Ana içeriğe atla

Bu Konudaki Düşüncelerinizi Bekliyorum!


Bir insan, başkalarının hatalarını örtmeli buna asla karşı çıkacak değilim.Biz kusur bulucu olmamalıyız bunu da biliyorum.Fakat aklıma takılan bir şey var.Bir insan hep aynı hatalarını yapıyorsa-ki ben hata yapmayı toplumu rahatsız edici şeyler olarak algılıyorum kişisel hatalar kişinin kendini ilgilendirir-biz yine de o davranışı yapan kişiyi görmemezliğe mi gelmeliyiz ? Konu daldan dala atılım yapıp uzayacak bir konu ama ben az biraz açıklamaya çalışayım da sizlerde sonunda bana doğru olan hakkında fikirleriniz belirtin.

Yeni katıldığınız bir topluluk var diyelim.Her yaş gurubundan insanlar var ve bu insanlar belli zamanı paylaşmış ve samimiyet oluşturmuş kişiler...Siz de yeni girmişsiniz ortama ve ilk adımda kırk yıllık arkadaşınızla konuşur gibi mi konuşursunuz onlarla ? Yaş gurubunu da göz önünde bulundurmadan olur olmaz şakalar yapar mısınız ? Ya da bu tip konuşmalar doğru mudur ? Gerçi bu açıklayıcı olmadı.Kişiler tanımadan abuk sabuk şakalar yapmak doğru mu ortamda? Önce kendinizi (zamanla) tanıtma gereği duymaz mısınız ? Samimiyetinizin ,kişiliğinizin anlaşılması için süre geçmesi gerekmez mi ? Böylelikle hem insanlar sizi tanır kabullenir hem de siz insanları tanırsınız ve ona göre bir iletişiminiz olur değil mi ? Ama ilk adımda samimi görüneceğim diye şebekliğe vurursanız antipati toplarsınız ve sonucuna da katlanmak zorunda kalırsınız...

Kişilere göre davranın demiyorum- bunu söyleyecek en son kişi benim- ama;  samimiyet anında olan bir şey değildir ,zaten insanların bir birlerini anlamasının bu kadar zor olduğu bir dönemde doğal olacağım diye olur olmaz şakalar yaparsanız da ters tepkilere denen olabilir diyorum!...

Sanırım ben çok tutucuyum (!) şakanın da yerinin önemli olduğunu ve kişilere göre dozajının ayarlanması gerektiğini düşünüyorum .Dikkatliyimdir de bu konuda.Şakayı çok severim ama dostumla yaptığım şakaları başkalarına  yapmam mesela...Çünkü şakada da, samimiyette de, doğallıkta da SAYGI çok çok önemlidir benim için.

Şimdi bu tip hataları yapan birini tanıdınız diyelim.Birincide önemsemediniz ''hadi samimi olmaya çalışıyor'' dediniz;ikinci de onu hatırı yoksa arkadaşlarının hatırı var dediniz görmemezliğe geldiniz; üçüncüde Müslüman yapılan hataları görmez dediniz yine görmemezliğe/duymamazlığa geldiniz ama baktınız bu durum sürekli olmaya başladı ne yapardınız? Bulunulan ortamda yapılan şaka (bence şaka anlıktır uzatılmaz) mahiyetinde söylenenler saygısızlığa gidiyor ve ufaktan da sinir bozmaya başlıyor ne yapardınız? 

 Bu benim aklıma çok takılıyorum ne yapmam gerektiğini bilemiyorum (gerçi uzaklaştım ortamdan ki kafam rahat) acaba nefsani bir şey mi bu beni rahatsız eden diyorum sürekli ama benimle ilgili bir şey yok ortada (ki bana densizce şaka yapan biri olursa karşılığını illa ki alır) ama genele şaka diye yapılan saygısızlığa ses çıkarmamak da daralttı beni.Kötü biri miyim bunu bile düşünüyorum neden bu kadar kafama takıldı bu durum ?Ama pis(!) bir özelliğim var benim; sevdiklerime yapılan her türlü haksızlık saygısızlık beni inanılmaz rahatsız ediyor.Anında gönüllü avukata dönüşebiliyorum böyle durumlarda !

