Ana içeriğe atla

Elif İşte; Yazılarının Başı Sonu Belli Değil...


Düşününce insan er ya da geç doğruya ulaşıyor.Doğru bildiklerinin de zandan ibaret olduğunu hatta büyük yanlışlar olduğunu fark ediyor.Ön yargılarımın esiri olmuşum bir zamanlar diyor en güzel şekilde davranmayı öğrenmeye başlıyor.Evet kızıyor ama yargılamıyor; yaşamadığı bir hayatın ahkamını kesmiyor insanları küçümsemiyor.Hiç yaşamadığı bir şey yüzünden suçlamıyor insanları.Sanırım zamanla doğru düşünmeyi de öğreniyor ve bu da insana haddini bilmeyi öğretiyor.

Soru sorarak başlıyor her şey.Sorulara cevaplar aramak için daha çok düşünüp daha çok okumaya başlıyorsunuz.Okumayı da kitap okumakla kısıtlamamayı öğreniyorsunuz! Hayatınızın içinde var olanları,gördüklerinizi,göremediklerinizi,sahip olduklarınızı ve sahip olamadıklarınızı, sevdiklerinizi ve sevmediklerinizi her şeyleri okumanız gerektiğini ve bunun da düşünmeyle kardeş olduğunu öğrenmeye başlıyorsunuz.

Belki düşündüğünüz,bildiğiniz güzelliklerin hepsini yapamıyorsunuz ama  yapabilecek yolda olmayı seçiyorsunuz; adımlar atıp ilerleyebilmek için...Belki örnek alınacak biri olamıyorsunuz ama kötülükleri terk edip yanlışlarınızı azaltma çabasında hızlanıyorsunuz...

Gün içerisinde ikazlar alıyorsunuz yanlışlarınızla bağlantılı ve bu durumu da okuyarak dönüyorsunuz hatalarınızdan.Bazen can yanarak bazen komik olaylar yaşayarak oluyor bu ikazlar...Tvnin arkasına düşmüş bir kağıt görmüştüm ve :''Amannn sonra alırım''diye geçirmiştim aklımdan.Arkama dönerken kafamı açık olan pencerenin ucuna çarpmıştım.Başım delindi sanmıştım ;) Aklıma hemen yerdeki o kağıt geldi ve  televizyonu çekip o kağıdı oradan alıp baktım.Takvim kağıdıydı ve başlığı şöyleydi ''Kağıda Saygı'' :)Ben ki sır kapısı tarzı şeylerden çok tırsarım ;bir daha yerde kağıt görsem rüzgar uçuruyor olsa da peşine takılıp yakalarım o kağıdı ve basılmayacak bir yere bırakırım (evet farkındayım abarttım ,şaka yapalım dedik fena mı)

Ufaktan yazını sulandırmaya başladım ben en iyisi yazıyı burada kesip gideyim...Gerçi soğuk ve yağışlı bir gün ama ben yine de sıcacık,huzurlu,sevgi dolu,tebessümü bol bir gün olsun diyorum...Sevgiyle bakın etrafınıza ,etrafınızdakilere ve hayatın kendisine...

Not:Ben böyleyim,ciddi başlayıp espriyle kaparım bazen konuşmaları.Onun için bazen yazılarım da arkadaşımla konuşur tarzda oluyor.Ciddi başlıyor çok farklı şekilde tamamlanıyor.Kusura bakmayınız Türk dil kurallarına ve Edebiyata bağlı,çok iyi yazan dostlar....ELif işte...

GÜNÜN ŞARKISI bu olsun...İyi dinlemeler...Güzel parça. 

Yorumlar

Aliyah Muhammed dedi ki…
Elif işte, Yapmış yine yapacağını... (:
cem dedi ki…
olur öyle şeyler, normal...
Adsız dedi ki…
Kulaklarım çınladı geldim :)
Pabuc dedi ki…
/cem,
evet bunlar normal ama bazen de anormaller normal algılanmaya başlıyor...


/GÖK-TÜRK

Hoşgeldin :)
kahvetelvesi dedi ki…
Hayatı okumak...ne kadar doğru ve elzem...
cem dedi ki…
orası öyle oldu zaten; kim varsa anormal alem onu normal sayar oldu.
Pabuc dedi ki…
Malesef..
Adsız dedi ki…
ciddi baslayıp ciddi bitirememek:))

aslında bunun kotü birsey olmadığını düsünüyorum sayın pabuç.
hani kendimden biliyorum:))

blokları okuyorum okuyorum herkes nazım hikmet herkes cahit külebi herkes siir yazıyo oykü yazıyo herkes hayatın anlamını cozmüs engin dingin....

bi kendime bakıyorum...
bildiğin mese.
hayır bi yannıslık var bu iste.

kaç kere benim neyim eksik kardesim ben de,
bulutlarla geldin bana
hoggelmisin dedim sana
içtik askı kana kana
dalgalarla gittin sonra
haydaaa

diye siirler yazmak istiyorum bloka diye hasedimden çatladım.
oturdum klavyenin basına...
kaç kere basladım,

beni uzaklarda arama
ben gozlerinin daldığı yerdeyim...
diye basladım yazıya.

ikinci pragrafta cıvıyıverdim:))

bi türlü ciddi sair yazar oykücü romancı denemeci nesirci nalıncı keserci olamadım yani.

