Ana içeriğe atla

Sıkıcı Biriyim Vesselam !



Sıkıcı biri olduğum sonucuna nihayet varabildim. Bu konuda şüphelerim vardı biraz dikkatimi bu konu üzerine yoğunlaştırdım, kendimi gözlemledim ve bu sonuca vardım ''Ben cidden sıkıcı biri oldum'' Önceden belki böyle değildim çünkü o zamanlar dünyadan daha çok zevk alıyordum ,isteklerim ya da hayallerim için heyecanlar duyuyordum. Alamadığım şeyler için, başaramadığım şeyler için üzülüyordum tepkiler veriyordum en duygusalından ! Şimdi ne ben eski benim ne de eskiden beni mutlu eden şeyler artık mutluluğuma neden olabiliyor.Ben olsam belki de benim gibi biriyle dost olmazdım !!!

Çabuk sıkılıyorum ,aynı konu üzerine (maddi şeylerle ilgili özellikle) yarım saat ve üzeri konuşmalara katlanamıyorum, tepkilerimi artık anında verebiliyorum (dayanma gücümü de kullanıyorum tabi) çok fazla mimik kullanıyorum (garip ama bunu seviyorum da) kalabalık ortamlarda durmak istemiyorum, aynı şeyleri duymak aynı şikayetleri dinlemek de istemiyorum çünkü bunları her akşam uyumadan önce kendi iç sesimden zaten dinliyorum !

Biri gereksiz bir şey söylediğinde 'iyi misin!'' diyerek ''Ne içtin sen!'' tarzı imalarda bulunuyorum. Bir konuda konuşurken konunun ortasında konuyla zerre alakası (bakın zerre alakası diyorum düşünün durumun vehametini) olmayan şey söyleyenler olunca hemen oradan uzaklaşıyorum (yapacak bi'şey yok) Bazen çekilmez biri olabiliyorum ( ki başkalarının istediği gibi olmak istemediğiniz anlara denk geliyor böyle zamanlarınız) ve bunun farkında oluyorum yani bilerek yapıyorum bunu.

Hayattan hiç bir beklentim yok sağlık ,huzur ve ilim dışında. Çünkü yarın başıma ne geleceğini bilmeme korkusu var bende ve böyle düşününce de dünyaya  ait hiç bir şeyin önemi kalmıyor gözümde (hepsi düştü gözümden !) Bazen insanlar neşe içerisinde kahkahalarla gülerken izliyorum onları ve benim de böyle anlarım olduğunu da hatırlayarak ''ne bu şimdi saçma sapan ne çok şeye gülüyoruz biz'' diyorum içime içime kınamalarımı yolluyorum. Bir ayakkabı üzerine saatlerce konuşabilecek insanların olduğunu bilip/görüp ,ayakkabımla çantamın uyumunun hayatımda yarım saat kadar önemli olmadığını düşünen sıradan biri olduğum için susuyorum...

Sıkılıyorum çünkü gittikçe dünya sıkıcı gelmeye başladı diyecem bu da olmayacak zira hayvanları izledikçe ya da doğayla ilgili bir program izlediğimde Dünyanın yaratılışındaki mükemmelliğe hayran kalıyorum aşk ile izliyorum, mükemmel güzellikleri ve düzeni. Sonra hatırlıyorum dünyadan sıkılmış olmamın başlıca nedeninin insanların dünyayı el birliğiyle yok etme azimlerinin olduğunu...Devamında bunları düşünmekten vazgeçiyorum zira böyle düşünmek beni daha da uzaklaştıracak yaşamın içinden ve bir silkelenip kendime gelmek gündelik hayatın içinde savrulmak için tv açıyorum ve haberler izliyorum...Bir adım daha atıyorum insanlardan nefret etmeye !

Sıkıcı biriyim ve bunun asıl nedeni yaşlanıyorum ve yaşlandıkça dünyanın boş (boş demeyeyim de fani olduğunun) daha da çok farkına varıyorum. Hepimiz aynı devrelerden geçiyoruz günahlarımızla sevaplarımızla ve yaşıyoruz bu handa hep beraber..Aynı yollardan geçerken ona buna da nefret kusuyor eleştirilerde bulunuyoruz... Amaaannn işte yazmaktan da sıkıldım ,aklını kullan demiş Rabbimiz biz Onu bile dinlemeyen canlılarız işte, neyi yazıp neyi düzelteceğim ki sanki . Rahatlıyorum işte yazarak bir an yaşamın içinde ! Sıkıcıyım ,insanlar da sıkılacak yakında onlarla onların istediği konularda konuşmadığım için, sonra al sana zekasıyla değil de yalnızlığıyla benzer bir Sharlock Holmes örneği !



Yorumlar

Profösör dedi ki…
Her işe besmeleyle başlarsak, şuur içinde oluruz. Her işde bir hayır ararsak, teslimiyet içinde oluruz.
Bence sana aydınlanma gelmiş :)) sıkıcı değilsin,günün sürüklediği insanlardan değilsin sadece..Belli bi kalıpta şekillenmiş insanlar var ki çoğunluk böyle aykırı olunca yaşamak zorlaşıyor toplumda ..sen sağlam dur yeter..
Pabuc dedi ki…
Profösör,
Eyvallah Hocam..Rabbim yar ve yardımcımız olsun her konuda...

