Ana içeriğe atla

İlahların Sayısı Hiç Azalmadı mı Yoksa!

Bir zamanlar (cahiliye dönemi olarak geçiyor kitaplarda) insanlar kendi elleriyle putlar yapar onlara tapar karınları acıkınca da yerlermiş.Çok fonksiyonlu tanrılar edinmişler kısacası.Hem yaparım hem taparım hemi de yerim diyorlardı sanırım.Bu şekilde düşününce bana komik geliyor.''Nasıl yaa akıl var mantık var insan kendi yaptığı bir şeye tapar mı ? Sonra da acıkınca oturup yer mi ?'' diye soruyor insan kendi kendine.Soru sormaya meraklı olunca böyle şeyler de geliyor insanın aklına ne yaparsınız...

Sonra günümüze gelip düşünüyorum. İnsanların kendi yaptıkları/buldukları sonra da tanrı edindikleri şeyler var mıdır diye? İlk aklıma gelen PARA oluyor.İnsan icadı ve onun için insanlar her şeylerini feda ediyorlar (kurban etmek gibi..) Ömürlerini,sevdiklerini,saygılarını,merhametlerini para uğrunda feda ediyorlar.Onun için insanlar bir birlerini öldürüyor, dinlerini/inançlarını onun uğruna ''hiç'' sayıyorlar.Ona tapıyorlar ve bunun farkında değiller üstelik acıktıklarında onunla karınlarını da doyuruyorlar! Hem yaşam kaynağın olsun (ilahın olsun) hem de karnını doyursun!..Çoğunuza saçma gelebilir ama bir benzerlik yok da değil ne dersiniz !

Cahiliye dönemi ile kıyaslama yapacak olursak o günlerle bu günler arasında 70 bin ortak noktayı bulmakta zorlanmayız gibime geliyor..Tarih tekerrürden ibaret mi yoksa ! Aslında değişen hiç bir şey yok değişen sadece sayılar mı ? Nasıl günahların sayıları ve boyutları çoğaldıysa, putların da sayıları arttı ve isimleri değişti ; hepsi dün de vardılar bu gün de  varlar maalesef! 

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Selam Pabuç,
Çok ince ve kimseyi kırmamak adına etrafından dolaşarak bir şekilde temas etmişsiniz konuya. Söylediğiniz gibi Allah'tan başka kendi yaptığı tanrılar edinmek ilk başta çok ilkel ve komik gelse de işte bu akılsızca davranış için binlerce yıl öteye gitmeye gerek yok. 21.yy. gerekli tüm argümanları barındırıyor. :)

Elbette kendi tanrısını yiyenler olmuş geçmişte :)Bugün böyle yapanların sayısı çok az. İnsanlar binlerce yıllık bilgi birikiminin üzerinde oturduğu için bu kadar saçmalığı açık şeyler yapamıyorlar. Aslında bugün de o günkülere benzer şekilde başka tanrılar edinmek çoğunlukla Allah'ı reddetmek anlamına gelmiyor. Biliyorsunuz buna şerik (şirk koşma) diyoruz. Yani sadece Allah'a özgü (Allah'ın yapması gerekli) işleri başkaları da becerebilirmiş gibi başkalarının yaptığı işleri Allah'ın yaptığı işlerle aynı kefeye koymak şirkin benim ilk aklıma gelen tanımlarından biri.

