Ana içeriğe atla

Bir Öğretmenimizle Eğitim-Öğretim Üzerine Röportaj

Röportaj: Pabuç - Aslı Öğretmen

Sevgili blogger dostlarım; Bundan böyle bloğumuzda röportajlara da yer vereceğim.İlk konumuz toplum olarak geleceğimizin oluşmasında temel taşlarımızdan olan eğitim-öğretim kurumlarımız  ve sorunları. Ne yazık ki; eğitim sisteminin çarpıklığından doğan sorunlara temel çözümler getirilmez ise, geleceğimizin risk altında olduğunu söyleyebiliriz. Çocuklarımızın, kimlik, kişilik, kariyer sahibi olmalarını bunun yanında insanlık idealinde hizmet etmelerini esas alan müfredatların öğretim ve eğitim alanında reformların yapılması gerektiğine inanmaktayız. Bu reformlar  ancak zihniyet değişiminin yapılmasıyla gerçekleşebilecektir. Yaşadığımız şehirde, bir ilköğretim okulunda  öğretmenlik yapan bir öğretmenimizle, eğitime dair kısa bir söyleşi gerçekleştirme fırsatı yakaladık.  Fen Bilgisi öğretmenliği yapan "Aslı Öğretmen" bizim ricamızı kırmayarak söyleşi sonrularımızı blog okuyucularımız için bize içtenlikle cevaplandırdı. Bundan ötürü kendisine teşekkür ederiz. Böyle bir çalışmadan keyif alacağınızı umuyorum. Bu sorumluluk duygusuyla Aslı Öğretmenimize röportaj sorularıma başlıyorum. 


-Sevgili öğretmenim,nereden mezunsunuz ve öğretmenlikte kaçıncı yılınız? Mesleğinizden memnun musunuz?

- 2007 Pamukkale Üniversitesi Fen Bilgisi Öğretmenliği mezunuyum. Meslekte 5. yılım. Bir çok olumsuzluk yaşadığımız doğru; ancak yine de insan yetiştirmenin önemli olduğunu bildiğim için böyle bir görev üstlendiğim için memnunum.

-Bu mesleği seçme nedeniniz neydi?

ğrencilik yıllarımda arkadaşlarıma ders anlatırdım. Benim anlatmamdan çok iyi anladıklarını söylerlerdi. Zamanla yapabileceğim ve istediğim mesleğin öğretmenlik olduğuna karar verdim.

-Ülkemizde öğretmen olmanın zorluklarından bahseder misiniz ?

-Ücret konusu; temel ihtiyaçların karşılanması dışında; öğretmenin sosyal, kültürel, eğitim ihtiyaçlaını ve beklentilerini karşılayamaması. Yoksulluk sınırında olan bir ücretle geçinmek zorunda olması.. Yol, barınma, çocuk, yemek, lojman, eğitim konularında desteklenmemesi. Van depreminde hayatını kaybeden meslek guruplarına baktığımızda, güvencesiz barınma koşullarına mecbur bırakılan meslek guruplarının başında öğretmenlerin olduğunu gördük.. Bunun yanında; öğretmen evleri, öğretmenlerin kullanamadığı, beklentilerini, ekonomik, sosyal, kültürel ihtiyaçlarını karşılayamayacak şekilde ticarileştirilmesi..  Çalışma koşulları, kıyafet zorunluluğu, okulun temizlik, kırtasiye, onarım, araç-gereç ihtiyaçlarının ücretlerinin veliler tarafından karşılandığı bir düzen mevcut ve öğretmen gündelik yaşam içinde bunlarla da muhatap olmak zorunda kalıyor olması.. Görevde yükselme koşulları, sınavla ve siyasi ilişkilerle düzenlenirken, liyakat, bilgi, deneyim ya da seçim gibi temel kriterler gözardı ediliyor olması.. Hizmetiçi eğitimler az ve içeriği uygulamaya, beklentileri karşılamaya yetmiyor olması..
Özellikle, mesleğe yeni başlayan öğretmenler yeterli eğitim almadan ve kendini geliştirme fırsatı bulamadan kendini sınıfta ve sorunların içinde buluyor.. Toplumsal değer açısından öğretmenlik mesleğinin içeriği boşaltılmaya ve değersizleştirilmeye çalışılıyor. Bunun nedeni yönetimin tutumu, öğretmenin yalnız bırakılması, eğitim ihtiyaçlarının karşılanmaması, medyanın tutumu ve velide, toplumda yalnış beklentiler oluşturulması. Eğitim kurumları, çağdaş bilimsel ve temel, ekonomik ihtiyaçları karşılayan kurumlar olursa; öğretmen veliden para ve yardım istemek yerine daha etkili, sağlıklı amacına uygun diyaloglar kuracaktır. Sınav ve akademik başarı odaklı eğitim anlayışı yerine öğrenci gelişim ihtiyaçları merkezli bir anlayışgetirilirse öğretmenlik mesleğinin değeri artacaktır.

