Google da adımı yazdım ve bekledim...Bana verdiği resim ve cevabı şimdi burda yayınlayacam...Ben ilk defa gördüm bu yazıyı ve çok beğendim..
İnsan vav şeklinde doğar, bir ara doğrulunca kendini elif sanır.
İnsan iki büklüm yaşar,
oysa en doğru olduğu gün ölmüştür.
Kulluğun manası vavdadır,
elif uluhiyetin ve ehadiyetin simgesidir.
elif uluhiyetin ve ehadiyetin simgesidir.
O yüzden Lafz-ı ilahi elifle başlar.
Elif kainatın anahtarıdır, vav kainattır.
Elif kainatın anahtarıdır, vav kainattır.
Rabbi vav gibi mütevazı olsun ister kulları.
Musa dal olmuştur ama Firavunun gözü Elifte kalmıştır.
İbrahim ateşte vavdır, Nemrut bizzat ateşe odun.
Yunus, vav olup balığın karnında anca kurtarmıştır kendini.
İnsan iki büklüm olunca rahat eder ana karnında.
Boylu boyunca uzansa da kim rahattır mezarında?
Vavın elifle münasebeti ne kadar iyiyse,
kainatın dengeside o kadar düzgündür.
Vavın elifle münasebeti ne kadar iyiyse,
kainatın dengeside o kadar düzgündür.
Kim kimi hatırlarsa evvel o ona koşar.
Kainatta tüm cisimler boşlukta dönerken insan belki o yüzden boşlukta kalmamış, Rabbi onu imanla doldurmuştur.
Evvelde eliftir, bir ilahi nefesle ahirde vav olur kainat.
Manayı bilmeyenler vav diyemez vay der.
Buna anlamca vaveyla denir.
Yani vav olamadıkları için feryad edenlerin halidir.
Elif bir ağaç ve insan onun dalıdır.
Azrail budadıkça nefesleri daha gür çıkar sesleri.
Herbiri Dal olur ve o ağaçtan beslenir.
Vav olur o ağacın gölgesine sığınır.
Vav olur o ağacın gölgesine sığınır.
Ve Allah insana seslenir,
peygamber eliyle ulaşan mesajı hem dal hem vav ol der insana.
peygamber eliyle ulaşan mesajı hem dal hem vav ol der insana.
“Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velileridir.
İyiliği emrederler; kötülüğe engel olurlar.
Namaz kılarlar, zekat verirler.
Allah’a ve Resulüne itaat ederler.
İşte bunlara Allah rahmet edecektir.
Allah şüphesiz güçlüdür, hakimdir.”
İyiliği emrederler; kötülüğe engel olurlar.
Namaz kılarlar, zekat verirler.
Allah’a ve Resulüne itaat ederler.
İşte bunlara Allah rahmet edecektir.
Allah şüphesiz güçlüdür, hakimdir.”
Başkasının önünde eğilmek ne zordur.
Birilerinin emri altına girmek ne ağırdır.
Krallara boyun eğmemiş insan görmediği bir varlığa mı itaat edecektir?
Birilerinin emri altına girmek ne ağırdır.
Krallara boyun eğmemiş insan görmediği bir varlığa mı itaat edecektir?
İnsan kendinin bile farkında değildir iki lam birbirine sarılıp kainatı ayakta tutan sütunlar gibi durmuştur elifin ardında, kainatın gezegenleri yuvarlanıp son harf misali peşinden giderken, insan yolculukta geri kalmanın acısını ne zaman anlayacaktır.
Zordadır sığınacak yeri yoktur.
Evrene ve seslere kulak verenler duyar yeniden o kutlu çağrıyı;
Zordadır sığınacak yeri yoktur.
Evrene ve seslere kulak verenler duyar yeniden o kutlu çağrıyı;
“Sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyin.
Rablerine kavuşacak ve O’na döneceklerini umanlar ve Allah’a gerçek bir saygı gösterenlerden başkasına namaz elbette ağır gelir”
Rablerine kavuşacak ve O’na döneceklerini umanlar ve Allah’a gerçek bir saygı gösterenlerden başkasına namaz elbette ağır gelir”
Sonra çağırır insanı, belki cennet kokusunu duyurmak içindir bu davet, belki kendi yanına çağırıyordur.
İşte o ayet: “Secde et, yaklaş!”
Eğil ve ben senin başını göklere erdireyim,
yıldızları ayağına sereyim,
sana gezmekle bitiremeyeceğin cennetler,
sayamayacağın nimetler vereyim demektir bu.
yıldızları ayağına sereyim,
sana gezmekle bitiremeyeceğin cennetler,
sayamayacağın nimetler vereyim demektir bu.
Secde et,
vav ol,
vay dememek için la şey olan insan herşey demek olan Rabbinin önünde…(alıntı)
vav ol,
vay dememek için la şey olan insan herşey demek olan Rabbinin önünde…(alıntı)
Yorumlar
gönlümde vav
gözümde vav
dem dem vav kesilirim
beni insan yapana
ey kalbimden geçeni bilen Allah'ım
kulum de kafi bana
ister narına garket
ister nuruna
kulum de kafi bana
yazmak kapıları aralamaz
kapılar kapanır elif olmayınca...