Mesela dini hüküm verme yetkisi sadece yaratana ait olduğu halde; kitabımızda geçmeyen yeni dini hükümler ve içtihatlar verme, mesela Kuran'da olmayan yeni haramlar ve helaller icat etme ya da ne bileyim yeni ibadet şekilleri diye bir sürü obsesif (takıntılı) davranış şeklini Peygamberimiz öyle yapıyordu iddiasıyla ibadet sayma ve böylece ibadetin özünü gizleyip şekliyle insanları mümin sayma ve böyle yapmayanları Peygambere karşıymış gibi göstererek yandaş toplama gibi şeyler. Aklını kullanmayana tanrı çok! :)

Sözgelimi akıl kullanmayla ilgili en güncelini söyleyeyim. 50 sene önce cumhuriyet gazisi diye (gözleri göremediği için) darbeyi destekleyen bir politikacıyı destekleyenlerin, 40 sene önce Ispartalı ve şapka giyen bir çobanı (düşünemedikleri için) dindar zannedenlerin, 30 sene önce (düşünmedikleri için) darbeyi alkışlayıp, darbecilere huzurumuzu ve dinimizi kurtardılar diye methiyeler düzenlerin bugünkü tanrılarının darbecileri sözde yargılattırdığını görerek (kendi akıllarını kullanmadıkları için) darbe karşıtı hale gelmeleri gibi. 30 sene önce akılları neredeydi ya da şimdi akılları nerede? Hiç mi (kendileri) düşünmeyecekler? Eğer din hükümlerinin anlamını bilselerdi her zaman doğruyu yanlışı ayırt edebilecek akılları ve bakacakları müthiş bir kaynak olduğunu bilebilirlerdi.

Aklını kullanmayanlar şimdi benim bu yorumumu okusalar; ne yani şimdi Kuran'da darbelere karşı nasıl davranacağımız mı yazıyor, diyecekler. :)
Yazıyor...

Görebilen göze ve akıl yürütebilene yazıyor.. Duyacak kulağa bağlı; Kuran'dan "Darbeler tarihi" diye bir kitap bile çıkarabilirsiniz. Herşey askeri darbe olacak değil. Mesele madem ki güç; ister Firavun'a ister Nemrut'a, ister Arap müşriklerine bakılsın. Satır araları ders alınacak darbelerle dolu.

Nereden geldik buraya Pabuç? Benim ilgimi çekecek konular yazma. :)
Tutamıyorum zamanı! Pardon kendimi! :))
Pabuc dedi ki…
/Kalemzâde,
Yorumunuza ekleyecek cümlem değil kelimem bile yok teşekkürler bu güzel yorum için...

Yanlış bildiklerimizi sıralacak burdan Cehenneme yol olur sanırım ama Allah nasip ederse doğruları düşünme ve nasip olursa uygulama yolunda kararlıyız...Kur'anı hayatımızın dışına ittiğimiz için sorunlardan başımız hiç uzaklaşmadı.Sonrada bu Kur'anda olur mu şu da Kur'an da olur mu bile demeye başladık.Kur'an ölülerien ardından okunacak bir kitaptı!!! bizim için Ya da Hidayeter erenlerin bir kaç defa açıp okuduğu bir kitap!!! Alışmak zor olacak birilerimiz için Kur'an ın hayat/yaşam kitabı olduğuna...Hayat kitabı olarak okumaya başladığımızda dünyadaki herşeyden bahsettiğini öğreneceğiz,inşaallah..

Tekrar tşkler..Yazılarımın sizler tarafından okunması onurdur benim için...