ğretmenlik mesleğine gereken değerin verildiğini düşünüyor musunuz?

-Veli ve toplumun beklentisinin eğitim-öğretime sağlıksız bakışı, eğitim-öğretim için ayrılan bütçenin az olması.. Veli ve toplumun, öğretmeni öğrenciye ve topluma kattığı değerle ve verdiği emekle değil; öğretmenin aldığı düşük ücret, yaşam standardı, öğrencinin sınavdan aldığı not ve iki aylık tatillle değerlendirmesi.. Öğretmenlik mesleğine, eğitim fakülteleri dışındaki meslek guruplarından da atamalar yapılması.. Öğretmen açığının, ücretli öğretmenlerle geçiştirilmesi, toplumun gözünde öğretmenin değerini daha da düşürmektedir.

-Eğitim-Öğretim konusundan en büyük eksikliklerimiz nelerdir?

-Ezberci, işlevsel olmayan, günlük yaşantıyla kültürle bağdaşmayan, çocuğun gelişim seviyesine uygun olmayan bir anlayışın (müfredatın ) olması, ilköğretim çağındaki çocuğun gelişim düzeyi düşünüldüğünde youn alanları, spor alanları, serbest etkinlik alanlarının olmaması, çocuklara sınav odaklı bir müfredatın uygulanması, özgürlükçü, demokratik, öğrenci ve öğretmenin düşüncelerini rahatça ortaya koyabileceği eğitim-öğretim ortamının olmaması...

ğrencilerin genel durumu hakkında bilgi verebilir misiniz ? Öğrencilerin başarı durumları nasıl ?Başarının yükseltilebilmesi için, öğretmen, öğrenci, veliye düşen görevler nelerdir?

-Genele bakılınca başarıdan söz edemem. Bireysel başarılar mevcut. Genel başarı düşük ve orta yoğunlukta diyebiliriz. Başarının artması için, öğretmen, öğrenci ve velinin iş birliği içinde olması gerekir. Öğrenci başarısında velinin büyük etkisi var;  ancak çoğu veli katkısının olabileceğinin farkında bile değil, ya da önemsemiyor. Bu konuda velinin işlevselliğini arttırabilirsek başarının artacağını düşünüyorum.. Ayrıca uygulanan müfredatın toplumun kültürüne, imkanlarına ve öğrenci seviyesine göre hazırlanması gerekiyor.

ğretmen-öğrenci, öğretmen-veli diyalogları nasıl, karşılaşğınız sorunlara örnek verebilir misiniz?

-Velilerin çoğu,başarının düşük olmasında ya da öğrencilerin yanlış davranışlarından öğretmeni sorumlu tutup, yargılayıcı bir tutum takınıyor. Öğrencilerimin velileriyle iletişim kurabiliyorum. Fakat çoğunluğu veli toplantılarına katılmıyor, çocuğu hakkında benimle paylaşımda bulunmuyor.. Ben velilerimle ve öğrencilerimle diyaloğumun iyi olduğunu düşünüyorum. Öğrencilerim sorunlarını, düşüncelerini, mutlu-mutsuz oldukları anları benimle rahat bir şekilde paylaşabiliyorlar.

ğrenciler genelde "Şube öğretmenler kararıyla" sınıflarını geçebiliyor (sınıfta kalmak var olduğu halde) Bu durum eğitim-öğretim konusunda sorunlara yol açıyor mu ?

