle ( malumun akıl bir karış havada oluyor o dönemler)

  İşte böyle güzel güzel her bişeyleri yazar dururdum; defterime ara ara esprileri ara sıra da bunalım cümlelerimle...Annem de sorardı okuldan dönünce : "Kızım günün nasıl geçti?" diye. Ben de : "Hiç anne diye geçiştirirdim ... " Ama annemin okulda olup bitenden hep haberi olurdu sonradan bir bir anlatırdı bana da ben de ağzım açık kalma durumundan kurtulduktan sonra bunca şeyi nerden bildiğini sorardım : "Kuşlarım var benim haber veriyorlar bana !" derdi annelerin en uyanığı ! Anladın değil mi Günlük böylesine saf bir çocuktum ben işte ,inanmazsın ama !

  Büyüdüm ve bişeyleri açıktan söylesen de gizlesen de insanların senin hakkında söyleyecek olumsuz sözlerinin hep olacağını öğrendiğim için hem konuşup hem de yazıyorum umuma açık ! Nasılsa insanlar başkalarını hep istedikleri gibi anlarlar ben sadece iyilik yapıp düşüncelerimi en yalın haliyle paylaşıyorum ki hiç değilse ellerinde bir delil olsun yazıktır körü körüne delilsiz zanlarda da bulunmasınlar di mi !

  İnsanları memnun etmeye çalışmak dünyanın en aptalca şeyi Günlük , niye mi ? Çünkü böyle bir şey mümkün değil: bu gün memnun gibi görünen insan yarın bir hatanda seni gömer gözünün yaşına bile bakmadan ! Ve kimse seni sen olduğun için falan sevmez kendi mutlu olduğu için ya da senin iyi yanlarını kullanıp enerjinden faydalandıkları için severler (yo deme öyle o kadar da olumsuz değil cümlem insanların çoğu böyle) La düşünsene herkes senden mükemmellik bekler ama hiç kimse " La ben niye mükemmel olmaya çalışmıyorum ki?" demez. Ama herkes kendini mükemmel görür ve asla toz kondurmaz mükemmelliğine !

  Neyse işte dünyanın derdi insanların beklentisi bitmez iyisimi "ko ver gitsin!" sen yoluna devam et kendin ol falan filan...Ukalanın biri beni arkadaşına tanıtırken " Ayy bak seni Elif ile tanıştırayım o köyümüzün en marjinal kızıdır!" demişti. " Marjinal ne ola ki !" diye geçirmiştim tee o zamanlar aklımdan ! Değildim ben marjinal falan ,ben bildiğin sade bir vatandaştım olması gereken insan figürü işte : okuyan soran sorgulayan ciddi konular hakkında muhabbeti seven ve o zamanlar millete garip gelen yabancı müzikler dinleyen ...Ve şimdi yaşlandım hala mahallenin marjinal görünen sade vatandaşıyım :  önemli konularda muhabbeti/konuşmayı  seven, okumak hep birinci sıramda olan ,hala yabancı müzik dinleyip bol bol belgesel ve film izleyen ... tek farkla şimdilerde buna asosyallik deniyor !

  Hep annemin şu sözünü hatırlarım :" Kızım sen çok dümdüz birisin hiç siyaset yapamıyorsun sözlerinde insanlara ağır geliyor!" haklı annem ben bildiğiniz odunum da işte benim de yüreğim var yani !

Günün müziği şu olsun ...Bilirsin kızılderilileri japonları moğalları zencileri severim yani Batının eze eze bitiremediği her ırkı!... Gelenlere dinlet bu parçayı Günlük, onlar da severler kesin...
https://www.youtube.com/watch?v=CjvU21I20h8

Yorumlar

Ramazan dedi ki…
İngilizce "marginal"olan anlamı toplumun dışında kalan toplumun önfikirlerine baglı kalmayıp kendi fikirlerini uçlardada olsa paylaşmak ve yaşamak yani çogunlugun peşinden sürüklenmeyen;aslında marjinallik iyi bir şey la.İnsanları mutlu etmek heleki memnun etmek utopyadır zordur zor.Bütün kişiligini bir kenara bırakıp karşındaki insanın kimligine bürünmektir memnuniyet çünkü kişi kendini kusursuz sayar sen onun kimligine büründügünden senide kusursuz görür taki hata yapıp kişiligimize döndügümüzde büyü sona erer.İşte burda günlük imdada yetişir ne varsa dökersin bütün talep ve duygularını günlük senden mükemmellik beklemez memnuniyet talep etmez yapmacık davranışlarda bulunmaz seninle mutlu olur seninle hüzünlenir iyiki varsın günlük.
Pabuc dedi ki…
Bİ de cevapda vermez Günlük :) daha ne olsun
Ramazan dedi ki…
Yanıtınızı girin...Aynen ayrıca çok iyi bir dost olur her şeyiyle seni yansıttıgı için.
Unknown dedi ki…
Deli kız yillar sonra neden ele veriyor beni köy gibi yerde nasıl takip etseydi ilk okuyan kız sendin kendimce koruyor dum
Pabuc dedi ki…
Yasin Karahasanoğlu , annem senin de hesabını kullanarak bana yorum yapıyor hiç değişmemiş :) Bence en zeki anne bizim annemiz...çok şükür