üzülme.
yannız değilsin:)))


Pabuc dedi ki…
/Absalom
:))))

aslında bu bizim ciddi insanlar olduğumuz anlamına gelmiyor.
Ama olmuyor işte (kendi adıma) diyorum Elif sen de şöyle düzgün başlamışken sonunu da düzgün getir yazının sonunu..sonra yine bi şey oluyor ben daldan dala atlamış buluyorum kendimi..Ya da parantez içi
esprimsi bir şey yazıp yazıyı bulandırır buluyorum yine kendimi..

Bir de bazen ama bazen öyle yazılar yazıyorum ki okuduğum da ''bunu da kim yazmış ki''diyorum :)O derece inandırıcı gelmiyor benim yazmış olabileceğim;)

Ben yazar değilim böyle bir amacım da yok sanırım onun için yazılarımı da öyle çok çok ciddiye almıyorum.
Kaygım olmadığı için de rahatım (sen de öylesin) sonuçta anlatmak istediğimizi anlatıyor muyuz? İşte bu yeterli anlaşılıyorsa konuşur gibi yazmanın da bir sakıncası yoktur..

Bir ben anlamadım hayatın anlamanı çünkü her gün yeni bir şeyle karşılaşıp başa dönebiliyorum ;)

Absalom belki edebi eser sahibi olamayacaz ama körler sağırlar bir birimizi ağırlayacaz artık blogda :)

N.Narda dedi ki…
özellikle ilk paragrafın ne kadar güzel
Pabuc dedi ki…
Teşekkürler ...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mektubum Var!

   Yine  yıllar  öncesine  geri   dönüp bi anımı yazacam annemin de  bu yazımı okuyacağını bile bile:) Hoş belki de bunca zaman sonra annem bile unutmuştur  bu olayı ,onun için ona da bi hatırlatma olur:))    Lise yıllarıyla ilgili bir yazım vardı hatırlayanlar olur aranızda işte yine aynı dönem içirisinde ben böyle aklım bir karış havada evden okula ,okuldan eve gidip gelirken gözüm bişey görmezken evdeki aile cemaatinden kopup aklımı fikrimi bir  kişiye odaklamışken farkedememişim hal ve hareketlerimdeki (sanırsam olumsuz) değişiklikleri...Odamdan çıkmamalar ,gizli telefonlar , herşeyin ben bilirim havaları ve beni sevenlere karşı ukala davranışlar almış başını gitmiş (hala hatırlamıyorum o derece kendimde olmama hali yani:)  her zaman derim aşk başa gelince akıl yıllık izne çıkar bu doğaldır:P) Benimle iletişim kurmaya çalışan anneme artık nasıl davrandıysam kadıncağızın demekki canına tak etmiş ki  sitem edeceğine ve didişeceğine  bana 4 sayfalık mektup yazmış ve defterimin için

Bir Bakar mısınız?

Bu bir kamuoyu yoklamasıdır ;) Blog yazılarını ara sıra ya da sürekli okuyan kaç kişi olduğunu merak ediyorum.Tamam farkındayım çok meraklıyım ama her şeyin temelinde merak yok mudur ;) Yazma konusunda kabiliyetli değilim malum ama bu yazmayı sevmememi gerektirmez dimi yani ;) Seviyorum yazmayı,okumayı uf bir de konuşmayı :) Neyse konu kim vurduya gitmesin lütfen sayfamı tıklayan herkes cevaplasın sorumu.Blog yazılarımı okuyor musunuz, okumuyorsanız blogumu neden açıyorsunuz kaardeşim? :)) 500'e yakın blogu izlemeye almışım bir o kadarı da benim blogumu izliyor görünüyor.Kaç kişinin gerçekten yazılarımı takip ettiğini merak ediyorum. . Yorum yazmadan geçmeyiniz kırılırım bilesiniz ;)

Gereksiz Bilgi ;) Bakalım Kim Ne Burcu !!!

  Tamam ya ne kızıyorsunuz bu kadar meraklıyım diye ;) Dünkü postla bi tezat oluşturmuş olabilir bu post ama merak işte..Yazacak konum kalmadığı için değil :) Sakın aklınıza öyle bişey gelmesin...Ben, herkes kendi özelliklerini (birileri uydurup yazmış) öğrensin diye böyle bişey yaptım..!! ;) Okuyun bakalım ''Aynı ben, aynı ben !'' diyecek misiniz ? :) ASLAN ERKEK:   Yufka yüreklidirler. O canı pahasına bile dişisini korur. Karizmatiktir. Kelimenin tam anlamıyla ''dişi''lerden hoşlanırlar. Aslanlar evlerine, ailelerine çok bağlı tiplerdir fakat bir gözleri de hep dışarıdadır. Eşlerinin çalışmayıp evde oturmasını isterler. Onlar sanki baba olmak için yaratılmışlardır ASLAN KADIN: Her zaman bakımlı, zarif, dikkatlidirler. Çok pratik, işlevsel bir zekaya sahiptirler. Gece hayatını severler. Yaşam zevkleri pahalı olur. Kendisine olan güveni son derece gelişmiştir. Özgürlüklerine düşkündürler. Erken çocuk sahibi olmaya pek yanaşmazlar. YENGEÇ ERKEK