Yeni yazılarınızı merakla bekliyoruz...
Budeliçocuk dedi ki…
Aslında değişen pek bir şey yok. İnsanoğlunun yeryüzü serüveni başlayalı beri birçok şeyin şekli değişmiş olabilir, ama özde bir değişiklik yok. Mekke’deki müşrikler , pratik anlamıyla pek de akılsız değillerdi. Mekke aristokrasisi, İktidarının elinden gitmemesi için cehaleti kullanıyordu. Tepedeki soyluların hepsi de gerçeğin farkındaydı ve gerçek onların işine gelmiyordu. Cehalet iktidarlarının sigortasıydı. Ve bir gün ,bir insan karşılarına dikilip “neden akletmiyorsunuz ki ? gelin bu sahte ilahlarınızdan vaz geçin..! İlah bellediğiniz şeylerin hiçbir gücü yok..! Allah’ın yanında bir yerleri de yok..! Gelin yegane ilah ve rab olan allaha iman edin, Ondan başkasına kulluk etmeyin..!” dedi.. O günden itibaren bir amansız mücadele başladı. Mekke’nin ileri gelenleri “Muhammed (SAV) aklını kaybetti, ya da O’nu cin çarptı, ilahlarımıza saldırıyor,..!” yaygarası koparmaya işi zorbalığa ve şiddete döktüler. Sonra; sonrası malum..
Bu gün aynı şeyler sahnede aslında. Tarih boyunca da aynı şeyler hep sahnedeydi. Oyun hep aynı oyun sadece oyuncular değişiyor. Bu günün ilahı para ve güç elbette ki. Yani mabud para mabed ise bankalar,borsalar,holding merkezleri,alışveriş merkezleri vs.
Put kavramı da belli bir değişim geçirmiş görüldüğü gibi. Hamurdan yapılıp tapınılan, acıkınca da yenen putların yerini şimdi sistematik ve organize şeyler almış.
Rahmeti N. Fazıl KISAKÜRE üstadımız, modern bir kentten bahsederken diyor ki;” Burada oturan insanların ekseriyetinin mabutları cebinde, mabudeleri de yataklarında... İki yüzlü mabutlar, bir gecelik mabudeler...”
Ve en önemlisi insan, aklını yaratanın istediği gibi kullanmadığı sürece köle olmaktan kurtulamaz. Ya zihinsel köledir ya da ekonomik köle..! Vahye muhatap olan akıldır, akıl sahibi insandır. Onun için Yüce Rabb’imiz , Kuran-ı Kerimi’in bir çok yerinde “ akletmiyor musunuz.? tefekkür etmiyor musunu? Düşünmüyor musunuz..?” diyor..

Akledip düşünenlere selam olsun..!

Saygı ile..:)
BANU dedi ki…
İnsanoğlunun (t)ürettiği bütün tanrılardan Allah'a sığınırız. Yazının üzerine söz edilmez. Ellerin dert görmesin.
Pabuc dedi ki…
Yorumlar öyle güzel/hatırlatıcı ki yazı yanlarında sönük kaldı (iyi de oldu) çok teşekkür ediyorum değerli yorumlarınız için.

Düşünen/akledenlerden olmayı nasip etsin Allah hepimize..Anlayan/bilen bildiğini uygulayan olmak....
Erkan Şen dedi ki…
Sana yeni bir "tanrı" hatırlatmasında daha bulunayım mı? Esas söyleyen kişiyi hatırlamıyorum, bir yerlerde okumuştum: "Our children became our new gods" diyordu. "Çocuklarımız yeni 'tanrılarımız' oldu" şeklinde basitçe çevirebiliriz.

Ne dersin? Bu sana da doğru gelmiyor mu?
Pabuc dedi ki…
Çocuklarını yarının garantisi olarak görenler için tabiki doğru bu da...

Örnekleri çoğaltabiliriz,ne acı!
cem dedi ki…
bak ben nazar bonvuğu denen şeyden medet umulmasını, paraya olan düşkünlükten daha vahim bulmaktayım. düşünsene nazar boncuğunun hiçbir karşılığı yok hayatta üstelik :)
Pabuc dedi ki…
/Cem,

Nazar boncuğunun insanı kötülüklerden koruduğuna inanılması hem komik hem saçma hem de tehlikeli bir durum.Ama yalnızca dikkati başka yöne çekmek amaçlı kullanılıyorsa bilemiyorum..Hani nazarı çekmek için falansa ne bileyim :) Boncuk kullanmadım kullanmam da ama anlamaya çalıştım bir an neden kullanıldığını ;)
Pabuc dedi ki…
Sevgili ''Me....''
yorumlarını okudum cevap yazmam gerektiğini düşünmemiştim :) Blogunu izlemeye almıştım ama genelden izlemeye aldığım için adını hatırlayamıyorum ..Lütfen site adını tekrar gönderir misin ? Ana sayfadan izlemeye almadığım blogların tüm yazılarını takip edemiyorum :(

Teşekkürler ..Siten hayırlı olsun..