-8 yıllık kesintisiz eğitim-öğretim, okula devam etmeyen ve birden fazla dersten başarısız olan öğrencileri bir şekilde "ŞÖK kararı" ders ya da sınıf geçirmemize neden oluyor. Bu yüzden öğrenci bir üst sınıfa  hazırlığı olmadan geçiyor. Bu da başarısızlığın devam etmesine sebep oluyor. Bir de öğreci, başarısız olsa dahi sınıf geçeceğini biliyor bu da boşvermişliğini sürdürmesine sebep oluyor.

ğretmen atamaları konusunda düşüncelerinizi almak isterim...

-Yapılan atamaların ihtiyacı karşılayacağını düşünmüyorum. Ayrıca mesleğe başlamak için yapılan sınavın nitelikli öğretmen seçimiyle alakasız olduğu kanaatindeyim.

-Ülkemizin Eğitim-Öğretim konusunda yarınını nasıl görüyorsunuz?

-Olumlu düşündüğümü söyleyemem. Düşünemeyen, sorgulamayan, araştırma yeteneği olmayan, hazırcı; sosyal, sporsal, kültürel faaliyetlerde bulunmayan, internet bağımlısı, gelecek kaygısı düşünmeyen bir nesil yetiştiğini düşünüyorum.


Yorumlar

Adsız dedi ki…
Atama bekleyen bunca öğretmen adayı varken hala eğitim fakültelerine öğrenci alımı yapılması da ilginç bir durum olsa gerek...
Profösör dedi ki…
Doğru düzgün bir eğitim ve öğretim yapılabilmesi için zihniyet değişmine dayalı reformlar yapılması gerekr.
Volkan DENİZ dedi ki…
Ama çok tehlikeli bir konuya yönelmişsin yine. O kadar çok söylenecek söz var ki.

Sayın öğretmenimize keşke sorsaydınız. Eğer 10 bin lira maaş alsaydı mevcut sistemde neyi düzeltebilirdi?

Eğitim-öğretim konusunda olumlu düşünmüyorum derken kendini hiç sıkıntının bir parçası olarak görebiliyor mu?

Veliler çocuklarının başarısızlığında öğretmeni hiç suçlamamak için ne yapmalılar. kimi suçlamalılar. Nitelikli öğretmen tanıdığı var mı acaba. Ya da gerçek anlamda insan yetiştirmeyi kendine görev bellemiş kaç tane öğretmen var. Samimi olarak cevaplayabilir mi? O velileri yetiştirenler de zamanın öğretmenleri değil miydi?

Hem velilerin yetersizliğinden bahsedip hemde veli işlevini arttırmaya çalışmak nasıl bir çelişkidir.. Öğretmenin görevi veliyi değil çocuğu yetiştirmektir. Veli işin içine girerse ne ala ama girmezse öğrenciyi bir kenara ayırmak mı gerekecek?

Madem ki müfredat ezberci, işlevsel olmayan, günlük yaşantıyla bağdaşmayan bir yapıya sahip beş yıllık öğretmenlik sürecinde bunun değişmesi ve düzeltilmesi için ne gibi bir çalışma yapmış yada yapılmasına öncülük etmiş?

Sonuç olarak bu röportajı yaptığın değerli öğretmenimden özür dileyerek bu soruları tüm öğretmenlerimize soruyorum. Biraz da fark edilen hataların üstüne gidilerek düzeltilmesi için öğretmenlerimizin çaba sarf etmesi gerektiğini düşünüyorum.. Yoksa hep birlikte cehaletin kucağına koşar adım gidiyoruz..

Sevgiler...

Aslı öğretmen'e saygılarımla...
Adsız dedi ki…
İyi bayramlar, en güzel günler en güzel bayramlar sizin olsun...
Kalemzâde
Adsız dedi ki…
Bayramınız Mübarek Olsun. :)
Cihan Bakacak dedi ki…
Ne kadar büyük eksiklikler görürsek görelim yine de bazı umut verici noktaların olması, gelecekten umutsuz olmama engel oluyor, ufak bir ışığın arkasında daha büyük ışıkların olduğunu düşünüyorum her zaman.
Sihirlitorba dedi ki…
ülkemizin eğitim öğretim tablosu gerçekten çok düşündürücü.bunu bir öğretmenden duymak ise daha etkili oluyor.ama hala bu konuda birşeyler yapılmaması bana başka şeyler düşündürüyor...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mektubum Var!