''İsteyen istediği gibi davransın''ı savunurum her zaman ama saygıyı aşmamak şartıyla! Dedim ya siz saygı çerçevesini belirleyemezseniz ne kadar samimi olmaya çalışırsanız çalışın antipati oluşturmaya başlarsınız! İnsanların sizi tanımasına fırsat verirseniz(!) şakalarınızda daha iyi algılanır gibi sanki!...Örneğin en yakın arkadaşımın bana yapacağı/yapabileceği şakayı yeni tanıdığım ve arama mesafe koyduğum biri yapmaz/yapmamalı! Çok mu sert oldu bu ! Benim için doğrusu da bu ama yapacak bir şey yok (tebessüm) şakayı gülmeyi benden çok seven yoktur (vardır ya biliyorum ama lafın gelişi bu) ama saygıyla birlikte olmalı samimiyetinin boyutuyla birlikte olsun şakalarda ;değil mi yani.

Sizce yine mi görmemezliğe gelmeliyim, yoksa arkadaşlarından birine durumu ifade mi etmeliyim ? Ya da ne yapmalıyım sizin fikriniz ne olur bu konuda?

Yorumlar

Uyuşuk Hayalperest dedi ki…
Aklıma gelen ilk şey şu: şakaya maruz kalan kişi ne düşünüyor bu konuda? Yani o da rahatsız mı bu mevzudan, yoksa umrunda değil mi? Yani siz çıkıp, yapma bu şakayı derseniz, o da demez mi ki, sana ne oluyor, sana mı yapıyorum da, sen rahatsız oluyorsun, o hiç rahatsız olmuyor ki.. diyebilir. Şakayı bu kadar uzatıyorsa, hiç ahbaplık kurmadan şakalar yapabiliyorsa, bunları da der yani çekinmeden.
Pabuc dedi ki…
/Uyuşuk Hayalperest,

Şakaya maruz kalan bulunulan toplumdaki herkes (onun için direkt bana söylense belki de o an tepkimi veririm) ve karşılık(tepki de) alıyor kibar kibar (!) ama buna rağmen devam ediyor aynı şaka(sandığı)davranışa.Şaka yapılıp yapılmaması çok da önemli değil aslında ama tarzı hoş değil ki dediğim gibi her seferinde aynı tarz şakalar antipati çekiyor..Tepki de alıyor :)
Uyuşuk Hayalperest dedi ki…
E o zaman o kişi, bildiğin arsız biri. Ne desen boş gelir.
Acı ama gerçek bu bence.
Ama içinde kalmasın, diyeceğini demelisin o halde, bana göre. :)
Anlar belki hatasını, belli mi olur.
Adsız dedi ki…
ımmm...
sayın pabuç simdi benzer ortamlarda sole oluyo ben de,

bi süre bakıyorum bu soytarı ne yapıyo bole kendi kendine diye.

ese dosta bakıyorum onlar napıyo diye...

samimi değiliz doru anladım galiba arkadasla...senaryoyu ona gore kurucam cünkü.

artık isin cılkını çıkarıyosa samimi olduğum arkadaslarıma bu salağın olduğu ortama beni çağırmayın benim olduğum ortama da onu çağırmayın diyorum...

ha yine densizlik yaparsa...ki adı densizliktir bunun...
iste o zaman laz damarım devreye giriyo ahahahaaa.

ama tabi sen yapamazsın bunu...
arkadaslarına rahatsız olduğunu belirt derim ben.

uslup onemlidir...
bi sakayı ben yaparım sana sirin gelir...
baskası yapar aynı sakayı yılısıklık gelir.
yapıcak bisi yok.

sen de kotü bi insan felan değilsin ahahahaha bu kadar üzme kendini...
hayır olsan ben sana solerdim.
valla bak:))



Pabuc dedi ki…
/Uyuşuk Hayalperest,
bu örnek sadece biriydi..Bir kaç gafı var şaka adı altında ama ben her şeye rağmen (hatta inanmamama rağmen ) iyi niyetli olduğunu düşünmeye zorluyorum kendimi...Ben de öyle ahım şahım iyi biri değilim ama en azından dikkatli biri olduğumu düşünüyorum en azından saygı konusunda...