Pabuc dedi ki…
Ramazan Aksoy,haklısınız doğru da anlatmak kadar doğru da anlaşılmak güzel..

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mektubum Var!

   Yine  yıllar  öncesine  geri   dönüp bi anımı yazacam annemin de  bu yazımı okuyacağını bile bile:) Hoş belki de bunca zaman sonra annem bile unutmuştur  bu olayı ,onun için ona da bi hatırlatma olur:))    Lise yıllarıyla ilgili bir yazım vardı hatırlayanlar olur aranızda işte yine aynı dönem içirisinde ben böyle aklım bir karış havada evden okula ,okuldan eve gidip gelirken gözüm bişey görmezken evdeki aile cemaatinden kopup aklımı fikrimi bir  kişiye odaklamışken farkedememişim hal ve hareketlerimdeki (sanırsam olumsuz) değişiklikleri...Odamdan çıkmamalar ,gizli telefonlar , herşeyin ben bilirim havaları ve beni sevenlere karşı ukala davranışlar almış başını gitmiş (hala hatırlamıyorum o derece kendimde olmama hali yani:)  her zaman derim aşk başa gelince akıl yıllık izne çıkar bu doğaldır:P) Benimle iletişim kurmaya çalışan anneme artık nasıl davrandıysam kadıncağızın demekki canına tak etmiş ki  sitem edeceğine ve didişeceğine  bana 4 sayfalık mektup yazmış ve defterimin için

Bir Bakar mısınız?

Bu bir kamuoyu yoklamasıdır ;) Blog yazılarını ara sıra ya da sürekli okuyan kaç kişi olduğunu merak ediyorum.Tamam farkındayım çok meraklıyım ama her şeyin temelinde merak yok mudur ;) Yazma konusunda kabiliyetli değilim malum ama bu yazmayı sevmememi gerektirmez dimi yani ;) Seviyorum yazmayı,okumayı uf bir de konuşmayı :) Neyse konu kim vurduya gitmesin lütfen sayfamı tıklayan herkes cevaplasın sorumu.Blog yazılarımı okuyor musunuz, okumuyorsanız blogumu neden açıyorsunuz kaardeşim? :)) 500'e yakın blogu izlemeye almışım bir o kadarı da benim blogumu izliyor görünüyor.Kaç kişinin gerçekten yazılarımı takip ettiğini merak ediyorum. . Yorum yazmadan geçmeyiniz kırılırım bilesiniz ;)

Gereksiz Bilgi ;) Bakalım Kim Ne Burcu !!!

  Tamam ya ne kızıyorsunuz bu kadar meraklıyım diye ;) Dünkü postla bi tezat oluşturmuş olabilir bu post ama merak işte..Yazacak konum kalmadığı için değil :) Sakın aklınıza öyle bişey gelmesin...Ben, herkes kendi özelliklerini (birileri uydurup yazmış) öğrensin diye böyle bişey yaptım..!! ;) Okuyun bakalım ''Aynı ben, aynı ben !'' diyecek misiniz ? :) ASLAN ERKEK:   Yufka yüreklidirler. O canı pahasına bile dişisini korur. Karizmatiktir. Kelimenin tam anlamıyla ''dişi''lerden hoşlanırlar. Aslanlar evlerine, ailelerine çok bağlı tiplerdir fakat bir gözleri de hep dışarıdadır. Eşlerinin çalışmayıp evde oturmasını isterler. Onlar sanki baba olmak için yaratılmışlardır ASLAN KADIN: Her zaman bakımlı, zarif, dikkatlidirler. Çok pratik, işlevsel bir zekaya sahiptirler. Gece hayatını severler. Yaşam zevkleri pahalı olur. Kendisine olan güveni son derece gelişmiştir. Özgürlüklerine düşkündürler. Erken çocuk sahibi olmaya pek yanaşmazlar. YENGEÇ ERKEK