Ana içeriğe atla

Bu da Geçer...


Bu da Geçer Ya Hû! 

Dervişin biri,uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra bir köye ulaşır.Karşısına çıkanlara kendisine yardım edecek,yemek ve yatak verecek biri olup olmadığını sorar.Köylüler kendilerinin de fakir olduklarını,evlerinin küçük olduğunu söyler ve Şakir diye birinin çiftliğini tarif edip oraya gitmesini tavsiye ederler.

Derviş yola koyulur,birkaç köylüye daha rastlar.Onların anlattıklarından Şakirin bölgenin en zengin kişilerinden biri olduğunu anlar. Bölgedeki ikinci zengin ise Haddad  adında başka bir çiftlik sahibidir.
Derviş Şakir’in çiftliğine varır.Çok iyi karşılanır,iyi misafir edilir,yer içer, dinlenir.Şakir de aileside hem misafirperver hem de gönlü geniş insanlardır…
Yola koyulma zamanı gelip Derviş, Şakir’e teşekkür ederken, “Böyle zengin olduğun için hep şükr et.”der. Şakir ise şöyle cevap verir: “Hiçbir şey olduğu gibi kalmaz. Bazen görünen gerçeğin ta kendisi değildir. Bu da geçer…”
Derviş Şakir’in çiftliğinden ayrıldıktan sonra bu söz üzerine uzun uzun düşünür.Bir kaç yıl sonra dervişin yolu yine aynı bölgeye düşer.Şakir’i hatırlar,bir uğramaya karar verir. Yolda rastladığı köylüler ile sohbet ederken Şakir den söz eder. “Haa o Şakir’mi” der köylüler, “O iyice fakirledi,şimdi Haddad’ın yanında çalışıyor.”
Derviş hemen Haddad’ın çiftliğine gider,Şakir’i bulur.Eski dostu yaşlanmıştır,üzerinde eski püskü giysiler vardır.Üç yıl önceki bir sel felaketinde bütün sığırları telef olmuş,evi yıkılmıştır.Toprakları da işlenemez hale geldiği için tek çare olarak selden hiç zarar görmemiş ve biraz daha zenginleşmiş olan Haddad’ın yanında çalışmak kalmıştır.Şakir ve ailesi üç yıldır Haddad’ın hizmetkarıdır.
Şakir bu kez Derviş’i son derece mutevazi olan evinde misafir eder.Kıt kanaat yemeğini onunla paylaşır…Derviş vedalaşırken Şakir’e olup bitenlerden ötürü ne kadar üzgün olduğunu söyler ve Şakir’den şu cevabı alır: Üzülme…Unutma,bu da geçer…”
Derviş gezmeye devam eder ve yedi yıl sonra yolu yine o bölgeye düşer.Şaşkınlık içinde olup biteni öğrenir.Haddad birkaç yıl önce ölmüş,ailesi olmadığı içinde bütün varını yoğunu en sadık hizmetkarı ve eski dostu Şakir’e bırakmıştır.Şakir Haddad’ın konağında oturmaktadır,kocaman arazileri ve binlerce sığırı ile yine yörenin en zengin insanıdır.
Derviş eski dostunu iyi gördüğü için ne kadar sevindiğini söyler ve yine aynı cevabı alır: “Bu da geçer…”
Bir zaman sonra Derviş yine Şakir’i arar. Ona bir tepeyi işaret ederler. Tepede Şakir’in mezarı vardır ve taşında şu yazılıdır: Bu da geçer…”
Derviş, “ölümün nesi geçecek?” diye düşünür ve gider. Ertesi yıl Şakir’in mezarını ziyaret etmek için geri döner; ama ortada ne tepe vardır nede mezar.Büyük bir sel gelmiş,tepeyi önüne katmış,Şakir’den geriye bir iz dahi kalmamıştır…
O aralar ülkenin sultanı,kendisi için çok değişik bir yüzük yapılmasını ister. Öyle bir yüzük ki ,mutsuz olduğunda umudunu tazelesin,mutlu olduğunda ise kendisini mutluluğun tembelliğine kaptırmaması gerektiğini hatırlatsın…Hiç kimse Sultanı tatmin edecek böyle bir yüzük yapamaz.Sultanın adamları da bilge Derviş’i bulup yardım isterler.Derviş, Sultanın kuyumcusuna hitaben bir mektup yazıp verir.Kısa bir süre sonra yüzük Sultan’a sunulur.Sultan önce bir şey anlamaz; çünkü son derece sade bir yüzüktür bu. Sonra üzerindeki yazıya gözü takılır, biraz düşünür ve yüzüne büyük bir mutluluk ışığı yayılır: “Bu da geçer” yazmaktadır.