/absalom ,
hahaha ben sana ne diyeyim
bak işte benim de laz damarım tutuyor ara ara ve onun için
insanlar direkt bana laf atamıyor
densiz densiz şakalar yapamıyorlar :)
Zamanın birinde kibriyle meşhur birini tanımıştım 8pek severdi kendini yüceltmeyi ve yüceltirken birilerini yermeyi) onun arkadaşlarından biri bana demiştiki ''o senden korkuyor ve sana karşı dikkatli davranıyor'' :)) İşte o zaman bir defa daha sevmiştim bir damarımın da laz olmasını ;)

Ya absalom
zaten karşılaşmamaya çalıştığım biri kendisi ama hayat işte bir şekilde mecburen karşılaşıyoruz.


Kötü biri değilim ama olabilitem var gibi absalom :)))
Unknown dedi ki…
Benim başıma da geliyor bazen. Açıkça söylüyorum rahatsız olduğumu. Ha çözüm oluyor mu? Geçici olarak evet. Ama söylediğim için neredeyse suçlanıyorum. Tepki görüyorum. Geçici bir süre sonra hiçbir şey söylememişim gibi ben aynen devam ediyor. Ben de bilmiyorum ki ne yapsak bu durumda! Çünkü anlatsan da bu tiplerin anlamadığı ya da anlasa da bu huyundan kurtulamadığını tecrübe ettim. :) Ama en azından onun dışında aynı şeyi yapma potansiyeli olanlar yapacaklarsa da vazgeçiyorlardır.
Allah kolaylık versin, ne diyeyim... :)
Pabuc dedi ki…
/Kalemzade Kamil,
evet huylu huyundan istemediği sürece vaz geçmiyor ..Ben de uzaklaşmayı seçtim şimdilik ama maalesef ister istemez karşılaşıyor hayatın bir bölümünde bu tiplerle..Selamdan öte gitmeyecek sözlerle...Asıl onu arkadaş edinenlerin de Rabbim yardımcıları olsun sürekli ayıplarını örtmek zorunda kalıyorlar ;)
Unknown dedi ki…
Yaratılış gereği insan,çevre ile bağlantılı olma eğilimindedir.
Topluluklar içinde kaybolma korkusu yaşayanlar,içsel nedenlerle kendilerini dışa kanıtlama amacı güderler.İhtimaldir ki çocuk kalmış yetişkinler sınıfına da kabul edilmezler.Ne büyümeyi ne de küçük kalmayı becerenler,arada sıkışmanın biçtiği cezadır davranışları...
Kendilerince tepki almak,kabullenme belirtisidir.Çözüm Allah tan sabır dilemek :))
Pabuc dedi ki…
/Gökhan Tunç,
Enteresan bir yorum oldu benim için çünkü tam da bahsettiğim kişinin halini yazmışsın çok şaşırdım inan :) Kendini gösterme gayreti bariz bir şekilde görülüyor ama bu durum onu cidden komik duruma düşürüyor ve antipati topluyor ...ama bunun farkında değil ya da farkında da bu işine geliyor bilemiyorum! Benden uzak olsun da ne istiyorsa o olsun diyorum artık...

Bu arada hoşgelmişsiniz ne zamandır yoktunuz ...
Unknown dedi ki…
@Gökhan Tunç: Harika bir yorum. Hayran kaldım. Aklınıza sağlık.
Unknown dedi ki…
Hoşbulduk :)) işin doğrusu yazılarını takip ediyordum sadece son dönemlerde
hayata fazlaca yorum yapmaktan, yorumsuz kaldım.
Kamil Kardeşim çok teşekkürler ,sizin güzel yazılarınız yanında pek değeri yok alsında yorumlarımın :))

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mektubum Var!