   Yine  yıllar  öncesine  geri   dönüp bi anımı yazacam annemin de  bu yazımı okuyacağını bile bile:) Hoş belki de bunca zaman sonra annem bile unutmuştur  bu olayı ,onun için ona da bi hatırlatma olur:))    Lise yıllarıyla ilgili bir yazım vardı hatırlayanlar olur aranızda işte yine aynı dönem içirisinde ben böyle aklım bir karış havada evden okula ,okuldan eve gidip gelirken gözüm bişey görmezken evdeki aile cemaatinden kopup aklımı fikrimi bir  kişiye odaklamışken farkedememişim hal ve hareketlerimdeki (sanırsam olumsuz) değişiklikleri...Odamdan çıkmamalar ,gizli telefonlar , herşeyin ben bilirim havaları ve beni sevenlere karşı ukala davranışlar almış başını gitmiş (hala hatırlamıyorum o derece kendimde olmama hali yani:)  her zaman derim aşk başa gelince akıl yıllık izne çıkar bu doğaldır:P) Benimle iletişim kurmaya çalışan anneme artık nasıl davrandıysam kadıncağızın demekki canına tak etmiş ki  sitem edeceğine ve didişeceğine  bana 4 sayfalık mektup yazmış ve defterimin için

Gereksiz Bilgi ;) Bakalım Kim Ne Burcu !!!

  Tamam ya ne kızıyorsunuz bu kadar meraklıyım diye ;) Dünkü postla bi tezat oluşturmuş olabilir bu post ama merak işte..Yazacak konum kalmadığı için değil :) Sakın aklınıza öyle bişey gelmesin...Ben, herkes kendi özelliklerini (birileri uydurup yazmış) öğrensin diye böyle bişey yaptım..!! ;) Okuyun bakalım ''Aynı ben, aynı ben !'' diyecek misiniz ? :) ASLAN ERKEK:   Yufka yüreklidirler. O canı pahasına bile dişisini korur. Karizmatiktir. Kelimenin tam anlamıyla ''dişi''lerden hoşlanırlar. Aslanlar evlerine, ailelerine çok bağlı tiplerdir fakat bir gözleri de hep dışarıdadır. Eşlerinin çalışmayıp evde oturmasını isterler. Onlar sanki baba olmak için yaratılmışlardır ASLAN KADIN: Her zaman bakımlı, zarif, dikkatlidirler. Çok pratik, işlevsel bir zekaya sahiptirler. Gece hayatını severler. Yaşam zevkleri pahalı olur. Kendisine olan güveni son derece gelişmiştir. Özgürlüklerine düşkündürler. Erken çocuk sahibi olmaya pek yanaşmazlar. YENGEÇ ERKEK

Bir İsteğim Var Arkadaşlar!!

Madem burada kalabalık bir aileyiz benim yine güzel bir fikrim var..!! Duymadım, bilmiyorum, işime gelmedi, yok yazın çok uzundu okuyamadım, yorum yazacak vaktim yoktu ..v.b. mazeretleri kabul etmiyorum. Sayfamı tık diye açan herkesten bu yazıya yorum istiyorum ..Korkmayın uzun uzun yorum değil canııım ... Herkesten tek cümlelik dua istiyorum ...Kendim için de değil...Herkes kendinden sonraki yorumcu için (kim olduğunu bilmeden ) dua etsin lütfen...Bu bir oyun değil...Sadece bu zamanda unuttuğumuz (kardeşlerimiz için dua ) bir şeyi hatırlatma babında bir güzel dua zinciri ...Her birinizden can-ı gönülden yapılan tek cümlelik bir dua...! Zor değilmiş değil mi !! Hepinizden Rabbim razı olsun inşaallah.. . Not:İlk dua benden..Blog sahibi olma lüksümü kullanıyorum ;)