Yorumlar

İ.x.İ.r dedi ki…
Bu da geçer..
hâla inanamıyorum..
bu kıssadan hisseyi kurs hocamızdan dinlemiştim.çok etkileyici.paylaşım için teşekkürler
Pabuc dedi ki…
Bu bir gerçek,sonuçta tüm acılar da mükemmel gördüklerimiz geçiyor..hiç bişey kalıcı değil, zaman güzel ve hayırlı yaşanmışlıklarla ...hayırlısıyla geçsin inşaallah
mit dedi ki…
Güzel bir hikaye ;)
Pabuc dedi ki…
dimi:) Ben de çok beğendim..bu da geçer ..ben bişey biliyorum da bloguma bu adı verdim :))
murat dedi ki…
hakketen güzel bir hikaye imiş. görüyoruz, yaşıyoruz, seviniyoruz , üzülüyoruz, hep geçip gidiyor...
Adsız dedi ki…
debepe sen bana kızgınsın sanırım:(
Pabuc dedi ki…
@murat çok haklısın...zaman bize faniliği çok iyi idrak ettiriyo..

@vecihi ,ben sana neden kızgın olayım...sebep?
Adsız dedi ki…
kızgın değil kırgın.kafa karıştırma :P :) ya ne biliyim uslupsuz şaka yaptım takıldım falan,istemeden üzdümmü diye düşünüyor insan...:(
Pabuc dedi ki…
yok öyle bişey bizde( biz derken ben yani:D) ''güzel insan'' dediğim kişilere kırılmam..kızarsam da söylerim zaten:)
efsa dedi ki…
Bilmiyordum bu hikayeyi, çok çok güzelmiş. Teşekkür ederim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mektubum Var!

   Yine  yıllar  öncesine  geri   dönüp bi anımı yazacam annemin de  bu yazımı okuyacağını bile bile:) Hoş belki de bunca zaman sonra annem bile unutmuştur  bu olayı ,onun için ona da bi hatırlatma olur:))    Lise yıllarıyla ilgili bir yazım vardı hatırlayanlar olur aranızda işte yine aynı dönem içirisinde ben böyle aklım bir karış havada evden okula ,okuldan eve gidip gelirken gözüm bişey görmezken evdeki aile cemaatinden kopup aklımı fikrimi bir  kişiye odaklamışken farkedememişim hal ve hareketlerimdeki (sanırsam olumsuz) değişiklikleri...Odamdan çıkmamalar ,gizli telefonlar , herşeyin ben bilirim havaları ve beni sevenlere karşı ukala davranışlar almış başını gitmiş (hala hatırlamıyorum o derece kendimde olmama hali yani:)  her zaman derim aşk başa gelince akıl yıllık izne çıkar bu doğaldır:P) Benimle iletişim kurmaya çalışan anneme artık nasıl davrandıysam kadıncağızın demekki canına tak etmiş ki  sitem edeceğine ve didişeceğine  bana 4 sayfalık mektup yazmış ve defterimin için

Bir Bakar mısınız?

Bu bir kamuoyu yoklamasıdır ;) Blog yazılarını ara sıra ya da sürekli okuyan kaç kişi olduğunu merak ediyorum.Tamam farkındayım çok meraklıyım ama her şeyin temelinde merak yok mudur ;) Yazma konusunda kabiliyetli değilim malum ama bu yazmayı sevmememi gerektirmez dimi yani ;) Seviyorum yazmayı,okumayı uf bir de konuşmayı :) Neyse konu kim vurduya gitmesin lütfen sayfamı tıklayan herkes cevaplasın sorumu.Blog yazılarımı okuyor musunuz, okumuyorsanız blogumu neden açıyorsunuz kaardeşim? :)) 500'e yakın blogu izlemeye almışım bir o kadarı da benim blogumu izliyor görünüyor.Kaç kişinin gerçekten yazılarımı takip ettiğini merak ediyorum. . Yorum yazmadan geçmeyiniz kırılırım bilesiniz ;)

Gereksiz Bilgi ;) Bakalım Kim Ne Burcu !!!

  Tamam ya ne kızıyorsunuz bu kadar meraklıyım diye ;) Dünkü postla bi tezat oluşturmuş olabilir bu post ama merak işte..Yazacak konum kalmadığı için değil :) Sakın aklınıza öyle bişey gelmesin...Ben, herkes kendi özelliklerini (birileri uydurup yazmış) öğrensin diye böyle bişey yaptım..!! ;) Okuyun bakalım ''Aynı ben, aynı ben !'' diyecek misiniz ? :) ASLAN ERKEK:   Yufka yüreklidirler. O canı pahasına bile dişisini korur. Karizmatiktir. Kelimenin tam anlamıyla ''dişi''lerden hoşlanırlar. Aslanlar evlerine, ailelerine çok bağlı tiplerdir fakat bir gözleri de hep dışarıdadır. Eşlerinin çalışmayıp evde oturmasını isterler. Onlar sanki baba olmak için yaratılmışlardır ASLAN KADIN: Her zaman bakımlı, zarif, dikkatlidirler. Çok pratik, işlevsel bir zekaya sahiptirler. Gece hayatını severler. Yaşam zevkleri pahalı olur. Kendisine olan güveni son derece gelişmiştir. Özgürlüklerine düşkündürler. Erken çocuk sahibi olmaya pek yanaşmazlar. YENGEÇ ERKEK