öyle misin? anlam yüklü kervan değilse övünme kul
ümmet sayılma
özünde elif olmayınca...
Evvelde eliftir, bir ilahi nefesle ahirde vav olur kainat.
Manayı bilmeyenler vav diyemez vay der.
Buna anlamca vaveyla denir.
Yani vav olamadıkları için feryad edenlerin halidir...
hele burası var ya..
söz cahil kesiliyor işte tam da burda..
ne güzel yazmışsın...Bizim kalbimizden geçen de bu ama...
O bizi kul olarak seçti sevdi ama işte biz buna layık olabiliyor muyuz gayretimiz ne kadar bu önemli..
ben de şaşkınlıkla okudum yazıyı ...Yazandan Allah razı olsun okuyanlardan da tabiki..Sevgiler..
senin kötü bişey yazdığını göreceğim günler olacakmı ;) Varolasın...
Eyvallah! Zaten vav olabilsek yeterli gelecek bize de..Özümüz Elif ama onu taze tutabilmek gayemiz..
sanki benden bahseiyor...şikayetlerim vaveyla..Manayı bilme yolunda ilerleyebilirsek umutta yanımızda olur ...İnşşşşşşş
inşaallah..
Vav, "Kün" emrinden sonra kainatın aldığı "hâl"dir. Kaf ve Nun harfleri arasında sakin olan, Batın'ı Zahir'e bağlayan bağdır, bağlaçtır.
Vav, galaksilerin, nebulaların, süpernovaların aldığı şekil, güneş sisteminin uzay boşluğundaki görünüşüdür.
Vav bir sestir, tüm sesler kesildiğinde duyulur derinden. Zerreden kürreye her şey "vvvuuvv" sesi ile haşyete kapılıp "vav" şeklini alır.
Vav dünyamızda karalarla denizlerin arasındaki ahengin altın oranıdır. Cemâdat aleminde itaat ve tesbih makamıdır. Cansız varlıkların kulluk nişanıdır. Atomdaki harekette, madendeki cevherde, kütledeki sertlikte, mercandaki güzellikte, dağlardaki ihtişamda hep o hissedilir.
Hayatın başlangıç sırrıdır. Canlılık emaresi "vav" gibi olmakla başlar. Bitki tohumu filizleri, tek hücreliler, balık lavraları ve tüm canlıların ilk anları hayata vav çizmekle başlar. Nebatât alemi, hayvanat alemi hep hayatın vav halidir.
"İnsan" vav ın en güzel şekline girmeye talip oldu ve o cüretle başladı maceraya. Anne rahminde Rahman'ın tecellisi ile kalbi atmaya başladığı ilk anlarında, (cenin halinde) "vav" gibi oldu. Vav, Adem(AS)'a öğretilen isimleri (bilgi) birbirne bağlayan bağ, imanın altı esasını birleştiren tutkal oldu. Nuh(AS)'a gemi yapımında ilham oldu, Eyüp (AS) dert çekerken, Yunus (AS) balık karnında iken, İbrahim Aleyhisselam mancınıktan ayrıldıktan sonra havada süzülürken vav halinde idiler. Musa Aleyhisselam'ın asası eğrilerek vav olup şaşırttı firavunu. İsa Aleyhisselam'a üflenen ruh vav gibi kıvrılarak girdi bedenine...
Ve insanlığın zirve noktası Efendimiz (SAV) Hira mağarasında "vav" halinin de zirvesindeydi. Vahyin yüküne dayanmanın yolu buydu.
*
Kısaca azizim, haddimize değildi ama yazmış bulunduk. "Vav" olmak Allah'a "kul" olmanın emaresidir. Biz bunu namazlarımızda her rekatta tekrar ederiz. Ayaktayken dil ile "İyyake na'bûdü ve iyyake nesteîn" (yalnız Sana kulluk ederiz; ve yalnız Senden yardım dileriz) sözünü veririz; hâl ile de rukuya gider "vav" haline dönüşür, secdeye kapanırız. Secde kulluğun zirve noktasıdır, Allah'a en yakın olduğumuz andır. "Vav", bizi O'na bağlar. Bağlantıyı koparmayanlara ne mutlu. Allah'a karşı vav halinde olanlar O'ndan gayri hiçbirşeyin ve hiçkimsenin önünde eğilmez. Mutlak özgürlük budur. Bu durum tersyüz olunca dünyanın ne hale geldiğini merak edenler etrafına bir baksın. Vesselam...
şimdiye kaar aldığım en güzel yorumlardan biri...Allah razı olsun ne kadar güzel anlatmışsınız yüreğinize sağlık...
walla doğru harika bir yazı bu sefer mutevazi olmayacam çünkü yazı bana ait değil :))) Ben canım sıkıldıkça okurum bu yazıyı...öyle güzel kii...Sizin de beğenmenize sevindim...Sevgiler..
teşekkürler..Paylaşımlar karşı taraftan anlaşılabildiği için kıymetlidir..