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mektubum Var!

   Yine  yıllar  öncesine  geri   dönüp bi anımı yazacam annemin de  bu yazımı okuyacağını bile bile:) Hoş belki de bunca zaman sonra annem bile unutmuştur  bu olayı ,onun için ona da bi hatırlatma olur:))    Lise yıllarıyla ilgili bir yazım vardı hatırlayanlar olur aranızda işte yine aynı dönem içirisinde ben böyle aklım bir karış havada evden okula ,okuldan eve gidip gelirken gözüm bişey görmezken evdeki aile cemaatinden kopup aklımı fikrimi bir  kişiye odaklamışken farkedememişim hal ve hareketlerimdeki (sanırsam olumsuz) değişiklikleri...Odamdan çıkmamalar ,gizli telefonlar , herşeyin ben bilirim havaları ve beni sevenlere karşı ukala davranışlar almış başını gitmiş (hala hatırlamıyorum o derece kendimde olmama hali yani:)  her zaman derim aşk başa gelince akıl yıllık izne çıkar bu doğaldır:P) Benimle iletişim kurmaya çalışan anneme artık nasıl davrandıysam kadıncağızın demekki canına tak etmiş ki  sitem edeceğine ve didişeceğine  bana 4 sayfalık mektup yazmış ve defterimin için

Bir Bakar mısınız?

Bu bir kamuoyu yoklamasıdır ;) Blog yazılarını ara sıra ya da sürekli okuyan kaç kişi olduğunu merak ediyorum.Tamam farkındayım çok meraklıyım ama her şeyin temelinde merak yok mudur ;) Yazma konusunda kabiliyetli değilim malum ama bu yazmayı sevmememi gerektirmez dimi yani ;) Seviyorum yazmayı,okumayı uf bir de konuşmayı :) Neyse konu kim vurduya gitmesin lütfen sayfamı tıklayan herkes cevaplasın sorumu.Blog yazılarımı okuyor musunuz, okumuyorsanız blogumu neden açıyorsunuz kaardeşim? :)) 500'e yakın blogu izlemeye almışım bir o kadarı da benim blogumu izliyor görünüyor.Kaç kişinin gerçekten yazılarımı takip ettiğini merak ediyorum. . Yorum yazmadan geçmeyiniz kırılırım bilesiniz ;)

Gereksiz Bilgi ;) Bakalım Kim Ne Burcu !!!

  Tamam ya ne kızıyorsunuz bu kadar meraklıyım diye ;) Dünkü postla bi tezat oluşturmuş olabilir bu post ama merak işte..Yazacak konum kalmadığı için değil :) Sakın aklınıza öyle bişey gelmesin...Ben, herkes kendi özelliklerini (birileri uydurup yazmış) öğrensin diye böyle bişey yaptım..!! ;) Okuyun bakalım ''Aynı ben, aynı ben !'' diyecek misiniz ? :) ASLAN ERKEK:   Yufka yüreklidirler. O canı pahasına bile dişisini korur. Karizmatiktir. Kelimenin tam anlamıyla ''dişi''lerden hoşlanırlar. Aslanlar evlerine, ailelerine çok bağlı tiplerdir fakat bir gözleri de hep dışarıdadır. Eşlerinin çalışmayıp evde oturmasını isterler. Onlar sanki baba olmak için yaratılmışlardır ASLAN KADIN: Her zaman bakımlı, zarif, dikkatlidirler. Çok pratik, işlevsel bir zekaya sahiptirler. Gece hayatını severler. Yaşam zevkleri pahalı olur. Kendisine olan güveni son derece gelişmiştir. Özgürlüklerine düşkündürler. Erken çocuk sahibi olmaya pek yanaşmazlar. YENGEÇ ERKEK