   Yine  yıllar  öncesine  geri   dönüp bi anımı yazacam annemin de  bu yazımı okuyacağını bile bile:) Hoş belki de bunca zaman sonra annem bile unutmuştur  bu olayı ,onun için ona da bi hatırlatma olur:))    Lise yıllarıyla ilgili bir yazım vardı hatırlayanlar olur aranızda işte yine aynı dönem içirisinde ben böyle aklım bir karış havada evden okula ,okuldan eve gidip gelirken gözüm bişey görmezken evdeki aile cemaatinden kopup aklımı fikrimi bir  kişiye odaklamışken farkedememişim hal ve hareketlerimdeki (sanırsam olumsuz) değişiklikleri...Odamdan çıkmamalar ,gizli telefonlar , herşeyin ben bilirim havaları ve beni sevenlere karşı ukala davranışlar almış başını gitmiş (hala hatırlamıyorum o derece kendimde olmama hali yani:)  her zaman derim aşk başa gelince akıl yıllık izne çıkar bu doğaldır:P) Benimle iletişim kurmaya çalışan anneme artık nasıl davrandıysam kadıncağızın demekki canına tak etmiş ki  sitem edeceğine ve didişeceğine  bana 4 sayfalık mektup yazmış ve defterimin için

Bir Bakar mısınız?

Bu bir kamuoyu yoklamasıdır ;) Blog yazılarını ara sıra ya da sürekli okuyan kaç kişi olduğunu merak ediyorum.Tamam farkındayım çok meraklıyım ama her şeyin temelinde merak yok mudur ;) Yazma konusunda kabiliyetli değilim malum ama bu yazmayı sevmememi gerektirmez dimi yani ;) Seviyorum yazmayı,okumayı uf bir de konuşmayı :) Neyse konu kim vurduya gitmesin lütfen sayfamı tıklayan herkes cevaplasın sorumu.Blog yazılarımı okuyor musunuz, okumuyorsanız blogumu neden açıyorsunuz kaardeşim? :)) 500'e yakın blogu izlemeye almışım bir o kadarı da benim blogumu izliyor görünüyor.Kaç kişinin gerçekten yazılarımı takip ettiğini merak ediyorum. . Yorum yazmadan geçmeyiniz kırılırım bilesiniz ;)

Gereksiz Bilgi ;) Bakalım Kim Ne Burcu !!!

  Tamam ya ne kızıyorsunuz bu kadar meraklıyım diye ;) Dünkü postla bi tezat oluşturmuş olabilir bu post ama merak işte..Yazacak konum kalmadığı için değil :) Sakın aklınıza öyle bişey gelmesin...Ben, herkes kendi özelliklerini (birileri uydurup yazmış) öğrensin diye böyle bişey yaptım..!! ;) Okuyun bakalım ''Aynı ben, aynı ben !'' diyecek misiniz ? :) ASLAN ERKEK:   Yufka yüreklidirler. O canı pahasına bile dişisini korur. Karizmatiktir. Kelimenin tam anlamıyla ''dişi''lerden hoşlanırlar. Aslanlar evlerine, ailelerine çok bağlı tiplerdir fakat bir gözleri de hep dışarıdadır. Eşlerinin çalışmayıp evde oturmasını isterler. Onlar sanki baba olmak için yaratılmışlardır ASLAN KADIN: Her zaman bakımlı, zarif, dikkatlidirler. Çok pratik, işlevsel bir zekaya sahiptirler. Gece hayatını severler. Yaşam zevkleri pahalı olur. Kendisine olan güveni son derece gelişmiştir. Özgürlüklerine düşkündürler. Erken çocuk sahibi olmaya pek yanaşmazlar. YENGEÇ ERKEK