Güzel şeyler dükkanı,
umarım yanlış bir yolda değilimdir fazlaca sorgulamaya başladım kendimi de etrafımdaki samimiyetsizlikleri de..işte bunlarda yakında beni asosyal yapacak diye korkuyorum.
Ramazan dedi ki…
Sıkıcı biri degilsin aslında geçmişini bilemem yaşlılık diyorsun evet yaş ilerleyince biraz insan durgunlaşıyor hayattan zevk almaz oluyor tabi bir kadın olman sıkıntılarını iki kat artırıyor.Hayran oldugun doga gibi insanoglu önce ilkbahar sonra yaz ve sonbahar tabi kış kendi adıma sonbaharın başlarındayım hayat renksizleşiyor konuşmaktan çok düşünmek ve tefekkür devreye giriyor dünya ve insanlık ne olacak neden böyleyiz niçin insanlar bu kadar donuk ve renksiz hayıflanmaları aslında donuklaşan renksizleşen bizleriz sonbaharı yaşıyoruz normaldir.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mektubum Var!

   Yine  yıllar  öncesine  geri   dönüp bi anımı yazacam annemin de  bu yazımı okuyacağını bile bile:) Hoş belki de bunca zaman sonra annem bile unutmuştur  bu olayı ,onun için ona da bi hatırlatma olur:))    Lise yıllarıyla ilgili bir yazım vardı hatırlayanlar olur aranızda işte yine aynı dönem içirisinde ben böyle aklım bir karış havada evden okula ,okuldan eve gidip gelirken gözüm bişey görmezken evdeki aile cemaatinden kopup aklımı fikrimi bir  kişiye odaklamışken farkedememişim hal ve hareketlerimdeki (sanırsam olumsuz) değişiklikleri...Odamdan çıkmamalar ,gizli telefonlar , herşeyin ben bilirim havaları ve beni sevenlere karşı ukala davranışlar almış başını gitmiş (hala hatırlamıyorum o derece kendimde olmama hali yani:)  her zaman derim aşk başa gelince akıl yıllık izne çıkar bu doğaldır:P) Benimle iletişim kurmaya çalışan anneme artık nasıl davrandıysam kadıncağızın demekki canına tak etmiş ki  sitem edeceğine ve didişeceğine  bana 4 sayfalık mektup yazmış ve defterimin için

Bir Bakar mısınız?

Bu bir kamuoyu yoklamasıdır ;) Blog yazılarını ara sıra ya da sürekli okuyan kaç kişi olduğunu merak ediyorum.Tamam farkındayım çok meraklıyım ama her şeyin temelinde merak yok mudur ;) Yazma konusunda kabiliyetli değilim malum ama bu yazmayı sevmememi gerektirmez dimi yani ;) Seviyorum yazmayı,okumayı uf bir de konuşmayı :) Neyse konu kim vurduya gitmesin lütfen sayfamı tıklayan herkes cevaplasın sorumu.Blog yazılarımı okuyor musunuz, okumuyorsanız blogumu neden açıyorsunuz kaardeşim? :)) 500'e yakın blogu izlemeye almışım bir o kadarı da benim blogumu izliyor görünüyor.Kaç kişinin gerçekten yazılarımı takip ettiğini merak ediyorum. . Yorum yazmadan geçmeyiniz kırılırım bilesiniz ;)

Gereksiz Bilgi ;) Bakalım Kim Ne Burcu !!!

  Tamam ya ne kızıyorsunuz bu kadar meraklıyım diye ;) Dünkü postla bi tezat oluşturmuş olabilir bu post ama merak işte..Yazacak konum kalmadığı için değil :) Sakın aklınıza öyle bişey gelmesin...Ben, herkes kendi özelliklerini (birileri uydurup yazmış) öğrensin diye böyle bişey yaptım..!! ;) Okuyun bakalım ''Aynı ben, aynı ben !'' diyecek misiniz ? :) ASLAN ERKEK:   Yufka yüreklidirler. O canı pahasına bile dişisini korur. Karizmatiktir. Kelimenin tam anlamıyla ''dişi''lerden hoşlanırlar. Aslanlar evlerine, ailelerine çok bağlı tiplerdir fakat bir gözleri de hep dışarıdadır. Eşlerinin çalışmayıp evde oturmasını isterler. Onlar sanki baba olmak için yaratılmışlardır ASLAN KADIN: Her zaman bakımlı, zarif, dikkatlidirler. Çok pratik, işlevsel bir zekaya sahiptirler. Gece hayatını severler. Yaşam zevkleri pahalı olur. Kendisine olan güveni son derece gelişmiştir. Özgürlüklerine düşkündürler. Erken çocuk sahibi olmaya pek yanaşmazlar. YENGEÇ ERKEK